15. Ceza Dairesi 2019/4052 E. , 2020/6246 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1) Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan, TCK 155/2, 43, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet (ayrı ayrı)
2) Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından CMK 223/2-e maddesi gereğince beraat (ayrı ayrı)
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler ile nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların beraatine ilişkin hükümler katılanlar vekili ve sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hükmolunan ceza miktarına nazaran, sanık ...’in müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken CMUK"un 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Sanık ... hakkında TCK’nın 245/1 maddesi uyarınca da kamu davası açıldığı halde bu suçla ilgili herhangi bir hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, sanık hakkında “Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması” suçundan zamanaşımı süresi içinde hüküm verilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık ...’in, ...ilinde faaliyet gösterip sahibi katılan ... ve idarecisi diğer katılan ... olan ... Sigorta isimli sigorta acentesinde yaklaşık sekiz yıldır hizmet sözleşmesi çerçevesinde çalıştığı, sigorta poliçesi düzenlemeye ve bedelini tahsil etmeye yetkisinin bulunduğu, diğer sanık ...’in sanık ...’in erkek arkadaşı olduğu,
Uzun süre çalışmasına bağlı olarak sanık ...’in katılanlarda gerekli güveni sağladığı, suç tarihlerinde müşterilerden tahsil edilen bir kısım poliçelere ilişkin primleri katılanlara teslim etmeyip kendisinin aldığı, bazı primleri ise gün içerisinde değil bir kaç gün sonra yerine koyduğu, sanığın diğer sanık ... ile iştirak halinde hareket ettikleri ve bunun
dosyadaki MSN kayıtlarından anlaşıldığı, bu kayıtlarda aralarındaki para alışverişine de sıkça değinildiğinin görüldüğü, sanık ...’in müşterilerden tahsil ettiği poliçe bedellerinin bir kısmını diğer sanık ...’e gönderdiği ve sanık ...’in de sanık ...’in eylemlerinden haberinin olduğu, sanıkların eylemlerini birden fazla kez aynı kişiye karşı gerçekleştirdikleri, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporuna göre sanıkların elde ettikleri menfaatin 2006 yılında 55.345,95 TL, 2007 yılında 29.754,24 TL, 2008 yılında 58.965,92 TL, 2009 yılında 76.656,72 TL, 2010 yılı ilk kısımda 58.213,49 TL ve 2010 yılı devamında ise 25.904,00 TL olmak üzere toplam 304.840,32 TL olduğu,
Sanık ...’in,... Yemek Gıda ve Turz. Tic. Ltd. Şti.nden ... Sigortaya verilen Finansbank ...Şubesine ait, 4.462 TL bedelli, 15/06/2009 keşide tarihli çeki işyeri adına aldığı ve arkasını ... Sigorta kaşesini kullanıp imza atmak suretiyle ciro ettikten sonra sanık ...’e gönderdiği, sanık ...’in ise suça konu çeki kendi adına imzalayıp ciro ederek borcuna karşılık mağdur ..."a verdiği, sonra mağdur ... tarafından çekin icra takibine konulduğu, haciz için işyerlerine gidilmesi üzerine katılanların durumu öğrendikleri, çek bedelinin sanık ... tarafından icra dosyasına yatırıldığı,
Bu şekilde sanıkların baştan itibaren fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etmek suretiyle iştirak iradesine sahip oldukları ve böylece zincirleme şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, nitelikli dolandırıcılık ile resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olaylarda;
1) Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik katılanlar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıkların savunmaları, katılan, mağdur ve tanık beyanları, bilirkişi raporları, icra takip dosyası örneği, MSN kayıtları, sigorta şirketleri, bankalar ve PTT yazı cevapları ile tüm dosya kapsamına göre; sanık ...’in, suça konu çeki çalıştığı sigorta acentesi adına aldıktan sonra işyerinin kaşesini kullanarak ciro edip diğer sanık ..."e göndermek ve sanık ...’in de ciro ettikten sonra borcuna karşılık olarak mağdur ..."e vermekten ibaret eylemlerinin, sanık ...’in hizmet ilişkisi içerisinde çalıştığı sigorta acentesine karşı işlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu içerisinde kaldığının anlaşılması karşısında, sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak ve kesin delil bulunmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak ve kesin delil bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, beraat kararlarının hukuka aykırı olduğuna, müsnet suçun sübut bulduğuna yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2) Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik katılanlar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıkların savunmaları, katılan, mağdur ve tanık beyanları, bilirkişi raporları, icra takip dosyası örneği, MSN kayıtları, sigorta şirketleri, bankalar ve PTT yazı cevapları ile tüm dosya kapsamına göre; katılan ...’in C.Başsavcılığında alınan 08/12/2010 tarihli ifadesinde, sanık ...’in suça konu çeki kendilerinin izni ve bilgisi olmadan işyerinin kaşesini basıp eşi olan diğer katılanın imzasını taklit ederek ciro ettiğini beyan etmesine karşın, diğer katılan ...’ın C.Başsavcılığında alınan aynı tarihli ifadesinde, sanık ...’in suça konu çeke sanığın kendi imzasını atarak diğer sanığa teslim ettiğini, haciz üzerine bundan haberdar olduklarını, çeki görmediği için atılan imzanın kime ait olduğunu bilmediğini ifade ettiği, sanık ...’in ise bu konuda alınan savunmasında, bazı müşterilerin poliçe bedelini çek ile ödediklerini, bu çekleri işyerinde çalışan diğer arkadaşlarının da kendisi gibi cirolayarak tahsil ettiklerini, bunu katılanların bilgisi dahilinde yaptıklarını, çeki cirolayıp tahsil ederek acentenin katılanların hesabına yatırdıklarını savunması ve dosyada örneği mevcut suça konu çek üzerinde yer alan sanık ...’e ait imza ile yine dosya arasında örnekleri bulunan bir kısım sigorta poliçelerinde yer alan imzaların benzerlik göstermesi karşısında, sanığın savunmasını tespiti ve gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması bakımından, suça konu çek aslının bulunduğu yerden duruşmaya getirtilerek mahkeme heyeti tarafından incelenip, özelliklerinin zapta geçirilmesi, katılanlara ve sanıklara gösterilerek beyanlarının alınması, çekteki imzaya yönelik bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması,
3) Sanıklar hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik katılanlar vekili ile sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklara isnat olunan sahtecilik suçundan asıl mağdurun kamu olması karşısında,
Sanıklara yüklenen ve 5237 sayılı TCK"nın 155/2 maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan da mağdurunun katılanlar olması nedeniyle, hükümlerden sonra 24.10.2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253 ve 254 maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekili ve sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.