19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/12016 Karar No: 2016/236 Karar Tarihi: 18.01.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/12016 Esas 2016/236 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Faktoring şirketi ile asıl davanın davalısı arasındaki keşide edilen çeklerin temlik alındığı, ancak çeklerin karşılığının bulunmadığı için icra takibinin kesinleştiği ve davalının icra dosyasındaki hacizleri kaldırmak istediği belirtilerek, dava konusu alacağın güvence altına alınması amacıyla davalı şirkete kayıtlı taşınmaz üzerinde ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir şerhi konulması talep edilmiştir. Mahkeme tarafından yapılan incelemede, keşideci ve lehtar şirketler arasında düzenlenen sözleşmenin feshedildiği, bu bağlamda faktoring sözleşmesine konu 24/06/2013 tarihli faturadaki malın aynen iade edildiği, şirketler arasında düzenlenen taahhüt belgesinde çeklerin keşideci şirkete iadesinin kararlaştırıldığı ve çeklerin bedelsiz kaldığı tespit edilerek, davacının ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Ancak, İİK'nın 258/1. maddesi gereği ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin \"alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması\" yeterlidir ve yaklaşık ispat kuralı gereği alacaklının ilişkisinin varlığını tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmaz. Bu bağlamda, somut olayda ihtiyati haciz koşullarının oluştuğ
19. Hukuk Dairesi 2015/12016 E. , 2016/236 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
(Birleşen davada) ihtiyati haciz isteyen davacı vekili, müvekkili faktoring şirketi ile asıl davanın davalısı ... arasında akdedilen faktoring sözleşmesi gereğince davalı (asıl davanın davacısı) ..."nin keşide ettiği çeklerin temlik alındığını, çeklerin karşılığının bulunmadığından davalı şirket hakkında girişilen icra takibinin kesinleştiğini, davalının icra dosyasındaki hacizleri kaldırmaya çalıştığını belirterek, dava konusu alacağın güvence altına alınması bağlamında davalı şirkete kayıtlı taşınmaz üzerinde ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir şerhi konulmasını talep etmiştir. Mahkemece, keşideci ve lehtar şirketler arasında düzenlenen sözleşmenin feshedildiği, bu bağlamda faktoring sözleşmesine konu 24/06/2013 tarihli faturadaki malın aynen iade edildiği, öte yandan şirketler arasında düzenlenen taahhüt belgesinde çeklerin keşideci şirkete iadesinin kararlaştırıldığı, çeklerin bedelsiz kaldığı, dolayısıyla davacı ... şirketinin yönetmeliğin 22/2. maddesi kapsamına uygun hareket ettiğini ispat edemediği gerekçesiyle davacının ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, hüküm ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmiştir. İİK"nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ""alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması"" yeterlidir. Mahkemenin ""alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından"" anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip,uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi yaklaşık ispat yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmaz. Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; İhtiyati haciz talep eden ... ile ... arasında faktoring sözleşmesi bulunduğu ve bu sözleşme kapsamında ..."nin ...."den olan alacaklarını ...."ye temlik ettiği, alacağın bir mal veya hizmet satışından doğmuş olduğunun faturalar ile tevsik edilmiş olduğu, böylece yapılan işlemde 6361 sayılı Yasa"nın 9/2. maddesine aykırı bir yön bulunmadığı gibi İİK"nın 258/1. maddesinde düzenlenen yaklaşık ispat kuralı gereğince somut olay bakımından ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu anlaşıldığından talebin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın ihtiyati haciz talep eden yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.