22. Hukuk Dairesi 2012/14194 E. , 2013/3287 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, hafta tatili ücreti, ücret ve fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Ağustos 2006-23.05.2011 tarihleri arasında, son olarak aylık net 1.100,00 TL ücret karşılığında davalı işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız feshedildiğini, işyerinde fazla çalışma yapmasına ve hafta tatillerinde çalışmaya devam etmesine rağmen bu çalışma karşılığı ücret alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının aylık brüt 796,00 TL ücret ile çalışmakta olduğunu, işyerinde fazla çalışma yapılmadığını ve hafta tatillerinde de çalışılmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir .
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, taraflar arasındaki iş akdinin davalı işverence haksız feshedildiği, davacının iş yerinde fazla çalışma yaptığı ve hafta tatillerinde çalıştığına ilişkin iddiasını tanık beyanları ile ispatladığı, işveren tarafından bu çalışma karşılığı ücret alacaklarının ödendiğine ilişkin delil ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda; davacı son olarak aylık net 1.100,00 TL ücret aldığını ileri sürmektedir. Davalı işveren ise, aylık brüt ücretin 796,00 TL olduğunu savunmuştur .Her ne kadar davacı tanıkları, davacının ücrete ilişkin iddiasını doğrulamışlarsa da, emsal ücret araştırması yapılmaksızın davacının ücret ilişkin iddiasın ispatladığı yönündeki mahkeme kabulü hatalıdır. Yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde emsal ücret araştırması yapılarak sonucuna göre davacının ücret miktarı belirlenmelidir.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatillerinde çalışıp çalışmadığı taraflar arasında ki diğer uyuşmazlık noktasını oluşturmaktadır
Fazla çalışma yaptığını ve hafta tatillerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma ve hafta tatili alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışma ve hafta tatilinde çalışma iddiasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma veya hafta tatili çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, davacının davalıya ait işyerinde yurt içi tır şoförü olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacı tanıkları işyerinde günde en az onbeş saat mesai yapıldığını bildirmişlerdir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının Ağustos 2010- Mayıs 2011 tarihleri arasındaki dönemde, haftada oniki saat fazla çalışma yaptığı ve tüm hafta tatillerinde çalıştığı kabul ederek fazla çalışma ve hafta tatili çalışma ücret alacağı hesaplanmıştır.
Ancak, iş yerinde uygulanan çalışma düzenine ilişkin olarak, tanık beyanlarının ayrıntılı şekilde tespit edilmediği görülmektedir. Mahkemece taraf tanıklarının yeniden beyanları alınarak, davacının ayda kaç sefere çıktığı, seferlerin nerelere yapıldığı, seferler arasında dinlenme günleri bulunup bulunmadığı belirlenmeli ve sonucuna göre bir değerlendirme yapılarak fazla çalışma ve hafta tatili ücret alacaklarına ilişkin hüküm kurulmalıdır. Eksik incelemeye dayalı karar verilmesi isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.