Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1317
Karar No: 2022/5327
Karar Tarihi: 11.04.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1317 Esas 2022/5327 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi, emekli aylığının iptali istemiyle açılan davada davalı kurumun istinaf başvurusunu reddetmişti. Ancak davalı kurumun temyiz itirazları üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, dosyada eksik inceleme ve araştırma yapıldığını ve tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmemesi gerektiğini vurgulamıştır. Davacının çalıştığı iddia edilen inşaat işyerindeki diğer sigortalıların da tanık olarak dinlenilmesi, iş yeri kayıtlarının ve hizmet cetvellerinin celp edilerek beyanların denetlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararın dayanağı 506 sayılı Kanunun 6. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesidir.
10. Hukuk Dairesi         2022/1317 E.  ,  2022/5327 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
    No : 2021/2589-2021/1772
    İlk Derece
    Mahkemesi : Bursa 6. İş Mahkemesi
    No : 2020/18-2021/234

    Dava, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34.Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esasdan reddine karar verilmiştir.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi

    I-İSTEM
    Davacı vekili, ... tahsis numaralı müvekkiline 01.03.2008 tarihinden itibaren bağlanmış emekli aylığının davalı kurumun 14.05.2012 tarih, MO:100 sayılı Denetmen Raporuna istinaden müvekkilinin 2006 yılındaki ... işyeri sicil numaralı işyerindeki çalışmalarının iptali nedeniyle müvekkilinin 5000 gün şartını tamamlamadığı gerekçesiyle aylığın bağlandığı günden itibaren iptal edilerek, yazı ekindeki borç tablosu çerçevesinde ödenmiş aylıkların 5510 sayılı yasanın 96/a maddesi uyarınca talep edildiğini, iptal kararın dayanağı raporun hatalı olduğunu, raporda ...'in müvekkilinin de aralarında bulunduğu 23 kişiyi tanımadığı şeklinde beyan edildiğini, ancak müvekkilinin inşaat sahibi ...'in kardeşi ...'in eşinin kardeşi ile evli olduğunu, müvekkili ile dava dışı işyeri sahibi arasında akrabalık olduğunu, müvekkilinin 2006 yılı ocak ayında tomruk deposunda iş kazası geçirdiğini, 5 ay istirahat ettiğini, daha sonra eski gücüne kavuşamadığı için davaya konu inşaat işyerinin 4. ve 5. katının şaplarının dökümü teras katının kalebodur işlerini yaptığını, müvekkilinin fiili olarak çalıştığını belirterek, davalı kurumun müvekkilinin emekli aylığının iptali şeklindeki işleminin iptaline, müvekkilinin 50.706,13 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

