12. Hukuk Dairesi 2014/9848 E. , 2014/12360 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 7. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/02/2014
NUMARASI : 2013/956-2014/143
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun şikayet yoluyla icra mahkemesi"ne yaptığı başvuruda, 13.02.2013 tarihinde yapılan dosya hesabında, takip tarihinden sonra alacağa %35 faiz uygulandığı ve bakiye dosya borcunun çok yüksek hesaplandığını ve ayrıca takip sonrasında bir kısım ödemelerde bulunduklarını belirterek bakiye dosya borcunun düzeltilmesini istediği, mahkemece gider avansının verilen kesin sürede yatırılmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 114/g maddesinde ise, gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir.
HMK’nun harç ve avans ödenmesi başlıklı 120. maddesinde;
“(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
(2) Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.”
Hükmü getirilmiştir.
Maddede ayrıca, 1086 Sayılı Kanunda yer almayan, yeni bir düzenleme yapılarak, her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın, avans olarak davacı tarafından dava açarken yatırılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu avansın yetmemesi durumunda ise tamamlanması için davacıya kesin süre verileceği hususu hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, 6100 Sayılı HMK"nun 94. maddesi uyarınca kesin süreye ilişkin ara kararının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olması taraflara yüklenen yükümlülüklerin, yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her iş için yatırılacak ücretin hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması gerekir. Ayrıca verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır. Bazı hallerde kesin sürenin kaçırılması, o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, davanın kaybedilmesine neden olmaktadır.
Somut olayda, borçlunun dava açarken 130 TL gider avansı yatırdığı, mahkemece, 21.01.2014 tarihli duruşmada, borçlu vekiline, HMK"nun 120. maddesi gereğince 200 TL ek gider avansını yatırmak üzere iki haftalık kesin süre verdiği, gider avansının dava şartlarından olduğu, ek gider avansının iki haftalık kesin süre içerisinde yatırılmaması durumunda davanın HMK"nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddedileceğinin ihtar edildiği ve belirtilen ek gider avansının iki haftalık kesin süreden sonra 18.02.2014 tarihinde yatırıldığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin davanın reddine dayanak aldığı, borçlu vekiline verilen kesin süreye ilişkin ara kararında alınması gereken ek gider avansın hangi işlere ilişkin olduğu, hangi iş için ne miktar avans yatırılacağının açıkça belirtilmemesi doğru değildir. Kesin sürenin sonuç doğurabilmesi için usulünce ve eksiksiz olması gerekir (Hukuk Genel Kurulu"nun 12.12.2012 tarih, 2012/9-1202-1218 Esas- Karar sayılı ilamı).
Öte yandan ara karar ile yatırılması istenilen ek avans delil avansı ise delil avansını düzenleyen HMK"nun 324/1. maddesine göre, taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. İkinci bentte ise taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır hükmünü düzenlemiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle, borçlunun şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.