Esas No: 2019/20156
Karar No: 2022/3490
Karar Tarihi: 23.03.2022
Danıştay 6. Daire 2019/20156 Esas 2022/3490 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/20156 E. , 2022/3490 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/20156
Karar No : 2022/3490
TEMYİZ EDENLER : 1- (Davalı) … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. … 2- (Davalı) … Belediye Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. … 3. (Davalı Yanında Müdahil) … Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara İli, Mamak İlçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda parselasyon yapılmasına ilişkin Mamak Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile bu parselasyonun dayanağı olan Mavigöl Kuzeydoğu Planlama Alt Bölgesi 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliklerinin onaylanmasına ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararında; dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile dava konusu 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliklerinin iptali istemiyle açılan ve … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasına kaydedilen diğer bir davada, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, nazım imar planı değişiklikleri ile rekreasyon alanı ve ağaçlandırılacak alan kullanımında olan bir alanın yüksek yoğunlukla yapılaşmaya açılmasının ve 54.000 kişilik nüfus ataması yapılmasının yakın çevrede de konutlaşma baskısını artıracağı, bölgede yeni yerleşim alanlarının oluşturulması gerekliliğine ilişkin bilimsel, nesnel ve teknik gerekçelerin ortaya konulmadığı, Ankara metropoliten kentinde çok ihtiyaç duyulan rekreasyon alanı ve ağaçlandırılacak alanların yok edilerek yapılaşmaya açılmasının 2007 yılı onaylı 1/25.000 ölçekli Başkent Ankara Nazım Planına, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine, bölge şartlarına ve eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğu anlaşıldığından, dava konusu nazım imar planı değişikliklerinde imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uyarlık bulunmadığı, dayanağı olan imar planı değişikliklerinin hukuka aykırı olduğu ortaya konulduğundan, bu doğrultuda yapılan parselasyonda da hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: Dava konusu 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliklerine karşı … parsel sayılı taşınmazın hissedarları tarafından açılan ve … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasına kaydedilen diğer davada, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun, anılan davanın istinaf aşamasında … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin E:… sayılı dosyasında alınan ek bilirkişi raporunun ve dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; kalkınma ajanslarınca hazırlanan bölge planlarının, yerel yönetimlerin stratejik planları ve imar planları açısından referans belge olduğu, 3194 sayılı İmar Kanununun 5. ve 8. maddeleri gereğince çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarının bölge planı kararlarına uygun olarak hazırlanması gerektiği, bu kapsamda Ankara Kalkınma Ajansı tarafından hazırlanan 2014-2023 Ankara Bölge Planının, Bölgesel Gelişme Yüksek Kurulunun 30.12.2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararıyla onaylandığı, söz konusu planın planlama tekniği ve hiyerarşi gereği uygulama ölçeğinde olmayıp üst ölçek karar ve gösterimleri içerdiği, anılan bölge planında; Ankarada ihtiyaçtan daha fazla konut üretildiği, son yıllarda giderek artan inşaat sektörü sonucunda konut arzında talepten fazla artış olduğu, ancak bu denli hızlı ve ihtiyaç fazlası konutlaşmaya karşılık konut fiyatlarında ve kiracıların oranında anlamlı bir azalma oluşmadığı, toplu konut projeleri ile orta gelir grubuna hitap eden konutlar üretilebileceği, sağlıksız yapılaşmış alanlarda mekan kalitesini artırıcı politikaların uygulamaya geçirilebileceği ve kentsel dönüşüm politikalarının desteklenebileceği, Ankara kent makro formuna biçim kazandıracak temel taşıyıcı aksların, Eskişehir, Konya ve İstanbul yolları olmasına rağmen kentin yağ lekesi biçiminde büyüdüğü, bunun büyümenin kontrol edilemediği ve plansız geliştiği anlamına geldiği, anılan durumun sürdürülebilir kentsel büyüme ilkeleriyle çeliştiği, hızlı kentsel yayılma ve saçaklanmanın kent içi servis sunumunu zorlaştırdığı, altyapı maliyetlerini ve araç bağımlılığını artırdığı ve sonuç olarak Ankarayı sürdürülebilir bir büyüme yapısından giderek uzaklaştırdığı, Ankaranın yüksek oranda göç alan bir il olması nedeniyle, göçle gelen nüfusun kentsel servislerin ve altyapıların yetersiz kalmasına neden olduğu, özellikle göçle gelen nüfusun yoğun yerleştiği bölgelerde (Yenimahalle, Mamak, Altındağ, Sincan, Etimesgut ve Gölbaşı) eğitim, sağlık ve altyapı hizmetlerinin genellikle kent ortalamasından daha düşük düzeyde kaldığı, Ankarada çeperlerde oluşan yayılma ve büyüme baskısını durduracak kararlar alınacağı şeklinde değerlendirmelere yer verildiği, öte yandan, dava konusu plan değişikliğinin, 2007 yılı onaylı 1/25.000 ölçekli nazım imar planının gelişme şemasına aykırı olduğu, plan bütünlüğünü ve sürekliliğini zedelediği, getirilen ek nüfusun ulaşım ve teknik altyapıyı olumsuz etkileyeceği ve hedeflenen kentsel gelişmeye zarar vereceği, ayrıca yakın çevredeki orman alanları ile Bayındır Barajının çevresindeki rekreasyon alanları ve ağaçlandırılacak alanlar üzerindeki konutlaşma baskısını artıracağı, aynı idarenin onayladığı 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı açıklama raporunda, Mamak ilçesinde 2038 yılında ulaşılacak nüfusa yetecek alandan iki kat fazla planlı alan mevcut olduğu belirtilirken, dava konusu plan kararlarının korunmasının da ayrı bir çelişki oluşturduğu, kamu yararı amacıyla yapılması gereken planlarda ihtiyacın çok üstünde yerleşim alanı ayrılması ve daha sonra onaylanan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında da aynı yaklaşımın devam ettirilmesinde plan bütünlüğüne, imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygunluk bulunmadığı anlaşıldığından, aynı işlemle onaylanan nazım imar planı değişiklikleri ile buna dayalı olarak tesis edilen ve hukuki dayanağı kalmayan dava konusu parselasyon işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesi eklenmek suretiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Dava konusu 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliklerinin, üst 1/100.000 ölçekli 2038 Ankara Çevre Düzeni Planı ile uyumlu olduğu, kentin yağ lekesi gibi kontrolsüz büyüdüğüne dair Ankara Bölge Planında yer verilen değerlendirmelerin Eskişehir Yolu aksı için geçerli olduğu, doğu koridorunun gelişmesine bağlı olarak doğu-batı koridorları arasında denge sağlanması halinde yağ lekesi gibi genişlemenin önüne geçilebileceği, ayrıca Ankara Bölge Planında kentsel dönüşüm veya kamu destekli toplu konut projeleri ile orta gelir grubuna hitap eden konutlar üretilmesi hedefine de yer verildiği, Ankarada yeni konut ihtiyacı olmadığı iddiasının bilimsel dayanağının bulunmadığı, Mamak çöp alanının komşuluğundaki alanın alışveriş merkezi ve konut alanları ile geliştirilmesinin kentlinin ilgisini çektiği ve bu bölgenin oldukça yoğun kullanılmaya başlanıldığı, bu ivme üzerine Bayındır Barajının çevresinin planlanmasının gündeme geldiği, dava konusu planlama bölgesine üst ve orta-üst gelir gruplarının ilgi duyacağı varsayımı ile konut alanı olarak planlandığı, dava konusu planların Mamak bölgesine sosyal ve ekonomik yönden güç katacağı, işsizlik, yoksulluk gibi yönlerden diğer bölgelerle arasındaki eşitsizliğin giderilmesi bakımından fırsat oluşturacağı, bölgede gecekondu yapılaşmasının fazla olduğu, buna karşılık kamu hizmeti verebilecek yapılaşmaların bulunmadığı, bu nedenle dava konusu planlarda üstün kamu yararı bulunduğu, planlama alanına gelecek nüfusun altyapıya olumsuz yük getirmeyeceğinin kentsel teknik altyapı etki değerlendirme raporu ile tespit edildiği, planlama alanında öngörü olarak 54.000 kişilik nüfus düşünüldüğü, ancak konut ve merkezi iş alanından gelen nüfusun toplam 44.637 kişi olacağı, bilirkişi raporunda 54.000 kişilik nüfus üzerinden donatı hesabı yapılmasının hatalı olduğu, planlama alanındaki konut alanlarının ağırlık merkezleri esas alınarak, donatı alanlarının 9 adet alt merkez içinde mahalle ünitelerine göre dağıtıldığı ve donatı alanlarının Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 12. maddesinde öngörülen yürüme mesafelerine uygun şekilde konut alanlarına hizmet vermesinin sağlandığı, dava konusu planda 13.103 m2 büyüklüğünde ayrılan kamu hizmet alanları ile 9.734 m2 büyüklüğünde ayrılan spor tesis alanının, sosyal kültürel tesis alanı içinde değerlendirilmesinin mümkün olduğu, dolayısıyla sosyal kültürel tesisin gerçekte 23.861 m2 değil, 46.698 m2 büyüklüğünde ayrılmış olduğu, plan genelinde 9.375 m2 (yol hariç) teknik altyapı alanı ve 22.825 m2 açık otopark alanı ayrıldığından, bilirkişi raporunda belirtilenin aksine teknik altyapı alanları toplamının 32.200 m2 olduğu ve standardın üzerinde yer aldığı, bilirkişi raporunda eğitim ve sağlık tesis alanlarının standardın altında kaldığı belirtilmiş ise de, merkezi iş alanlarında da özel eğitim ve özel sağlık tesisi yapılması mümkün olduğundan, söz konusu donatılarda eksiklik bulunmadığı, ayrıca planda 17.009 m2 ve 20.795 m2 büyüklüğünde 2 adet ortaöğretim tesis alanı ayrıldığı, bunun toplamda 135 derslikli 4.000 öğrenci kapasiteli okula karşılık geldiği, planlama alanına gelecek toplam 44.637 kişilik nüfusta aile başına 0.22 kişinin lise çağında olduğunun kabulü ile toplam 2.994 lise öğrencisi oluşacağından, dava konusu planlarda yeterli büyüklükte ortaöğretim alanı ayrılmış olduğu, ihtiyaçtan fazla alan ayrılmasının kaynakların israfı anlamına geleceği, Ankarada şehir hastanelerinin hizmete girmesi ile birlikte 12 adet kamu hastanesinin kapatılmasına karşılık, sağlık sistemindeki köklü değişim dikkate alınmadan planlama alanında sağlık tesisinin yetersiz olduğuna dair bilirkişi raporunda yer alan değerlendirmelerin eksik ve hatalı olduğu, plan genelinde düzenleme ortaklık payı kesintisi ile elde edilecek alanların oranının %39.98 ile yasal sınırda olduğu, daha fazla donatı alanı ayrılmasının, ortaya çıkacak kamulaştırma yükü nedeniyle teknik açıdan imkansız olduğu, ilgili tüm kurumlardan alınan görüşler doğrultusunda dava konusu planların hazırlandığı, parselasyonun dayanağı imar planlarına uygun şekilde hazırlandığı, tüm hak sahiplerinden yasal sınırlar içinde ve eşit oranda düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldığı ve söz konusu kesintinin yasal amacına uygun şekilde kullanıldığı, parselasyon sonucunda kadastro parseli ile aynı yerde oluşturulan konut alanı işlevli imar parsellerinde hisse tahsis edilen davacıların kadastro parselinden gelen imar haklarını eksiksiz şekilde elde ettiği, herhangi bir zararlarının bulunmadığı, ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … 'NUN DÜŞÜNCESİ : Davalı idarelerce yargı kararlarının makul süre içinde uygulanması gerekirken, kesinleşen yargı kararları ile iptaline karar verilen önceki nazım imar planlarının temel kurgusu ve kararları korunarak, bu planlarla aynı doğrultuda tesis edilen dava konusu 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliklerinin, Anayasanın 138. maddesine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesi ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkına ve hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu üst ölçekli planlar doğrultusunda Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan ve parselasyon işleminin dayanağını oluşturan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin tamamına karşı TMMOB Mimarlar Odası (Ankara Şubesi) tarafından açılan diğer bir davada, dava konusu işlemin iptali yolunda … İdare Mahkemesince verilen 07/02/2018 tarih ve E:2017/274, K:2018/148 sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusunun ek gerekçe ile reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı, Danıştay Altıncı Dairesinin 23/03/2022 tarih ve E:2019/20144, K:2022/3498 sayılı kararı ile gerekçesi değiştirilmek suretiyle onandığından, dayanağı kalmayan dava konusu parselasyon işleminde de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, davalı idarelerin ve davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan 1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planıyla Bayındır Barajı su toplama havzası mutlak, kısa ve orta mesafeli koruma alanı sınırları içinde yer alan uyuşmazlık konusu alanın, büyük bölümüne ağaçlandırılacak alan, rekreasyon alanı, orman alanı, kentsel ve bölgesel park alanı, kentsel ve bölgesel spor tesisi alanı, küçük bir bölümüne ise 40 ila 60 k/ha seyrek yoğunluklu (planlı/öneri) gelişme konut alanı, kentsel çalışma alanı, kentsel servis alanı, küçük ve orta ölçekli sanayi alanı kullanımları getirilmiş olup alana ilişkin öncesinde yürürlükte olan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları bulunmamaktadır.
Bayındır Barajının içme ve kullanma suyu temin edilen baraj statüsünden çıkarılmasının ASKİ Yönetim Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilmesi ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanması, devamında … tarih ve … sayılı Başbakanlık oluru ile anılan barajın tamamının taşkın koruma amaçlı kullanılmasına karar verilmesi üzerine, dava konusu alana ilişkin ilk olarak Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile 1/25.000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile 1/5000 ölçekli nazım imar planı onaylanmıştır.
Söz konusu nazım imar planı ile alana; E:3.00, hmaks:serbest yapılaşma koşullarında merkezi iş alanı, E:2.00, hmaks:serbest yapılaşma koşullarında bölgesel ticaret merkezi, E:1.00, hmaks:serbest yapılaşma koşullarında kentsel servis alanı, "E:0.50, hmaks:serbest" ve "E:1.20, hmaks:serbest" yapılaşma koşullarında gelişme konut alanı, E:0.60, hmaks:7.50 metre (2 kat) yapılaşma koşullarında ticaret alanı, E:0.10, hmaks:6.50 metre yapılaşma koşullarında ticari rekreasyon alanı işlevleri ile ilköğretim alanı, ortaöğretim alanı, dini tesis alanı, sağlık tesisi alanı, sosyal-kültürel tesis alanı, spor alanı, park ve bölgesel park alanı, günübirlik tesis alanı işlevleri getirilmiş, 1/25.000 ölçekli nazım imar planı değişikliğine ait plan notlarında gross yoğunluğun 120 k/ha olduğu, 1/5000 ölçekli nazım imar planına ait plan notlarında ise projeksiyon nüfusun 54.000 kişi, konut adedinin 13.500 olduğu düzenlenmiştir.
11.02.2014 onay tarihli 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planlarına karşı TMMOB Şehir Plancıları Odası (Ankara Şubesi) ile alandaki … parsel sayılı taşınmazın malikleri tarafından ayrı ayrı açılan davalarda, sırasıyla … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:… , K:… sayılı ve … tarihli, E:… , K:… sayılı kararları ile dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiş, bu kararlar Danıştay Altıncı Dairesinin 08/05/2018 tarihli, E:2016/9149, K:2018/4411 sayılı ve 08/05/2018 tarihli, E:2016/10582, K:2018/4412 sayılı kararlarıyla onanmış, kararın düzeltilmesi istemleri de Danıştay Altıncı Dairesinin 22/05/2019 tarihli, E:2018/8798, K:2019/4697 sayılı ve 22/05/2019 tarihli, E:2018/6864, K:2019/4698 sayılı kararlarıyla reddedilerek kesinleşmiştir.
Bu planlar 442 ha büyüklüğündeki alanı kapsamakta iken, yaklaşık 23 ha büyüklüğündeki mera alanı, orman alanı ve karayolları kamulaştırma alanları plan onama sınırı dışına çıkarılarak, kalan kısma ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı ve … tarihli, … sayılı kararlarıyla tadilen onaylanmış, bu işlemlere karşı TMMOB Şehir Plancıları Odası (Ankara Şubesi) ile alandaki 552 parsel sayılı taşınmazın malikleri tarafından ayrı ayrı açılan davalarda, sırasıyla … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:… K:… sayılı ve … tarihli, E:… , K:… sayılı kararları ile dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiş, bu kararlara karşı yapılan istinaf başvurularının reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarihli, E:… , K:… sayılı ve … tarihli, E:… , K:… sayılı kararlar, Danıştay Altıncı Dairesinin 08/05/2018 tarihli, E:2017/2733, K:2018/4416 sayılı ve 08/05/2018 tarihli, E:2017/3312, K:2018/4417 sayılı kararlarıyla onanarak kesinleşmiştir.
Anılan iptal kararları üzerine, önceki 11.02.2014 onay tarihli 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planlarının onama sınırına bir kısım alan ilave edilerek, toplam 435 ha büyüklüğündeki aynı alan için yeni 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planları Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanmış, bu planlarda, iptaline karar verilen bir önceki 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planları ile getirilen işlevlerin türü ve büyüklüğünde herhangi bir değişiklik yapılmamış, sadece önceki 1/5000 ölçekli nazım imar planında gelişme konut alanları için 0.50 ve 1.20 olarak belirlenen emsal değerlerinin tümü E:1.00 olarak belirlenmiş, ayrıca 15.000 m2 ve üzerindeki parsellere E:2.00 yapılaşma koşulu getirilmiş, planlama alanında gross yoğunluğun 120 k/ha olacağına dair 1/25.000 ölçekli nazım imar planına ait plan notu ile projeksiyon nüfusun 54.000 kişi, konut adedinin 13.500 olacağına dair 1/5000 ölçekli nazım imar planına ait plan notu korunmuştur.
11.05.2015 onay tarihli bu planlara karşı TMMOB Mimarlar Odası (Ankara Şubesi) tarafından açılan davada, dava konusu işlemin iptali yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı karar, Danıştay Altıncı Dairesinin 08/05/2018 tarih ve E:2016/11812, K:2018/4413 sayılı kararlarıyla onanmış ve kararın düzeltilmesi istemi Danıştay Altıncı Dairesinin 22/05/2019 tarih ve E:2018/8106, K:2019/4701 sayılı kararıyla reddedilmiştir. Aynı planlara karşı TMMOB Şehir Plancıları Odası (Ankara Şubesi) tarafından açılan diğer bir davada, dava konusu işlemin iptali yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı Danıştay Altıncı Dairesinin 08/05/2018 tarih ve E:2017/4328, K:2018/4418 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir.
Bunun üzerine aynı 435 ha büyüklüğündeki alana ilişkin 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişiklikleri Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanmıştır.
Söz konusu nazım imar planı ile alana; E:2.50, hmaks:serbest yapılaşma koşulunda merkezi iş alanı, E:1.00, hmaks:serbest yapılaşma koşullarında kentsel servis alanı, E:1.50, hmaks:serbest yapılaşma koşullarında bölgesel ticaret merkezi, E:1.00, hmaks:serbest (15.000 m2 ve üzeri parsellerde E:2.00, hmaks:serbest) yapılaşma koşullarında gelişme konut alanı, E:0.60, hmaks:7.50 metre yapılaşma koşullarında ticaret alanı işlevleri ile E:0.10, hmaks:6.50 metre yapılaşma koşullarında günübirlik tesis alanı, eğitim alanı, sağlık alanı, ibadet alanı, sosyal tesis alanı, spor alanı, park ve bölge parkı, teknik altyapı alanı işlevleri getirilmiş, planlama alanında gross yoğunluğun 120 k/ha olacağına dair 1/25.000 ölçekli nazım imar planına ait plan notu ile projeksiyon nüfusun 54.000 kişi, konut adedinin 13.500 olacağına dair 1/5000 ölçekli nazım imar planına ait plan notu korunmuştur.
