Esas No: 2020/7092
Karar No: 2022/5461
Karar Tarihi: 12.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/7092 Esas 2022/5461 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. İlk derece mahkemesi davanın kabulüne karar verdi, ancak davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu reddedildi. Davalı taraf temyiz başvurusu yaparak zamanaşımı defi ve faiz hesaplamaları yönünden istinaf taleplerinin kabul edilmemesinin hatalı olduğunu öne sürmüştür. Kararda, tazminat alacaklısına ifa amacıyla yapılan ödemelerin hesaplanan maddi zarar tutarından indirilmesi gerektiği belirtilerek, davacıya davalı tarafından çalışma karşılığı olmadan yapılan ücret ödemelerinin miktarları ve ödeme tarihleri belirlenerek, bu ödemelerin ifaya yönelik olup olmadıklarının değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Buna göre, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 55. maddesinde yer alan hükme göre, kısmen ya da tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, tazminattan indirilemez. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 55. maddesidir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Anadolu 11. İş Mahkemesi
Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı 257.866,85 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, zamanaşımı defi ve faiz hesaplamaları yönünden istinaf taleplerinin kabul edilmemesinin hatalı olduğunu, kusur oranlarının ve ücretin hatalı tespit edildiğini, sigortalının geçici iş göremezlik döneminde maaşlarının ödendiğini, bu durumun göz ardı ederek hesaplama yapılmasının doğru olmadığını, manevi tazminatın fazla olduğunu ileri sürmüştür.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Dosya kapsamından 03/01/2011 tarihinde meydana gelen iş kazası neticesinde davacı sigortalının yaralandığı, sürekli iş göremezlik oranının %29,20 olduğu, iş kazasının oluşumunda davacının %25, davalının %75 oranında kusurlu oldukları, davalı vekilinin aşamalarda müvekkilinin davacıya ödeme yaptığını iddia edip para makbuzları ibraz ettiği, davacı işçinin de sosyal güvenlik kontrol memuruna ifade verirken istirahatli kaldığı dönemde ücretlerinin ödenmeye devam ettiğini beyan ettiği, hükme esas bilirkişi hesap raporunda “davalı tarafından sunulan para makbuzlarında “Mesaiden Düşülecek”, “İşlendi” gibi el yazısı açıklamalar bulunduğu, bu paraların maddi ya da manevi tazminata karşılık olmak üzere ödendiğine ilişkin herhangi bir belge ibraz edilmediği, banka hesap dökümünde de maddi ve/veya manevi tazminat açıklaması ile herhangi bir ödeme tespit edilemediği, bu itibarla, bir kısmının üzerindeki açıklamalardan elden ödenen ücret veya fazla mesai ücretine karşılık olduğu anlaşılan bu ödemelerin açıklama içermeyen tutarlarının da ahlaki bir görevin yerine getirilmesi olan “atifet (yardım) niteliğinde” ödemeler olarak kabul edilmesi ve maddi tazminatlardan indirilmemesi gerektiği yönünde görüş bildirildiği, bilirkişi raporunda bahsedilen kayıtların dercedildiği para makbuzlarının istirahat süresinden sonraki tarihlere ilişkin olan makbuzlar olduğu, diğer bir deyişle zaten çalışma karşılığı olarak ödendiği açık olan paralar için verilen makbuzlar olduğu anlaşılmaktadır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 55. maddesinde, “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre tazminat alacaklısına ifa amacıyla yapılan ödemelerin hesaplanan maddi zarar tutarından indirilmesi gerektiği açıktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında davacının yargılamaya konu iş kazası nedeniyle geçici iş göremezlik durumunda kaldığı tarihlerin kesin olarak tespitinden sonra, davacı işçinin de sosyal güvenlik kontrol memuruna ifade verirken istirahatli kaldığı dönemde ücretlerinin ödenmeye devam ettiğini beyan ettiğini de dikkate alarak, bu tarihler arasında davacıya davalı tarafından çalışma karşılığı olmadan yapılan ücret ödemelerinin miktarları ve ödeme tarihleri belirlenerek, bu ödemelerin ifaya yönelik olup olmadıklarını değerlendirmek, geçici iş göremezlik dönemi içerisinde davalı tarafından davacıya herhangi bir çalışma karşılığı olmadan yapılan ödemelerin ifaya yönelik oldukları sonucuna varılması halinde bu ödemeleri yasal faizleri ile birlikte hesaplanan 257.866,85 TL maddi zarar tutarından tenzil etmek ve çıkacak sonuca göre karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi‘nin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının talep halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.