16. Hukuk Dairesi 2016/15570 E. , 2019/7048 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 06.11.2019 gün ve saatte temyiz eden ... vekili Avukat ... geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Seyitgazi İlçesi"nde 1985 yılında yapılan kadastro sonucu, temyize konu ... Köyü 1551 parsel sayılı 3200 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, vergi kaydı, harici ifraz, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenlerine dayalı olarak ... adına tespit ve 23.10.1990 tarihinde tescil edildikten sonra, 1996 yılında kayden satış nedenine dayalı olarak davalı ... adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı ... 20.09.2013 tarihinde, tapuda kendisi adına kayıtlı 1552 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün kadastro tespitleri sırasında eksik tespit edildiği, eksikliğin davalıya ait 1551 parselden kaynaklandığı iddiasıyla, maliki bulunduğu 1552 parselin 1.125,00 metrekare olan yüzölçümünün 3500 metrekare olarak düzeltilerek adına tescili istemiyle dava açtıktan sonra, 02.10.2015 tarihli dilekçesiyle, çekişmeli 1551 parselin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile bu taşınmazın kendisi adına tescil edilmesi; kendi adına kayıtlı 1552 parsel sayılı taşınmazın ise davalı ... adına tescil edilmesi talepli olarak davasını ıslah etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 1551 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline; davacı adına kayıtlı 1552 parsel sayılı taşınmazın ise davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tesciline; 1551 parsel üzerinde bulunan şerhin 1552 parsel sayılı taşınmaza aktarılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, temyize konu 1551 sayılı taşınmazın, davacıya taşınmazı devreden ..."in taşınmazı olduğu, diğer taşınmazın ise davalı ..."e ait olduğu, keşif tarihi itibariyle de kullanımın bu yönde olduğu, kadastro tespit tutanağından öncesine ilişkin bir başvurunun da söz konusu olmadığı, bu nedenle somut olayda 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulama yerinin bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Şöyle ki, davacı dava dilekçesinde açıkça, bayii olan ..."in kadastro çalışmaları sırasında tespitin yanlış yapıldığına ilişkin Kadastro Müdürlüğü nezdinde itiraz ettiği halde itirazını takip etmemesi nedeniyle bu yanlışlığın halihazırda devam ettiğini ve bu nedenle çekişmeli 1551 parselin hatalı olarak davalı adına kaydedildiğini ileri sürerek dava açmış olup, iddianın ileri sürülüş tarzına göre davanın kadastro öncesi nedene dayalı olduğu kuşkusuzdur. Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra artık, "kadastrodan önceki nedenlere" dayanılarak dava açılamaz. Dosya kapsamına göre, tutanağın kesinleştiği 23.10.1990 tarihi ile dava tarihi olan 20.09.2013 olan dava tarihi arasında 10 yıldan fazla zaman geçmiştir. Bu durumda davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı tarafa verilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.