    II-CEVAP
    Davalı kurum, 19.03.2009 tarihinde davaya konu işyerinde yapılan incelemelerde işyerinden 25 kişinin sigortalı gözükmesine rağmen fiilen hiçbir çalışanın olmadığının tespit edildiğini, hatta bu kişilerin tamamına yakınının işvereni tanımadıklarının anlaşıldığını, incelemeler sırasında davacının da ifadesinin alındığını, davacının çalıştığını beyan ettiği dönemde inşaat işyerinde kendisinden başka çalışan olmadığını beyan ettiğini, davacının işverenle akrabalık ilişkisinin olmasının fiili çalışmanın olduğunu göstermeyeceğini, ayrıca işverenin davacıyı tanımadığının yanlışlıkla söylediği düşünülse bile davacının ... dışında kimsenin inşaatta çalışmadığını beyan ettiğini, 5510 sayılı yasanın 59. Maddesi gereğince müfettiş raporlarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli kabul edildiğini, davacının bu işyerinde hizmet akdine tabi fiili çalışmasının olmadığının tespit edildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    MAHKEME KARARLARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesi, davanın kabulüne, davalı Kurum tarafından vefat eden davacı ...'in 01/03/2008 tarihinden itibaren emeklilik aylığının kesilmesine ilişkin kurum işlemi ile emekliliğinin iptaline yönelik kurum işlemlerinin ayrı ayrı iptaline, bu işlem neticesinde vefat eden davacıya çıkartılan 50.706,13 TL yersiz ödeme borcundan vefat eden davacının ve mirasçılarının sorumlu olmadığının tespitine karar vermiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun HMK nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esasdan reddine karar vermiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLER
    Davalı Kurum vekili; Kurum işlemlerinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, tanık anlatımlarının çelişkili ve objektif olmaktan uzak olması nedeniyle karara dayanak teşkil etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının inşaatta yaptığını iddia ettiği iş ile ilgili beyanlarının çelişkili olduğunu, davanın reddinin gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı kanunun 79 ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesidir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
    İnceleme konusu dosyada; Davacıya 01.03.2008 tarihinden itibaren 506 sayılı yasanın geçici 81/B-b maddesi gereğince 5032 gün üzerinden yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının 01.08.2006-05.11.2006 tarihleri arasında ... ve ... inşaat iş yerinden bildirilen 95 günlük çalışmasının fiili çalışmaya dayanmadığının kurum raporu ile tespit edilmesi üzerine aylığının bağlandığı tarihten itibaren iptal edildiği anlaşılmaktadır. 14.05.2012 tarihli kurum raporunda davacının bildiriminin fiili çalışmaya dayanmadığının tespiti nedeniyle çalışmaları iptal edilmiş ise de; aynı inşaat iş yerinden bildirimi olan bir kısım sigortalıların ise fiilen çalıştıkları tespit edilmiştir. Diğer yandan davacının çalıştığı 01.08.2006-05.11.2006 tarihleri arasında iş yerinden bildirimi olan tüm sigortalıların çalışmaları kurum raporu ile iptal edilmiştir.
    Davacı denetmen raporunda verdiği ifadesinde inşaat iş yerinde 4 ve 5. Katın ara bölme duvarlarını yaptığını,2006 yılının haziran ayından sonrasında 3 veya 3,5 ay civarında çalıştığını, kendisinin çalıştığı dönemde başka çalışan işçinin bulunmadığını, 4 ve 5. Katın ara bölme duvarlarının kumunu, toprağını, kirecini ve çimentosunu çekerek yaptığını beyan etmiştir. İşveren ... ise denetmen raporunda; inşaatın kaba işlerinin 1999/2. Ayda bittiğini, birinci katta oturmaya başladıklarını,2001 yılında zemin kattaki iki dükkanın ince işçiliğini, 2003 yılında 2. Katın ince işçiliğini,2008 yılının haziran ayında ise bir ay süreyle 3 ve 4. Katın ince işçiliklerinin yapıldığını beyan etmiştir. ... dosyada alınan beyanında ise 1995 yılında binanın yapımına başlandığını, 1998 yılında alt kat dükkan üst katta bir daire olacak şekilde 2 katın bitirildiğini, taşındıktan 2 yıl sonra 3. Katı bundan 4-5 yıl sonrada son iki katı bitirdiklerini ve 2006 yılının sonuna doğru binanın tamamen bittiğini ancak badana ve boya işlerini ağır ağır yapmaya devam ettiklerini, davacının 2006 yılında yaz aylarında bu katların eksik duvarlarının tamamlanması, fayans, badana gibi işlerini yaptığını beyan etmiştir.
    Mahkemece, bildirimleri iptal edilmeyen çalışanlar tanık olarak dinlenilmeli, komşu iş yeri işverenleri ve onların bordrolu çalışanları tespit edilerek davacının çalışması ile ilgili beyanları alınmalı, tanıklara ilişkin iş yeri kayıtları ve hizmet cetvelleri celp edilerek beyanları denetlenmeli, işveren ...'in kurum raporunda verdiği beyan ile mahkemede verdiği beyan arasındaki çelişkiler giderilmeli, toplanan ve toplanacak tüm deliller değerlendirilmek suretiyle karar verilmelidir.
    Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 11.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi