3. Hukuk Dairesi 2018/7046 E. , 2019/4764 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; boşanma davası ile birlikte açtığı davada, davalı ile 12.11.2013 tarihinde evlendiklerini, evliliklerinin davalının kusurlu davranışları nedeniyle çok kısa sürdüğünü, dini nikahları sırasında kararlaştırılan ve mehir senedine konu yapılan 100 gram 22 ayar altının ve kendisinin anne ve babasının hac-umre masraflarının ve salon kira parasının kendisine ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 26/06/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talep sonucunu 9.080,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı;dava konusu mehir senedini imzalamadığını, düğünde takılan ziynetlerin tamamının düğün sonunda davacının ailesi tarafından alındığını, evliliğin bozulmaması için sessiz kaldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
... Aile Mahkemesinin 02.07.2015 gün, 2014/133 Esas, 2015/488 Karar sayılı ilamı ile ; mehir senedine bağlı alacak ve kına gecesi masrafları ile ilgili alacak taleplerine ilişkin tefrik kararı verildiği ve karar sonrası Malatya 1. Aile Mahkemesi’nin 2017/1271 esası üzerinden yargılamaya devam olunduğu, Malatya 1. Aile Mahkemesi"nin 04/01/2018 tarih ve 2017/1271 esas 2018/15 karar sayılı ilamı ile davanın mehir senedine dayalı alacakların ileriye yönelik bağışlama vaadi niteliğinde olduğu , evlilik öncesindeki kına gecesi yapılan masraflar ile hac ve umre masraf taleplerinin BK’nun 285. maddelerine dayalı talepler oldukları, bu nedenle görevli mahkemenin genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olacağı gerekçesiyle, görevsizlik kararı verildiği ve hükmün taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi üzerine temyiz incelemesine konu esas üzerinden yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece temyiz incelemesine esas davada; mehir senedi ve CD"deki görüntüler ve tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde, davalının mehir senedi ile 100 gram 22 ayar altın borcunu yüklendiği, borcun ödendiğini de ispat edemediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; 9.080,00 TL mihir alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; hac-umre alacağı ile salon kira parası istemleri yönünden ise, usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından belirtilen talepler yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dava; mehir senedine dayalı ziynet alacağı, hac umre masrafı ile kına gecesi (salon kirası) masrafları istemlerine ilişkindir.
Görev kuralları, kamu düzeninden olup, Hukuk muhakemeleri Kanununun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartlarındadır. Yine HMK"nın 115/1 hükmüne göre taraflar, yargılamanın her aşamasında mahkemenin görevsiz olduğunu ileri sürebileceği gibi mahkeme de görevli olup olmadığını yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmelidir.
04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hâkimin görevidir. Diğer bir deyişle; bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. (HMK. madde 33). Anılan yasal düzenlemeye göre davayı aydınlatma görevinin mahkeme hâkimine ait olmasına göre uyuşmazlığın çözümüne ilişkin hukuki nitelendirmeyi de yine hakim yapacak ve görevli olup olmadığını da taraflar ileri sürmese dahi gözetecektir.
Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2.kitabı (3 kısım hariç) ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulanış Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler aile mahkemesinde görülür.
Somut uyuşmazlıkta; davacı 12.10.2013 tarihli mehir senedine dayalı olarak, evlilik nedeni ile hediye edilecek ziynet bedelleri ile davacı ile davacının anne ve babasının hac umre masrafları bedelleri ile salon kira parasının davalıdan tahsilini istemiştir. Taraflar arasındaki resmi evlilik ise , 12/11/2013 tarihinde yapılmıştır. Kişisel malların iadesi Türk Medeni Kanununun 2.kitabında yer almakta olan 226.maddesinde düzenlenmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Aile Hukuku prensiplerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Oysa; dava, Asliye Hukuk Mahkemesince incelenerek karara bağlanmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece; Davacının taleplerinin açık bir biçimde Aile Mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek, görevsizlik kararı vermesi gerekirken, Asliye Hukuk Mahkemesince yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma sebep ve şekline göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğundan hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince re"sen BOZULMASINA, ikinci bentte açıklandığı üzere davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.