Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/16383 Esas 2018/12607 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16383
Karar No: 2018/12607
Karar Tarihi: 26.12.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/16383 Esas 2018/12607 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/16383 E.  ,  2018/12607 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı şirket vekili, şirkete ait banka hesabından davalının 01.07.2005 tarihinde 1.500,00 TL, 02.03.2005 tarihinde 4.500,00 TL ve 03.07.2006 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere toplam 16.000,00 TL ödünç olarak çektiği parayı iade etmediğini, alacağın faizi ile birlikte tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Davalı, eşi ...’ın davacı şirketin sahipleri olan ... ve ...’e ait evde ev hizmetlerinde çalıştığını ve 1999-2010 yılları arasında bu evin müştemilatında kaldıklarını,...’in vefatı üzerine müştemilattan ayrıldıklarını, belirtilen ödemelerin talimat verenlerin kendi ihtiyaçlarının karşılanması için yapıldığını, çekilen paranın vefat eden ...’e verildiğini, ödünç olarak verilmediğini beyan eden savunma yaparak davanın reddini dilemiş, karşı davada, haksız isnatlar nedeniyle kişilik haklarının zarara uğradığını ileri sürerek 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini istemiştir.
    Mahkemece, davalı-karşı davacının bankadan çektiğini kabul ettiği parayı davacı-karşı davalıya ödediğini yazılı delil ile ispatlayamadığı kabul edilerek davanın kısmen kabulü ile takibin 16.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm, davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı şirket tarafından verilen talimat gereğince davalı tarafından farklı tarihlerde toplamda 16.000,TL’nın alındığı ihtilafsızdır. Davacı bu paranın davalı tarafından borç olarak alındığını ileri sürmesine rağmen, davalı, davacı şirket sahiplerine teslim edilmek üzere verilen talimat gereğince paranın çekildiğini ve şirket yetkilisine teslim edildiğini, kendisine borç olarak olarak verilmediğini savunmuştur. Davalı savunmasında borcu kabul etmemiş gerekçeli inkarda bulunmuştur. Öte yandan yapılan işlemlere ait banka dekontlarında paranın borç olarak verildiğine dair bir şerhin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, davalı karz ilişkisini inkar ettiğine göre, davalı tarafından çekilen paranın borç olarak verildiğini davacının ispat etmesi gerekir. Banka dekontları, paranın borç olarak gönderildiğini ispata yeterli değildir. O halde mahkemece, davacının bu yöndeki belirttiği tüm delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    2-Bozma nedenine göre davalı-karşı davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı-karşı davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.