MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyada mevcut temyiz dilekçelerinin incelenmesinde, katılan sanık ... müdafiin sadece "sanık müdafii" sıfatı ile ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmünü temyiz ettiği; katılan sanık ... müdafiin ise süre tutum dilekçesini sadece "sanık müdafii" sıfatı ile verdiği halde ayrıntılı temyiz dilekçesini "katılan sanık müdafii" sıfatıyla verdiği anlaşılmakla yapılan incelemede;
1) Sanık ... hakkında katılan ..."e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik katılan ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Katılan sanık ... müdafiin yüzüne karşı verilen hükümleri, 20.11.2015 havale tarihli süre tutum dilekçesi ile "sanık müdafii" sıfatı ile temyiz ettiği halde, 28.12.2015 havale tarihli ayrıntılı temyiz dilekçesinde "katılan sanık müdafii" sıfatı ile sanık ... hakkındaki mahkumiyet hükmünü de aleyhe temyiz ettiği anlaşılmış ise de; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 09.04.2013 tarih ve 2012/3-1520 Esas - 2013/131 sayılı kararında da belirtildiği üzere, süre tutum dilekçesinde temyiz edildiği belirtilmeyen bir hükmün, kanuni süreden sonra verilen ayrıntılı dilekçe ile temyizin kapsamı genişletilerek temyiz edilemeyeceği anlaşılmakla, katılan vekilinin bu hüküm yönünden süresinde bulunmayan temyiz isteminin, 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan CMUK"un 317. maddesi gereğince REDDİNE,
2) Sanık ... hakkında katılan ..."e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile sanık ... hakkında katılan ..."ya karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanıklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Katılan sanık ... müdafiin 03.11.2015 havale tarihli dilekçesi ile olayın meydana geliş şekli, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının tespiti ve buna bağlı olarak meşru müdafaa ve haksız tahrik hükümlerinin değerlendirilebilmesi için, olaya ilişkin Mobese görüntülerini içeren ve Adli Emanette bulunan CD"lerin teknik bilirkişi marifetiyle incelenmesini talep ettiği, mahkemece 09.11.2015 tarihli celsede bu hususta bir sonraki oturumda karar verileceği belirtildiği halde, bu talep ile ilgili olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmeden hüküm kurulduğu, söz konusu görüntülere ilişkin soruşturma aşamasında iki adet polis memuru tarafından düzenlenen 23.05.2014 tarihli "cd izleme tutanağının" hüküm kurmaya elverişli yeterlilikte olmadığı anlaşılmakla, Adli Emanetin 2014/10797 sırasında kayıtlı olduğu anlaşılan 2 adet CD"nin teknik bilirkişi marifetiyle ayrıntılı şekilde çözümü yaptırılarak, sonucuna göre olayın başlayış ve gelişiminin değerlendirilmesi suretiyle sanıkların hukuki durumunun tayini gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
b) Sanıkların karşılıklı yaralama şeklinde gerçekleşen eylemlerinde, darbe sayısı ve yaralanmalarının niteliğinin aynı olmadığı anlaşılmakla, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nin 61. maddesi gereğince temel cezaya hükmedilirken, TCK"nin 3. maddesindeki orantılılık ilkesi gereğince, hakkaniyete uygun şekilde temel cezanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, her iki sanık yönünden de sadece "suçun işleniş biçimi ve yaranın niteliği" şeklindeki aynı gerekçe ile temel cezanın "2 yıl" olarak belirlenmesi suretiyle TCK"nin 3. ve 61. maddelerine aykırı davranılması,
c) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı açısından CMUK"un 326/son maddesi gereğince sanıkların kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 26.06.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.