Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9805
Karar No: 2022/5441
Karar Tarihi: 12.04.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/9805 Esas 2022/5441 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/9805 E.  ,  2022/5441 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava iş kazası nedeniyle vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
    Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesi bozma kararına uyularak ilamda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davalılar ... İnş. San. ve Tic. A.Ş. ile ... İnş. San.ve Tic. Ltd. Şti. ve ... Teknik Yapı İnş. Taah. San ve Tic. A.Ş. vekilleri tarafından süresi içerisinde temyiz başvurusunda bulunulduğu, ... İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile ... Teknik Yapı İnş. Taah. San ve Tic. A.Ş vekillerinin duruşma talep ettiği anlaşılmakla Duruşma yapılmak üzere tayin olunan 29.06.2021 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine duruşmalı temyiz eden davalı ... İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına Av. ... ve duruşmalı temyiz eden davalı ... Teknik Yapı İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş. adına Av. ... ile davalı ... İnş. San. ve Tic. A.Ş. adına Av. ... geldiler. Davacılar adına gelen olmadı. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmaya son verilerek, incelemenin aynı gün öğleden sonraya bırakılmasına noksanlar nedeniyle dosyanın mahalline geri çevrilmesine ve noksanların ikmali üzerine dosyanın dairemize tevzi edildiği anlaşılmakla Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
    A) Davalılar vekillerinin davacılardan ..., ..., ... lehlerine hükmedilen maddi ve manevi tazminatlar ile ..., ... ve ... lehlerine hükmedilen manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde
    Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
    Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
    25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
    HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
    HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. - 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir
    Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 - 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL, 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL; 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL, 01.01.2020 tarihi sonrası için 72.070,00 TL,’dir.
    Somut olay incelendiğinde, Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan redde ilişkin kararın kaldırılıpi ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına dair karara uyularak ilk derece mahkemesince verilen 20.10.2020 tarihli kararda davacı ... lehine 9.061,02 TL maddi ve 25.000 TL manevi, davacı ... lehine 26.261,14 TL maddi ve 25.000 TL manevi, davacı ... lehine 30.054,62 TL maddi ve 60.000 TL manevi, ... lehine 17.645,20 TL maddi ve 60.000 TL manevi, davacılar ..., ... ve ... lehlerine ise ayrı ayrı 10.000 TL’şer manevi tazminata hükmedildiği, kararın davalılar vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
    6100 sayılı HMK’nun 110. maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı dikkate alındığında, davacıların her biri lehine hükmedilen ve maddi ve manevi tazminat istemlerinin birbirlerinden bağımsız olarak karar tarihinde yürürlükte olan 72.070,00 TL’lik temyiz (kesinlik) sınırının altında kaldığı anlaşılmakla davalılar vekilinin anılan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının kesinlik nedeniyle REDDİNE karar verilmiştir.
    B) Davalılar vekillerinin davacı ... lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde
    Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz edenin sıfatına temyiz kapsam ve nedenleriyle kanunun açık hükmüne aykırı görülen sebeplere göre; davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    1- Bilindiği üzere maddi tazminatın hesabında SGK’dan bağlanan gelirin ve yapılan ödemenin dikkate alınması gerektiği, bu hususta davanın yasal dayanağını, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 55. maddesinin oluşturduğu, anılan maddede “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verildiği açıktır.
    Somut olayda hükme esas alınan 04.09.2020 tarihli hesap raporunda işlemiş devre sonu tarihinin 31.12.2020 tarihi olarak esas alındığı hesap seçeneğine göre, davacı eş ...’nın maddi tazminat alacağının354.353,33 TL olarak hesap edildiği, bu tazminat alacağından bilirkişi tarafından 28.593,19 TL olarak hesap edilen gelir, davalıların kusuru oranında (%100) tenzil edilmek suretiyle maddi tazminat alacağı neticeten 325.760,14 TL olarak hesap edilmiş ise de; SGK’dan dosya kapsamına getirilen kayıtlara göre davacı hak sahiplerine 01.12.2012 tarihinden itibaren sigortalının iş kazasından ölümü nedeniyle ölüm geliri bağlanmış iken; 01.01.2013 tarihinden itibaren aynı hak sahiplerine ölüm aylığı da bağlanması nedeniyle 5510 sayılı kanunun 54. maddesi kapsamında ölüm gelirlerinin yarıya indirildiği belirtildikten sonra, davacı eşe yarımdan bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin 29.776,70 TL olarak ve bu tarihe kadar tamdan ödenen gelirin fiili ödeme miktarının ise 667,13 TL olarak bildirildiği anlaşılmaktadır.
    O halde mahkemece, 04.09.2020 tarihli hesap raporunda tazminattan TBK 55.maddesi kapsamında indirilmesi gereken gelir ve ödemenin hatalı belirlendiği gözetilerek, SGK tarafından bildirilen bu miktarlar gözetilip tenzil edilerek davacı eş ... lehine 323.909,50 TL maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu miktarın üzerinde maddi tazminata hükmedilmesi hatalı olmuştur.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    Ne var ki bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi hükmü bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle:
    ... 24. İş Mahkemesinin 20/10/2020 tarih ve 2019/204 E- 2020/425 K sayılı kararının
    A) 1 nolu hüküm fıkrasının silinerek yerine:
    “1-323.909,50 TL maddi, 90.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ... 'a verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına
    B) 10 nolu hüküm fıkrasının “a” bendinin silinerek yerine:
    “(a) Maddi tazminat yönünden; Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 27.797,48 TL harçtan peşin alınan 2.973,39 TL harcın (davacı tarafından yatırılan 1.557,50 TL peşin harç, 470,39 TL ıslah harcı, 946,10 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.973,39 TL) mahsubu ile bakiye 24.824,09 TL harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına
    C) 11 nolu hüküm fıkrasının “a” bendinin silinerek yerine:
    “(a) Davacı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 31.123,66 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına
    D) 13 nolu hüküm fıkrasının silinerek yerine:
    “13- Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden reddolan maddi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 3.400,00. TL vekalet ücretinin davacılar ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılara verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına
    E) 16 nolu hüküm fıkrasının silinerek yerine:
    “16-Davacılar tarafından yapılan 524,30.-TL posta masrafı ve 2.900,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamda 3.424,30.-TL yargılama giderinin kabul ret oranı dikkate alınarak 2.743,89 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harçlarının istem halinde davalılara iadesine, davalılar avukatları lehine 3.815,00 TL vekalet ücretinin davacı ...’dan tahsiline, 12.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi