Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/10442
Karar No: 2022/5435
Karar Tarihi: 12.04.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/10442 Esas 2022/5435 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İş Mahkemesi'nde açılan bir hizmet tespiti davasına ilişkin kararın temyiz isteği sonucu değiştirilerek, davacının 10.09.1987-04.09.2004 tarihleri arasındaki işyerindeki çalışma süresi asgari ücretle ve sigortalı olarak tespit edildi. Ancak, bildirim yapılmayan dönemler bakımından hükümde yanlışlıklar olduğu belirtilerek, kararın düzeltilerek onanması kararı verilmiştir. Kararda, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplamanın zorunlu olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca, dava açma süresi ve hak düşürücü süreler ile sigorta ile ilgili yönetmelikler hakkında bilgi verilmiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri şunlardır: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Geçici 7. maddesi, 506 sayılı Kanun'un 79/10. maddesi, 6. maddesi.
10. Hukuk Dairesi         2020/10442 E.  ,  2022/5435 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada, hükümde belirtilen gerekçelerle; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Diğer taraftan, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
    Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2003/21 - 43 Esas, 2003/97 Karar ve 26.02.2003 tarihli kararında ayrıntıları açıklandığı üzere; kural olarak işe giriş bildirgeleri ve ücret ödeme bordroları sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, anılan belgeleri hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını ya da kesintisiz çalıştığını söylememiş ise, birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturur. Bu karinenin, aksinin, ancak, eş değer de delillerle kanıtlanması gerekmekte olup tanık sözlerine değer verilemez. Bu halde ise hak düşürücü sürenin kesinti tarihleri dikkate alınarak her bir dönem bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekecektir.
    Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada davacının çalışma olgusunun varlığına ve taraflar arasında hizmet akdinin bulunduğuna ilişkin kabul ile verilen hüküm isabetli ise de; 10.09.1987 tarihli davalı işyerinden bildirim öncesi sürelerin hak düşürücü süreye uğramış olduğu bu tarih sonrası bakımından ise, davacının her yıl yapılan bildirimler ve çıkış bildirimleri dışında bildirim yapılmayan dönemler bakımından davalı işveren nezdinde 15 Ağustos-15 Ekim arasında incir sezon döneminde çalıştığının kabulü ile buna göreve infaza elverişli şekilde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Hüküm fıkrasının tamamının silinerek yerine;
    1-Davanın kısmen kabulü ile;
    Davacının davalılar murisine ait işyerinde 10.09.1987-04.09.2004 tarihleri arasında kalan sürede,
    1987/3. Dönem de 9 gün;
    1988/3. Dönemde 30 gün;
    1989/8. Ayda 15 gün
    1989/9. Ayda 30 gün;
    1989/10. Ay 15 gün;
    1990/8. Ay 15 gün;
    1990/9. Ay 30 gün;
    1990/10. Ay 30 gün;
    1991/8. Ay 15 gün;
    1991/9. Ay 30 gün;
    1991/10. Ay 15 gün;
    1992/8. Ay 15 gün;
    1992/9. Ay 30 gün;
    1992/10. Ay 15 gün;
    1993/8. Ay 15 gün;
    1993/9. Ay 30 gün;
    1993/10. Ay 15 gün;
    1994/3. Dönem 27 gün;
    1995/3. Dönem 12 gün;
    1996/8. Ay 15 gün;
    1996/9. Ay 30 gün;
    1996/10. Ay 15 gün;
    1997/8. Ay 15 gün;
    1997/9. Ay 30 gün;
    1997/10. Ay 15 gün;
    1998/8. Ay 15 gün;
    1998/9. Ay 30 gün;
    1998/10. Ay 15 gün;
    1999/8. Ay 15 gün;
    1999/9. Ay 30 gün;
    1999/10. Ay 15 gün;
    2000/8. Ay 15 gün;
    2000/9. Ay 15 gün;
    2000/10. Ay 30 gün;
    2001/8. Ay 15 gün;
    2001/9. Ay 30 gün;
    2001/10. Ay 15 gün;
    2002/7. Ay 8 gün;
    2002/8. Ay 30 gün;
    2002/9. Ay 30 gün;
    2002/10 . Ay 30 gün;
    2002/11. Ay 2 gün;
    2003/8. Ay 15 gün;
    2003/9. Ay 30 gün;
    2003/10. Ay 15 gün;
    2004/8. Ay 15 gün;
    2004/9. Ay 4 gün; olmak üzere yapılan bildirimler ve çıkış bildirimleri dışında her yıl 15 Ağustos-15 Ekim arasında gerçekleşen incir sezonunda olmak üzere ve 04.09.2004 tarihine kadar toplam 932 günlük süre daha asgari ücretle ve sigortalı olarak geçen hizmetlerinin tespitine, fazla istemin reddine,
    2-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan, 14,00 TL peşin harcın düşülmesi ile 40,40 TL harcın davalı SGK harçtan muaf olduğundan diğer davalılardan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
    3-Davacının bu dava sebebiyle bozma öncesi ve sonrası yapmış olduğu 14,00 TL peşin harç ile tebligat gideri, müzekkere gideri, talimat gideri olmak üzere toplam 747,70 TL yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre (%40 kabul) 285,08 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
    4-Davalı ... tarafından bozma öncesi ve sonrası yapılan 155,90 TL yargılama giderinin davanın kabul/ red oranına göre 93,54 TL nin davacıdan alınarak davalı ...’e verilmesine, kalan kısmın davalı ... üzerinde bırakılmasına,
    5-Davalı SGK tarafından bozma öncesi ve sonrası yapılan 122,30 TL yargılama giderinin davanın kabul/red oranına göre 73,38 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak SGK ya verilmesine, kalan kısmın davalı SGK üzerinde bırakılmasına,
    6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 3.400 TL vekâlet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
    7-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden davalılar vekilleri için 3.400 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine, taraflarca kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,”hükmünün yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiye iadesine, 12.04.2022 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi