
Esas No: 2021/10519
Karar No: 2022/5444
Karar Tarihi: 12.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/10519 Esas 2022/5444 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkin dava söz konusu. Davalılardan biri olan şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin edilmiş, dolayısıyla taraf ehliyeti bulunmuyor. Bu nedenle davalı şirketin ihyası için ayrı bir dava açılması gerektiği belirtiliyor. Mahkemece sürekli iş göremezlik oranının yanlış belirtilmesi ve kanunun açık hükmüne aykırı şekilde karar verilmesi nedeniyle hüküm bozuluyor. Kanun maddeleri ise şöyle: dava ehliyeti için medeni hakları kullanma ehliyeti gereklidir, taraf ehliyeti ise haklardan istifade ehliyetine tekabül ediyor, ticari şirketin tüzel kişiliği tam olarak sona ermediği sürece dava açılıp taraf teşkili sağlanabilir. (Medeni Usul Hukuku, Türk Ticaret Kanunu)
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesince bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen karara karşı davacı ... bir kısım davalı vekilleri tarafından süresi içerisinde temyiz başvurusunda bulunulduğu, davacı vekilinin duruşma talep ettiği, duruşma yapılmak üzere tayin olunan 24.06.2021 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine duruşmalı temyiz eden davacı adına Av. ... ile davalı ... Mağazacılık Hiz. Tic. A.Ş. adına Av. ... ve davalı .... A.Ş. adına Av. ... geldiler. Diğer davalılar adlarına gelen olmadı. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmaya son verilerek, incelemenin aynı gün öğleden sonraya bırakılmasına karar verildikten sonra noksanlar nedeniyle dosyanın mahalline geri çevrilmesine ve noksanların ikmali üzerine dosyanın dairemize tevzi edildiği anlaşılmakla Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine ( fiil ehliyetine ) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi ( dava hakkı ) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, ( o davada davacı sıfatının kime ait olacağı ) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir (Baki Kuru-Ramazan Arslan-Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 7. baskı, ... 1995, s. 231). Bu nedenle, davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani, bir davada taraf olabilmek için, ya, hakiki şahıs; ya da, hükmi şahıs olmak gerekir. Zira, taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder ( Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C. I-II, 7. Baskı, ... 2000, s.288).Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.06.2007 tarih, 2007/10-358 Esas, 2007/337 Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere; ticari şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek taraf teşkili sağlanmak suretiyle yargılamanın devamının sağlanması gerekir. Şu halde yapılması gereken iş; anılan HGK kararı çerçevesinde, tüzel kişiliği sona eren davalı şirketin ihyası için tasfiye memurluğu ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek ayrı bir dava açılması için davacı tarafa uygun bir süre verilmeli, dava açıldığı takdirde bu davanın sonucu beklenmeli, tüzel kişiliğin yeniden ihyası halinde, taraf teşkili sağlanarak, sonucuna göre karar verilmelidir.
Somut olayda, davalı ... İnş. Nak. Gıda Mad. ve Ürün. Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin tazminatlardan sorumluluğuna hükmedilmiş ise de; Ticaret Sicil Gazetesinin 05.08.2014 tarihli nüshasında yayınlanan ilana göre anılan şirketin 31.07.2014 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiği anlaşılmaktadır.
O halde, taraf ehliyeti bulunmayan adı geçen davalı şirket adına karar verilebilmesi için anılan davalı şirketin usulüne uygun ihyasına dair karar alındıktan sonra, usulüne uygun şekilde taraf teşkilinin sağlanması gerekmektedir.
Öte yandan Dairemizce verilen 24.06.2021 tarih ve 2020/7319 E.- 2021/8990 K. sayılı ilamda da davalı şirketin ihya edilmesi için davacıya önel verilmesine işaret edilmiş ise de; davacı vekilinin 03.09.2021 tarihli dilekçesiyle anılan davalı şirket yönünden davayı takip etmek istemediklerini ve tefrikini talep etmiş olması karşısında, davacının bu talepleri de değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde anılan davalı hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
2-Öte yandan uyulmasına karar verilen (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 11.12.2018 tarih ve 2017/2402 E.- 2018/9155 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere davacının %30,2 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı, davacının iş bu maluliyet oranını 21/10/2013 tarihli beyanıyla kabul ettiği, davalı itirazı üzerine Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu ile Genel Kuruldan alınan raporlarda maluliyet oranının %40 olarak tespit edildiği bu yönle %30,2 oranındaki sürekli iş göremezlik oranı üzerinden davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu açıktır.
Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılacak iş, kararın gerekçesinde %30,2 oranındaki sürekli iş göremezlik oranının dikkate alındığının belirtilmesi gerekirken %40 oranındaki sürekli iş göremezlik oranının dikkate alındığının belirtilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, özellikle kanunun açık hükmüne aykırı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı ile davalılardan ... Mağazacılık Hiz. Tic. A.Ş. ve ... İnş. ve Tic. A.Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları dikkate alınarak bu aşamada temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin mahkeme hükmü bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ... temyiz eden davalılara iadesine, davacı avukatı lehine 3.815,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsiline, davalı ... Mağazacılık Hiz.Tic. A.Ş. ve ... İnş. ve Tic. A.Ş. avukatı lehine 3.815,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiline, 12.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.