11. Hukuk Dairesi 2016/11881 E. , 2018/1070 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen davada ..... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/03/2016 tarih ve 2015/95-2016/250 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan taksitli ticari taşınmaz (arsa) kredisi kullandığını, bu kapsamda proje komisyonu bedeli adı altında haksız olarak davalı yanca 2.750,00 TL tahsil edildiğini, bankaca önceden hazırlanan ve müzakere edilmeden sözleşmeye konulan hükümlerin geçersiz sayılacağı 2.750,00 TL"nin tahsil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan istirdadını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 10. maddesinin "vergi, resim, harç, fon, vs.mali yükümlükler" başlığını taşıdığını, ilgili maddelerde davalı yanca "proje komisyonu" alınacağına dair bir düzenlemenin olmadığı, sözleşme öncesi bilgi formunun da davacı tarafından imzalanıp teslim alındığına dair bir belgenin dosyaya ibraz edilmediği, 6098 sayılı TBK"nin 20 ve devamı maddelerine göre genel işlem şartları mahiyetindeki sözleşmelerde, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamayacağı, genel hukuk prensiplerinden olan "hiç kimse kendi kusuruna dayanarak menfaat elde edemez" ilkesi gözetildiğinde, davalı bankanın yasal dayanağı olmaksızın aldığı proje komisyon bedelini hesabına girdiği andan itibaren faizi ile birlikte iade etmesinin hakkaniyet ve adalete uygun bulunacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ticari kredi sözleşmesinden doğan ve tahsil edilen proje masrafının iadesi talebine ilişkindir.
Taraflar arasında 28.12.2009 tarihli sözleşme akdedilmiş olup, mahkemece uyuşmazlığa 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında Kanun"un 1. maddesinde "Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun
.../...
hükümleri uygulanır" hükmü düzenlenmiştir. Açıklanan yasal düzenleme karşısında uyuşmazlıkta mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümleri yerine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması ve yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Ayrıca sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle dava konusu edilen kesintinin haksız olup olmadığının belirlenmesi amacıyla taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesi ve eklerinin incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekir. Sözleşme ve eklerinde masraf alınabileceği ve oranı, miktarı belirlenmişse, bu oran ve miktara göre davalının alacağı masraf saptanır. Sözleşmede masraf alınacağı, ancak oran ve miktar konusunda düzenleme bulunmaması durumunda ise, diğer bankaların uygulamalarına göre, masraf alınıp alınamayacağı ve miktarı belirlenir. Bu açıklamadan sonra somut olaya gelindiğinde, taraflar arasında imzalanan 28.12.2009 tarihli taksitli ticari kredi sözleşmesi ve eki niteliğindeki ödeme planı içeriğinde dava konusu edilen 2.750,00 TL proje masrafının davacı yanca ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin ticari kredi mahiyetinde olduğu göz önüne alınarak, davanın reddi gerekirken yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....