Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10889
Karar No: 2019/4759
Karar Tarihi: 27.05.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/10889 Esas 2019/4759 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı vekili, karayolu kenarında yapılan ticari bir tesiste yapı yaklaşma şartlarına uyulmadığını ve bu nedenle inşaatın durdurulması ve yıkımının talep edildiğini belirtmiştir. Davalılar ise yapılan inşaatın imar hukukuna uygun olarak ruhsat ve eklerine göre devam ettiğini savunarak davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkeme ise keşif sonrası yapılan bilirkişi raporunda, yapıya ait tüm projelerde çekme mesafelerine uyulduğu ve imar mevzuatına aykırı bir durumun olmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacı vekili bu kararı temyiz etmiştir. Yargıtay ise taşınmaz malikinin mülkiyet hakkının kısıtlanabileceğini belirtmiş ve komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olmasının aranmadığını ifade etmiştir. Ayrıca, davacının sübjektif duyarlılığı değil, objektif normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalıdır. Mahkemece yapılan araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Eğer taşkın kullanma belirlenirse elatmanın tamamen
14. Hukuk Dairesi         2016/10889 E.  ,  2019/4759 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.03.2014 gününde verilen dilekçe ile inşaatın durdurulması ve yıkım talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, komşuluk hukukuna aykırılığın yıkım suretiyle giderilmesi isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, karayolu kenarında yapılacak ve açılacak tesislerde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümlerinin uygulandığını, davalı ... firmasının maliki olduğu, davalı ... iş ortaklığı işletmesinin yüklenicisi olduğu dava konusu ticari tesisin yapı yaklaşma şartlarına uygun olmadığını, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 18. maddesi ile ilgili yönetmeliğin 36, 38 ve 39 maddelerine göre karayoluna bağlantıyı sağlayacak geçiş yolu için izin belgesinin ve ilgili bölge müdürlüğünden uygun görüş alınması gerektiğini, geçiş yolu izin belgesinin ilgili belediye olan.... Belediyesinden alınması gerektiği, alınmadığı takdirde yasal işlem başlatılacağının davalılara ihtar edildiğini, daha sonra yapılan kontrollerde eksikliklerin giderilmediği ve inşaata devam edildiğini, dava konusu 8881 ada 14 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ticari tesisin inşaatının tedbiren durdurulmasına ve yapı yaklaşma mesafesinin ilgili yönetmeliğine aykırı olması sebebiyle inşaatın kal"ine karar verilmesini talep etmiştir.

    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının iddia ettiği yapı yaklaşma mesafesinin 25 metreden az olmadığını, inşaatın imar hukukuna uygun olarak ruhsat ve eklerine göre devam edildiğini ve hukuka uygun olduğunu, geçiş yolu izin belgesinin karayoluna geçiş yapmak isteyen tesisler için olduğunu, davalının yola geçiş talebi olmadığını, parselin hem arka tarafından hem de yan yolda imar yolunun bulunduğunu, karayolu üzerinden geçiş ihtiyacı bulunmadığını, davalının ruhsatının bulunduğu için kazanılmış hakları bulunduğunu, yolun idari kurumlar arasında devredilmiş olmasının işlemlerin geçersizliğine neden olmayacağını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın maliki olduğunu, yüklenici şirket ile aralarında .... Noterliğinin 17/04/2012 tarih ve 10515 yevmiye numaralı taşınmaz satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, 21/02/2012 tarihinde yapı ruhsat bekgesi alındıktan sonra sözleşmenin yapıldığını, asıl muhatabın ... olması gerektiğini, idari kurum arasındaki anlaşmazlıktan kendilerinin sorumlu olmayacağını, hukuka ve usule uygun olarak verilen ruhsata göre inşaata başlandığını, dava konusu yolun ruhsat alındığı tarihte.... Büyükşehir Belediyesi"nin yetki ve sorumluluğunda olan ana arter statüsünde bir yol olduğunu ve ilgili kurum olan ... Büyükşehir Belediyesinden görüş alındığını, inşaat için 23/07/2012 tarihinde yapı ruhsatı düzenlendiğini, yapı ruhsatı ve eki projelerin 12/11/2010 tarihli imar planı ile öngörülen koşullara uygun olarak düzenlendiğinden beyanla davanın reddini istemiştir.
    İhbar olunan ... Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; belediyece yapılan işlemin talep üzerine yapı inşaat ruhsatı verilmesinden ibaret olduğunu, davanın idari yargıda çözülmesi gerektiğini, davacının dava açma yetkisinin bulunmadığını, yolun ana arter olarak ... Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı"nın sorumluluğunda olduğunu, davaya konu inşaata geçişi temin eden yolun karayolu olmadığını, yolun imar yolu olduğunu, davalı taraf için kazanılmış hakların bulunduğunu, davaya konu inşaat için verilen yapı ruhsatının mer"i imar planlarına göre hukuka uygun tesis edildiğini, inşaat ruhsatının dayandığı imar planının üst ölçekli plana uyumlu olarak düzenlenmiş 1/1000"lik plan olduğunu, söz konusu planların hukuken kesinleştiğini ve inşaat ruhsatına göre yapımı devam eden inşaat aleyhine hukuka aykırılığının iddia edilemeyeceğinden bahisle davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, yapılan keşif sonucunda alınan bilirkişi raporuyla da belirlendiği üzere söz konusu yapının çekme mesafelerinin imar mevzuatına ve bu doğrultuda hazırlanan mimari projesine uygun olduğu, yapıya ait tüm projelerde çekme mesafelerine uyulduğu, imar mevzuatına aykırı bir durumun söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
    Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nin "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
    Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili olmayıp, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunması yeterlidir. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez.
    Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır.
    Taşkın kullanma belirlendiği takdirde takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengelerini gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir. Yapının imara aykırı olması yanında bir zararın doğması da şarttır. Salt imara aykırılık, idari mercileri ve idare mahkemelerini ilgilendiren bir husustur.
    Somut olaya gelince; mahkemece, yeniden keşif yapılmak suretiyle, 25.01.2011 tarihinde ... ve Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanan protokolün incelenmesi ve mümkünse zemine uygulanması, Karayolları Genel Müdürlüğünce 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve “Karayolları Kenarında Yapılcak ve Açılacak Tesisler Hakkında Yönetmelik” hükümlerinin gözetilmesi, bu araştırmalar neticesinde belirtilen yönetmelik hükümlerine göre uygun yapı yapılıp yapılmadığının belirlenmesi ile bunun sonucunda yönetmelik hükümlerine aykırı ve kamunun zarara uğrayıp uğramadığının, zarar varsa nasıl giderileceğinin somut olarak tespit edildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hükmün kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi