4. Hukuk Dairesi 2021/2486 E. , 2021/3312 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davanın kısmen kabulüne ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisiyle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyizi istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı kaza sonucunda araçta yolcu olarak bulunan davacıların eşi/ babası ..."ın öldüğünü belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 43.900,00 TL. tazminatın avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 19.04.2017 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam taleplerini 135.347,53 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; alacağın zamanaşımına uğradığını, tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle indirim yapılması gerektiğini de belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 127.232,98 TL. ve ... için 486,69 TL. destekten yoksun kalma tazminatı, kaza ile ölüm arası süre için hesap edilen 1.822,96 TL. geçici bakıcı gideri ve 1.773,00 TL. cenaze giderinin 03.02.2017 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karara, davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından itirazın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf Mahkemesi tarafından; davacı ... için hükmedilen miktar 40.000,00 TL"lik sınırın altında kaldığından, istinaf başvurusunun bu nedenle reddine; davacı ... için hükmedilen tazminat bakımından ise, yeniden hüküm tesisi ile davanın kısmen kabulüne ve davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden kararın düzeltilmesine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu"nun 19.06.2020 tarih, 2019/4-2019/1 sayılı kararı ile 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu"nun 30. maddesi ile kurulan sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyetinin bölge adliye mahkemelerinin faaliyete başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra itiraz üzerine verilen kararlarının temyiz kanun yoluna tabi olduğu kararlaştırıldığından, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi"nin 26.12.2019 tarih, 2017/2726 E.- 2019/4067 K. sayılı kararı kaldırılmak ve davalı vekilinin İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin davacı ... lehine hükmedilen tazminata ilişkin temyiz talebi bakımından; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu"nun uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 6456 sayılı Kanun"la değiştirilen 30. maddesinin 12. fıkrasında; 5.000,00 TL"nin altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu; 5.000,00 TL. Ve üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği; 40.000,00 TL"nin üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davacı ... lehine hüküm altına alınan tazminat miktarına ilişkin karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden, miktar itibariyle davalı yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine; özellikle, dava açılmadan önce gerekli tüm belgeler ile başvuru yapılmamasının, tamamlanabilir dava şartı olarak kabul edilmesine; her ne kadar Dairemizce tazminat hesaplamasında TRH 2010 Tablosu"nun kullanılması kabul edilmekteyse de hak sahipleri için daha kısa ömür süreleri belirleyen PMF 1931 Tablosu"nu kullanan aktüer raporu davalı lehine olduğundan ve temyiz edenin sıfatı ile aleyhe bozma yasağı gereği bu durumun bozma sebebi yapılamayacak olmasına göre, davalı vekilinin diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
4-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun"un 21. maddesinin 4. fıkrasında "iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir" düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; davalı sigortacı tarafından ZMSS poliçesi düzenlenen araçta yolcu olarak bulunan davacılar desteği, davaya konu kaza sonucu vefat etmiştir. Kazaya ilişkin ceza davasında (Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2012/148 Esas ve 2013/48 Karar sayılı dosyası) davacı ... ve sigortalı araç sürücüsü ..."nun, karayollarına ait yol çalışmasında çalışan destek ve diğer 4 kişinin işin yapıldığı alana gittikleri sırada kazanın meydana geldiği beyan edilmiştir. İtiraz Hakem Heyeti tarafından olayın iş kazası olduğuna ilişkin delil bulunmadığı gerekçesiyle bu hususta bir araştırma yapılmamış olmakla birlikte, anılan beyanlardan olayın iş kazası olarak kabul edilip dava dışı SGK Başkanlığı tarafından rücuya tabi ödeme yapılması ihtimali bulunduğu anlaşıldığından, bu husustaki gerekçe yerinde olmamıştır.
Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; SGK Başkanlığı"na yazı yazılarak, davaya konu kazada davacılar desteğinin ölümü nedeniyle iş kazası yönünden herhangi bir inceleme yapılıp yapılmadığı, olayın iş kazası olarak kabul edilmiş olması halinde davacılara ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılan ödemenin miktarı ve niteliği (iş kazası sigorta kolundan yapılıp yapılmadığı) ile ilk peşin sermaye değeri tutarının ne olduğu, rücuya tabi olup olmadığı hususlarının sorulması, dayanak ödeme belgelerinin temin edilmesi; yapılmış rücuya tabi ödeme bulunması halinde, ilk peşin sermaye değeri tutarlarının düşülmesiyle tazminatın hesaplanması için ek rapor alınıp karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmamıştır.
5-Davalı taraf, davacılar desteğinin sigortalı araçta hatır için taşındığı savunmasında bulunarak, bu sebeple tazminattan indirim yapılmasını talep etmiş; İtiraz Hakem Heyeti tarafından, hatır taşımasına ilişkin delil bulunmadığı gerekçesiyle, davalı yanın bu savunmasına itibar edilmemiştir.
Yukarıda da açıklandığı üzere, desteğin yol çalışması işinin yapıldığı alana gitmek üzere araçta bulunduğu ceza davasındaki ifadelerden anlaşıldığından, taşımada desteğin de yararı bulunduğunun kabulü gereklidir. Bununla birlikte; destek ile araç sürücüsü/ işleteni ... arasındaki ilişkinin (desteğin araçta taşınmasının sürücünün üstlendiği bir işteki işverenliği nedeniyle mi yoksa başka bir işverene ait işe giderken desteğin de araçta taşınması şeklinde mi yapıldığının) tespiti; taşımanın hatır için yapıldığı davalı tarafça savunulduğundan, hatır taşıması bulunmadığını ispat yükünün davacı yanda olduğu da dikkate alınarak değerlendirme yapılması, taşımanın hatır amacıyla yapıldığının anlaşılması halinde tazminattan hakkaniyete uygun indirim yapılması gerekirken, eksik araştırma ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
6-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5"i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi"nin 26.12.2019 tarih, 2017/2726 E.- 2019/4067 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin İtiraz Hakem Heyeti kararına ilişkin temyiz dilekçesinin REDDİNE; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (4), (5) ve (6) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi"ne gönderilmesine; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 21/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.