13.05.2016 onay tarihli 1/25.000 ölçekli nazım ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliklerinin kapsadığı 435 ha büyüklüğündeki alanın, jeolojik etüdü ve tarım görüşü bulunmayan 15 ha büyüklüğündeki kısmı plan sınırı dışına çıkarılarak, dayanak 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile aynı doğrultuda kararlar içeren 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği Mamak Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilmiş, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile nazım imar planı değişikliğiyle birlikte tadilen onaylanmıştır.
Söz konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği doğrultusunda uyuşmazlık konusu alanda parselasyon yapılması Mamak Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilmiş, bu karar Ankara Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanmıştır.
Bunun üzerine 13.05.2016 onay tarihli 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişiklikleri ile 28.02.2017 tarihli parselasyonun iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 138. maddesinde, "Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Kararların Sonuçları" başlığını taşıyan 28. maddesinde, "Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği, işlem tesis edilmeyen ya da eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği" hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlık konusu alana ilişkin ilk olarak Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan 1/25.000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile 1/5000 ölçekli nazım imar planına karşı TMMOB Şehir Plancıları Odası (Ankara Şubesi) tarafından açılan davada verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararında, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda;
"- Dava konusu 1/25.000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile mevcut 16.02.2007 onay tarihli 1/25.000 ölçekli nazım imar planının "merkezi iş alanı ve alt merkez" kurgusunun parçacıl bir yaklaşımla zedelendiği ve alanının çekim merkezi haline getirildiği,
- Dava konusu plan değişiklikleri ile hem alana yapı ve nüfus yoğunluğu getirilmesi hem de merkezi iş alanı ve bölgesel ticaret merkezi fonksiyonları ile alanın çekim merkezi haline getirilmesi nedenleriyle 1/25.000 ölçekli nazım imar planının bütünlüğünün, sürekliliğinin, ulaşım-dolaşım ilişkilerinin ve genel kurgusunun bozulduğu,
- Bayındır Barajının içme suyu temininden çıkartılmış olmasının, büyük oranda ağaçlandırılacak alan ve yeşil alan olarak kurgulanan bölgeye en az 54.000 kişilik nüfus ataması yapılarak, yapı ve nüfus yoğunluğuna konu edilmesine gerekçe olamayacağı, zira 16.02.2007 onay tarihli 1/25.000 ölçekli nazım imar planında Bayındır Barajının, kente içme suyu temininden ziyade rekreatif özelliklerine atıf yapılarak, alanın büyük kısmının yeşil alan ve ağaçlandırılacak alan olarak planlandığı,
- Dava konusu plan değişikliğini zorunlu kılan gerekçelerin bulunmadığı ve konunun tüm yönleri ile değerlendirilmediği,
- Davaya konu 1/5000 ölçekli nazım imar planında bazı donatı alanlarının ayrılmadığı veya mevzuatla belirlenen standartların altında bir miktarda ayrıldığı, söz konusu donatı alanı hesabına esas nüfusun 54.000 kişi olarak ele alındığı, ancak merkezi iş alanında konut yapımına müsaade edildiği dikkate alındığında planlama alanı için 54.000 kişilik nüfus öngörüsünün artmasına olanak sağlandığı, bu durumda dava konusu planların imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine ve kamu yararına aykırı olduğu sonucuna varıldığı" gerekçesiyle iptaline karar verildiği, bu kararın Danıştay Altıncı Dairesinin 08/05/2018 tarih ve E:2016/9149, K:2018/4411 sayılı kararıyla onandığı, kararın düzeltilmesi isteminin de Danıştay Altıncı Dairesinin 22/05/2019 tarih ve E:2018/8798, K:2019/4697 sayılı kararıyla reddedildiği görülmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yerleşik içtihadı