
Esas No: 2021/10596
Karar No: 2022/5445
Karar Tarihi: 12.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/10596 Esas 2022/5445 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/10596 E. , 2022/5445 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... 3. İş Mahkemesi
Dava tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen karara karşı, davacı ve davalı vekillerinin istinafa başvurması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesince davalı istinaf istemlerinin esastan reddine, davacının istinaf isteminin kabulü ile yeniden esas hakkında kısmen kabul ve kısmen redde dair karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesince verilen karar davalı vekilli tarafından süresi içerisinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
I- İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi sigortalının iş kazasında vefatı nedeniyle eş ... çocuklar ... ve ... lehlerine fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere 1.000,00 TL’şer maddi tazminat ile 250.000,00 TL’şer manevi tazminatın kaza tarihinden faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Islah dilekçesiyle maddi isteminin eş ... yönünden 167.297,36 TL’ye, çocuklardan ... yönünden 13.941,82 TL’ye ve ... yönünden 9.199,81 TL’ye artırıldığı anlaşılmıştır.
II- CEVAP:
Davalı vekili; davanın reddini talep etmiştir
III- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince; “1 Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine,
Davacı ... için 167.297,36 TL, ... için 9.199,81 TL, ... için 13.941,82 TL maddi tazminatın 27/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davacı ... için 50.000 TL, ... için 40.000 TL, ... için 40.000 TL manevi tazminatın 27/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesince özetle “1- Davalı vekilinin tüm davacılar vekilinin ise aşağıdaki bentler dışındaki istinaf taleplerinin esastan reddine.
2- HMK 353/1-b.2 ve 355. Maddeleri gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmünün aşağıdaki şekilde düzeltilmek üzere ortadan kaldırılmasına,
3- Davanın Kısmen Kabulüne, Kısmen Reddine.
a- Davacı ... için 167.297,36 TL, ... için 9.199,81 TL, ... için 13.941,82 TL maddi tazminatın 27/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
b- Davacı ... için 80.000 TL, ... için 60.000 TL, ... için 60.000 TL manevi tazminatın 27/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4- Alınması gerekli 26.670,88 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 5.472,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21.198,58 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, davacı tarafça yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının, talepleri halinde davacılara iadesine,” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle: Kazanın Müteveffa Halil’in asli kusuru neticesinde gerçekleştiğini, olayın hemen akabinde çekilen fotoların bilirkişi heyetince incelemeden kusur raporu düzenlendiğini, sigortalının dava harici ... çalışanı olduğunu, 26.09.2016 tarihinde ... tarafından işe girişi verilmiş olan sigortalının 2 ay sonra tanık beyanlarına istinaden müvekkili çalışanı kabulünün hatalı olduğunu, sigortalının kardeşi ve tanıklar ... çalışanı olarak kabul edilirken sigortalının müvekkili çalışanı kabulünün hatalı olduğunu, ceza dosyasında sigortalıya asli kusur verildiğini Bölge Adliye Mahkemesince manevi tazminatlarının artırılmasının zenginleşme niteliğinde olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
A) Davalı vekilinin davacı ... ve ... lehlerine hükmedilen maddi ve manevi tazminatlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. - 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir
Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 - 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL, 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL; 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL, 01.01.2020 tarihi sonrası için 72.070,00 TL, , 01.01.2021 tarihi sonrası için 78.630,00 TL’dir.
Somut olay incelendiğinde, ilk derece mahkemesince verilen 05.02.2020 tarihli kararda davacı ... lehine 9.199,81 TL maddi ve 40.000 TL manevi, davacı ... lehine 13.941,82 TL maddi ve 40.000 TL manevi tazminata hükmedildiği, kararın davacılar ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 14.07.2021 tarihli kararıyla davalının istinaf istemlerinin esastan reddine, davacının istinaf isteminin kabulü ile maddi tazminat miktarları aynı kalmakla beraber manevi tazminat istemlerinin davacılar Muhammed Mustafa ve Oğuzhan yönünden ayrı ayrı 60.000TL olarak hükmedildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 110. maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı dikkate alındığında, davacıların her biri lehine hükmedilen ve maddi ve manevi tazminat istemlerinin birbirlerinden bağımsız olarak Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinde yürürlükte olan 78.630,00 TL’lik temyiz (kesinlik) sınırının altında kaldığı anlaşılmakla davalı vekilinin anılan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
B) Davalı vekilinin davacı ... lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz edenin sıfatına temyiz kapsam ve nedenleriyle kanunun açık hükmüne aykırı görülen sebeplere göre; davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
1- 6100 sayılı HMK’nun “yargılama giderlerinin kapsamı” başlığını taşıyan 323. maddesinde yargılama giderlerinin hangi kalemleri kapsadığı tek tek sayılmış, bu madde içerisinde “Başvurma , karar ve ilam harçları yargılama gideri” kapsamında belirtilmiş, “yargılama giderlerinden sorumluluk” başlığını taşıyan 326. maddede “kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği,” “yargılama giderlerine hükmedilmesi” başlığını taşıyan 332. maddesinde ise; “yargılama giderlerine, mahkemece resen hükmedileceği, yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümün hüküm altında gösterileceği,” hüküm altına alınmıştır.
492 sayılı Harçlar Kanunun 15. Maddesinde “Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev'i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır.” 16/1- 1.cümlesinde “Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır.” 28/1-a maddesinde “Karar ve İlam Harcı” düzenlenmiş olup “Karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir. Şu kadar ki, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında peşin alınan harcın oranı yirmide bir olarak uygulanır. Bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez.” Hükümleri yer almaktadır.
Anayasa Mahkemesinin 14.01.2010 tarihli ve E. 2009/27, K. 2010/9 sayılı Kararında da belirtildiği üzere “Harç, idarece yapılan bir hizmetten yararlananlardan bu hizmet dolayısıyla alınan para, diğer bir deyimle verginin özel ve ayrık bir türüdür. Bu nedenle diğer harçlarda olduğu gibi, yargı harçlarında da kural; harcın, davayı açan veya harca mevzu olan işlemin yapılmasını isteyen kişi tarafından ödenmesidir. Ancak yargı yoluna başvurmak, başvuran kişiye bir harç yükümlülüğü yüklediği gibi, başvuranın haklı çıkması halinde bu yükümlülük yer değiştirmekte ve davada haksız çıkan tarafa yükletilmektedir. Bu nedenle nispi harca tabi davalarda, yargılama sonunda ödenecek harç miktarıyla birlikte, harcın gerçek sorumlusu da mahkeme kararıyla belirlenmektedir.”
Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddolması nedeniyle aleyhine yüklenecek harcın ilk derece mahkemesince aleyhine hükmedilmiş olan tazminat miktarı üzerinden hesap edilmesi gereken nispi karar ve ilam harcı olacağı açık olmasına karşın; Bölge Adliye Mahkemesinin iş bu temyize konu edilen kararında olduğu gibi davacının istinaf başvurusunun kabulü nedeniyle artırılan tazminat miktarı da dikkate alınarak hesap edilen harcın davalıların istinaf talebinin reddi nedeniyle belirlenen harçta dikkate alınması hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları ile HMK 369.maddesi kapsamında kanunun açık hükmüne aykırılıklar da gözetilerek, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen hüküm bozulmalıdır.
Ne var ki bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi hükmü bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 14.07.2021 tarih ve 2020/694 E- 2021/1271 K sayılı kararının “4 nolu” bendinin silinerek yerine:
“4- Alınması gerekli 21.889,18 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 5.472,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.416,88 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, davacı tarafça yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının, talepleri halinde davacılara iadesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harçlarının istek halinde davalıya iadesine, 12.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.