
Esas No: 2021/10342
Karar No: 2022/5443
Karar Tarihi: 12.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/10342 Esas 2022/5443 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/10342 E. , 2022/5443 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
No : 2018/2550-2019/814
İlk Derece
Mahkemesi : ... 45. İş Mahkemesi
Meslek hastalığı nedeniyle sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının tazmini davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk derece mahkemesince, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen karara karşı davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili ile davacı vekili tarafından da katılma yoluyla temyiz edilmesi ve taraf vekillerince de duruşma talep edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 29/06/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı adına Av. ... ile davacı adına Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verilmişti. Dosyanın tekrar Dairemiz'e gönderilmesi üzerine Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I- İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin meslek hastalığı neticesinde sürekli iş göremezliğe uğradığı iddiasıyla 40.000,00 TL manevi tazminat ve hastalığı nedeniyle yaşamış olduğu maddi kayıpların telafi edilebilmesi adına 10.000,00 TL maddi tazminat talepleri olduğunu belirtmiş; 12/02/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat alacağını 235.519,78 TL ye yükseltmiştir.
II- CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: iş sözleşmesinin davacı tarafından sona erdirildiğini, davacının bir ay süreye yakın geç olarak girişi gösterme ve tescil ettirme iddiasını kabul etmediklerini, davacının iş sözleşmesini iş yerini terk ederek ve artık çalışmak istemediğini ileri sürerek gelmeme suretiyle feshettiğini, davacının davalı şirket yanında çalıştığı sırada yüksek dozda sigara kullandığını, davacının hastalığının doğrudan müvekkil iş koşullarından kaynaklanıp kaynaklanmadığının SGK Yüksek Sağlık Kurulu ve ... tarafından tespit edilmesi gerektiğini, işyerinde havalandırma ve klima bulunduğunu, davacıda meydana gelen rahatsızlığın müvekkilinin kusuru olmadığı, davacı tarafın manevi tazminat talebinin fahiş ve kötü niyetli olduğunu, tüm kalemlerde yer alan alacaklar yönünden zamanaşımı definde bulunduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince; “Davanın kabulü ile ; 236.519,78 TL maddi tazminatın 03/12/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
40.000,00 TL manevi tazminatın 03/12/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ”karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesince özetle “taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine,” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle: Meslek hastalığının maruziyet neticesinde gerçekleştiği pnömokonyoz için Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü gereği sigortalının 3 yıl pnömokonyoz yapacak toza maruz kalması gerektiğinden hesabın 3 yıl öncesinden başlatılması gerektiğini, davalı Anonim Şirket olup Ticaret Kanuna tabi olduğundan avans faizi uygulanması gerektiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle: davacının 20 yıl 2-3 paket sigara kullanımı kusur raporunda değerlendirilmediğini, sigara kullanımının illiyet bağını kesip kesmediği konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınması talebinin değerlendirilmediğini, davacının 12.05.2008 den itibaren boru kaynağında çalışmadığını, davacının işe girdiği 01.08.2006 – 12.05.2008 tarihleri arasında ortalama ayda 1,82 adet boru üretildiğini, hükmedilen maddi ve manevi tazminatın fahiş olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
A) Davalı vekilinin manevi tazminat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. - 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir
Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 - 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL, 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL; 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL’dir.
Somut olay incelendiğinde, ilk derece mahkemesince verilen 01.03.2018 tarihli kararda davacı lehine 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 26.03.2019 tarihli kararıyla istinaf istemlerinin esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 110. maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı dikkate alındığında, davacıların her biri lehine hükmedilen ve maddi ve manevi tazminat istemlerinin birbirlerinden bağımsız olarak Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinde yürürlükte olan 58.800,00 TL’lik temyiz (kesinlik) sınırının altında kaldığı anlaşılmakla davalı vekilinin anılan hükme yönelik temyiz itirazlarının kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
B) Davacı vekilinin maddi ve manevi tazminat hükmüne, davalı vekilinin ise maddi tazminat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz kapsam ve nedenleriyle kanunun açık hükmüne aykırı görülen sebeplere göre; davacı ve davalı vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinde düzenlenen Hükmün Kapsamı içerisinde “1/b” bendinde “Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin” hükümde yer alması gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda, davalı şirketin 20.08.2013 tarihince ticaret siciline tescil edilen kayda göre tür değişikliği yaparak “... Makine İmalat Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi” unvanını aldığı anlaşılmakla, bu unvanın karar başlığında gösterilmesi gerekirken yazılı şekilde Limited Şirketi unvanının belirtilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları ile HMK 369.maddesi kapsamında kanunun açık hükmüne aykırılıklar da gözetilerek, davacı ve davalı tarafların istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen karar ortadan kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
Ne var ki bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi hükmü bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 26.03.2019 tarih ve 2018/2550 E- 2019/814 K sayılı kararının kaldırılarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesi gereğince ... 45. İş Mahkemesinin 01.03.2018 tarih ve 2016/316 E- 2018/75 K sayılı kararın başlık kısmında yer alan:
“... Makina İmalat San. Tic. Ltd. Şti.” unvanın silinerek yerine ... Makine İmalat Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi” unvanının yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harçlarının istem halinde temyiz eden taraflara iadesine, davacı avukatı yararına takdir edilen 3.815,00 TL. duruşma avukatlık parasının davalıya, davalı avukatı yararına takdir edilen 3.815,00 TL. duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine 12.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.