uyarınca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı sadece mahkemeye erişim hakkını değil bir hükmün ya da kararın uygulanmasını sağlama hakkını da içermektedir. Mahkeme Hornsby/Yunanistan kararında bu ilkeyi özetle şu şekilde ortaya koymaktadır: "Mahkeme’nin yerleşik içtihatlarına göre Sözleşme’nin 6. maddesinin birinci fıkrası herkesin, medeni hak ve yükümlülüklerine ait uyuşmazlıklarını, bir mahkeme önüne getirme hakkını güvence altına almaktadır. Ancak, bir Sözleşmeci Devlet’in iç hukuk sistemi, nihai ve bağlayıcı bir kararın taraflardan birinin aleyhinde olacak şekilde uygulanmadan kalmasına izin verirse, bu hak yanıltıcı olacaktır. Sözleşme’nin 6. maddesinin birinci fıkrasının, uyuşmazlığın taraflarına, muhakemenin adil, aleni ve süratli olması konusunda usuli güvenceler sağladığı halde, yargısal kararın yerine getirilmesini sağlamadığı düşünülemez. Bu maddeyi mahkemeye başvurma hakkı ve davanın yürütülmesiyle sınırlı bir şekilde yorumlamak, sözleşmeci Devletlerin Sözleşme’yi onaylarken saygı göstermeyi üstlendikleri hukukun üstünlüğü prensibiyle bağdaşmayacaktır.(bkz. Golder/Birleşik Krallık kararı 21 Şubat 1975, Seri A no 18, s.16-18, 34-36 paragraf) Bu yüzden, bir mahkeme tarafından verilen hükmün yerine getirilmesinin, Sözleşme’nin 6. maddesi bakımından yargılamanın bütünleyici bir parçası olarak görülmesi gerekmektedir. Mahkeme bu prensibi, daha önce yargılamanın uzunluğuyla ilgili davalarda da kabul etmiştir. (bkz. son olarak, 26 Eylül 1996 tarihli Di Pede/İtalya ve Zappia/İtalya kararları, Hüküm ve Karar Raporları 1996-IV, s. 1383-1384, paragraf 20-24 ve s. 1410-1411, sırasıyla 16-20) Söz konusu ilkeler, idari davalar bağlamında daha da büyük önem taşımakta, bir davacının devletin en yüksek idare mahkemesi önünde bir iptal davası açmakla, yalnızca ihtilaf konusu işlemin iptalini değil, aynı zamanda bu işlemin tüm sonuçlarının ortadan kaldırılmasını istediği, bir tarafın bu tür işlemlere karşı etkili bir şekilde korunması ve hukuki durumun yeniden sağlanması, idari makamların bu mahkemenin kararına uyma yükümlülüğünü zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda, idari makamların, kişilerin menfaatlerine uygun şekilde adalet yönetimine duyulan ihtiyaçla örtüşen hukukun üstünlüğüne tabi bir Devletin bir unsurunu oluşturdukları, idari makamların buna uymayı reddettikleri veya buna uymadıkları, hatta bunu geciktirdikleri durumlarda, yargılama aşamasında bir davacı tarafından sahiplenilen 6. maddeye dayanan teminatlar amaçsız kalacaktır.(Hornsby/Yunanistan, B.N: 18357/91, 19/3/1997)
Mahkeme sonrasında verdiği birçok kararında bu ilkeyi benimsemiş ve yargı kararının makul bir sürede uygulanmamasını adil yargılanma hakkının ihlali olarak değerlendirmiştir. (Ahmet Kılıç-Türkiye,B.No: 38473/02, Aygün v.d./Türkiye, B.No. 5325/02, 5353/02 ve 27608/02, Tacea v. Romanya; Jelıcıc v. Bosna Hersek; Yurıy Nıkolayevıc v. Rusya)
Bu açıklamalar ışığında, kesinleşen yargı kararıyla tümüyle iptaline karar verilen önceki 11.02.2014 onay tarihli 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planları ile dava konusu 13.05.2016 onay tarihli 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişiklikleri karşılaştırıldığında; uyuşmazlık konusu alana getirilen işlevlerin türü, büyüklüğü ve konumu yönünden herhangi bir değişiklik yapılmadığı, alandaki gross yoğunluğun 120 k/ha olduğuna dair 1/25.000 ölçekli nazım imar planına ait plan notu ile projeksiyon nüfusun 54.000 kişi, toplam konut adedinin 13.500 olduğuna dair 1/5000 ölçekli nazım imar planına ait plan notunun aynen korunduğu, bunun yanı sıra konut alanlarında 1.00 olan emsal değerinin, 15.000 m2 ve üzeri büyüklükteki parsellerde 2.00'ye çıkarıldığı, donatı alanlarının standardında herhangi bir iyileştirme yapılmadığı, sadece iptaline karar verilen 1/5000 ölçekli nazım imar planında merkezi iş alanında 3.00 olan emsal değerinin dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında 