Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/14162
Karar No: 2013/3278

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/14162 Esas 2013/3278 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2012/14162 E.  ,  2013/3278 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı, fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ile hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı,: davalı ... Başkanlığına bağlı olarak 1993 yılında çalışmaya başladığını, 2004 yılı Mayıs -2008 yılı Eylül ayı arasında Belediye başkanlığına ait otobüste bilet kontrol ve satış görevlisi olarak görev yaptığını, bu dönemde mesaisinin 07.00-19.00 saatleri arasında gerçekleştiğini, 1993 yılından itibaren gerçekleşen tüm çalışma döneminde hafta tatilleri ile ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığını ileri sürerek, bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
    Davalı vekili davacının fazla çalışma yapmadığını, hafta tatilleri ile usula bayram genel tatil günlerinde çalıştırılmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının fazla mesai yaptığı, hafta tatilleri ile ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığına ilişkin iddiasını tanık beyanları ile ispatladığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı davacı ve davalı temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir .
    2-Davalının temyiz itirazları yönünden; davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
    Somut olayda, davalı ... tarafından ibraz edilen davacıya ilişkin görevlendirme yazılarının incelenmesinde; davacının 07.04.2004 tarihinde bilet gişesinde satış görevlisi olarak, 20.06.2006 tarihinde Belediye hizmet binasında bekçi olarak, 18.07.2006 tarihinde yeniden bilet gişesinde satış görevlisi olarak ve 16.04.2008 tarihinde ise şoför kadrosunda görevlendirildiği görülmektedir.
    Davacı dava dilekçesinde Mayıs 2004 Eylül -2008 tarihleri arasında bilet gişesinde satış görevlisi olarak çalıştırıldığını ve bu görevi ifa ettiği dönemde fazla çalışma yaptığını ileri sürmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının bu iddiası dikkate alınmaksızın 2009 yılının Mayıs ayına kadar bilet gişesinde satış görevlisi olarak çalıştığı kabul edilerek fazla çalışma ücret alacağının hesaplanması hatalıdır.
    Ayrıca yukarıda belirtilen görevlendirme yazıları içeriği ve tanık beyanları ile davacının 06.12.2004-22.05.2006 ve 20.06.2006-18.07.2006 tarihleri arasında bilet satış görevlisi olarak çalıştırılmadığı da sabittir. Davacı fazla çalışmanın bilet satış görevlisi olarak çalıştığı dönemde gerçekleştiğini ileri sürdüğünden, yukarıda belirtilen dönemler dışlanarak fazla çalışma ücret alacağının belirlenmesi gerekir.
    Bunların dışında, davacının dava dilekçesinde mesaiye saat 07.00 de başladığını beyan ettiği görülmektedir. Bu durumda hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının mesai saati başlangıcının 06.00 olarak kabul edilmesi de isabetsizdir.
    3- Davacının temyiz itirazları yönünden ise ;
    a-) Davacı işçinin hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma karşılığı ücretlere hak kazanıp kazanmadığı hususu da taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 46. maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63 üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46. maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
    4857 sayılı Kanun"un 47. maddesinde, Kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde ise, resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı gününün genel tatil günleri olduğu açıklanmıştır.
    Hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İspatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmaların bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    Somut olayda; davacı 1993 yılından itibaren devam eden tüm çalışma döneminde hafta tatilleri ile ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığını belirterek bu çalışmalarının karşılığı ücret alacaklarını talep etmiştir. Mahkeme, davacının bilet satış görevlisi olarak hizmet vermediği dönemlerde hafta tatilleri ile ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştırılıp çalıştırmadığı hususunda tanıkların beyanı alınmamıştır. Öncelikle davacının bekçi ve şoför olarak çalıştırıldığı diğer dönemlerde de, ulusal bayram genel tatil günleri ile hafta tatillerinde çalışıp çalışmadığı belirlenmeli, sonucuna göre bu ücret alacakları yönünden hesaplama yapılmalıdır.
    b-) Mahkemece kabulüne karar verilen fazla çalışma ücreti isteklerinde uygulanan hakkaniyet indirimi de bir başka uyuşmazlık noktasını oluşturmaktadır
    Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Mahkeme tarafından fazla çalışma ücret alacağından hakkaniyet indirimi yapılmasında isabetsizlik bulunmamakla birlikte, bilirkişi tarafından hesaplanan fazla çalışma ücret alacağı miktar üzerinden hakkaniyet indirimi yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken davacının ıslah ile talep ettiği miktardan hakkaniyet indirimi yapılarak hüküm kurulması da isabetsiz olup, bu husus ayrı bir bozma sebebi olarak kabul edilmiştir .
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi