23. Hukuk Dairesi 2016/1019 E. , 2018/5285 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki icra takibine itirazın kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği müvekkili arsa sahibinin davalı yüklenciye vereceği arsanın 250,00 m²"den fazla olması halinde arsanın 250 m²"sini aşan kısmı için m²"si 120,00 Eurodan davalının müvekkiline ödeme yapacağını, müvekkilinin arsa payının 300,00 m² olduğunu, söz konusu sözleşme gereğince 50 m² için müvekkiline 6.000,00 Euro ödemesinin gerektiğini, davalının 4.000,00 Eurosunu müvekkiline ödediğini ancak 2.000,00 Eurosunu ödemediğini, müvekkilinin bu bedelin tahsili için icra takibi başlattığını, davalı tarafın haksız olarak icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptaline ve % 20"den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; alacağın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklandığını, arsa sahibi davacı ile yüklenci davalı arasındaki uyuşmazlığı çözme görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6502 sayılı Kanun"un 3. maddesinin gerekçesinde eser sözleşmelerinin kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir. Ancak Kanun’un sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın, ""Ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu"" anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu"nun 355 vd. ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 470. vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanunu’nda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır.
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanun’da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de
bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanun’da kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak, araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir.
Bu durumda davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gözetilerek işin esası hakkında inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 14.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.