2.50'ye, bölgesel ticaret merkezinde 2.00 olan emsal değerinin 1.50'ye düşürüldüğü ve özel sağlık tesisi alanları ile kamu sağlık tesis alanlarının her ikisi için de ortak şekilde 0.60 emsal değeri belirlendiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar dava konusu nazım imar planı değişikliği ile önceki planlardan farklı olarak merkezi iş alanı ve bölgesel ticaret merkezinin yapılaşma koşulları bir miktar düşürülmüş ise de söz konusu işlevlerin yapılaşma koşullarının değiştirilmesinin yargı kararının uygulanması anlamına gelmediği, önceki 11.02.2014 onay tarihli 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planlarının kesinleşen iptal gerekçeleri uyarınca, bölgenin rekreasyonel özelliklerinin korunması, çekim merkezi haline gelmesinin önüne geçilmesi ve daha fazla yapılaşmaya açılmaması gerektiği, dolayısıyla dava konusu alana konut, bölgesel ticaret merkezi, merkezi iş alanı gibi yapılaşmaya yönelik işlevler getirilmesine hukuken olanak bulunmadığı gibi rekreasyon alanı, ağaçlandırılacak alan, kentsel ve bölgesel park ve spor alanı şeklindeki ilk kullanım kararlarına dönülmesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, Bayındır Barajının içme suyu temin etme statüsü sona ermiş olmakla birlikte, çevresel ve özgün nitelikleri göz önünde bulundurularak ağaçlandırılacak alan ve rekreasyon alanı olarak kurgulanan bölgenin, yeni konut alanlarına ihtiyaç bulunduğuna yönelik hiçbir bilimsel ve teknik çalışmaya dayanılmaksızın, yüksek yoğunlukla yapılaşmaya açılmasının ve 54.000 kişilik nüfus ataması yapılmasının şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine ve kamu yararına aykırı olduğu, alana atanan nüfus için ayrılan donatı alanlarının yetersiz olduğu şeklindeki iptal gerekçelerinin de giderilmediği görülmektedir.
Bu itibarla, davalı idarelerce yargı kararlarının gereklerinin makul süre içinde yerine getirilmesi gerekirken; önceki planların temel kurgusu ve kararları korunarak, yapılaşma koşullarında anlamlı olmayan değişiklikler yapılmak suretiyle iptale konu işlevlerin ve nüfus yoğunluğunun korunmasında ısrar edildiği, bu şekilde yargılama faaliyetinin etkisiz kılınmaya çalışıldığı anlaşıldığından, dava konusu nazım imar planı değişikliklerinin Anayasanın 138. maddesine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesi ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkına ve hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu sonucuna varılmaktadır.
Diğer taraftan, dava konusu 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişiklikleri ile aynı kullanım kararlarını içeren ve parselasyonun dayanağını oluşturan 13.05.2016 onay tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin tamamına karşı TMMOB Mimarlar Odası (Ankara Şubesi) tarafından açılan diğer bir davada, dava konusu işlemin iptali yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusunun ek gerekçe ile reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı, Danıştay Altıncı Dairesinin 23/03/2022 tarih ve E:2019/20144, K:2022/3498 sayılı kararı ile gerekçesi değiştirilerek onanmıştır.
Bu durumda, bakılan davada 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliklerinin, yukarıda anılan davada 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin hukuka aykırı oldukları tespit edilerek iptallerine karar verildiği ve bu kararların kesinleştiği göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu plan değişikliklerine dayanılarak yapılan dava konusu parselasyonda da hukuka uyarlık bulunmadığı açıktır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin ve davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava konusu işleminin iptali yolundaki Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun ek gerekçe ile reddine dair temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının yukarıda yer verilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.