Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2021/2114
Karar No: 2022/1978
Karar Tarihi: 23.03.2022

Danıştay 8. Daire 2021/2114 Esas 2022/1978 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2021/2114 E.  ,  2022/1978 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2021/2114
    Karar No : 2022/1978

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
    VEKİLİ : Av. ...

    KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...gün ve E:..., K:...sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın 2016 yılı dış kaynaktan muvazzaf astsubay temini kapsamında astsubay adayı olan davacının, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle adaylığının sonlandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemidir.

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararda; dava konusu işlemin 09/08/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği gözönüne alındığında davacı tarafından işlemin tebliğ edildiği tarihten itibaren dava açma süresi olan 60 gün içerisinde doğrudan veya 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca itiraz başvurusu yapılarak idarece verilen cevaba göre dava açılması gerekmekte iken, 22/08/2019 tarihli dilekçe ile davalı idareye itiraz başvurunda bulunularak 26/04/2019 tarihinde açılan işbu davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine hukuken imkan bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesince; davacının istinaf başvurusunun reddine, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulü ile anılan kararın davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmının kaldırılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.700,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan İstanbul Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    Uyuşmazlıkta, istinaf aşamasında, ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesince temyiz kanun yolunun kapatılması nedeniyle davacının temyiz dilekçesini süresi içinde verememesi nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığın öncelikle mahkemeye erişim hakkı çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelmektedir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hale getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir.
    Herkes, kişisel hak ve yükümlülüklerinin karara bağlanması için bir mahkemeye erişme ya da dava açma hakkına sahiptir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) göre mahkemeye erişim hakkı, suç isnadı altındaki veya medeni haklarını icra etmesine yapılan müdahalenin keyfi olduğunu savunulabilir şekilde öne süren ve bu şikayetini Sözleşme’nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasının sağladığı güvencelere sahip bulunan bir mahkeme nezdinde öne süremediğini iddia eden herkese açıktır.
    Mahkemeye erişim hakkı sadece ilk derece mahkemesine dava açma hakkını değil, eğer iç hukukta itiraz, istinaf veya temyiz gibi kanun yollarına başvurma imkânı tanınmış ise üst mahkemelere başvurma hakkını da içerir; ayrıca, adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biridir. Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir. Bununla birlikte dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin öngörülmesi, bu süreler dava açmayı imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve mahkemeye erişim hakkına aykırılık oluşturmaz. Ne var ki, öngörülen süre koşullarının açıkça hukuka aykırı olarak yanlış uygulanması ya da yanlış hesaplanması nedeniyle kişiler dava açma ya da kanun yollarına başvuru hakkını kullanamamışsa mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini kabul etmek gerekir.
    Anayasa Mahkemesinin 2019/15693 başvuru numaralı Müzeyyen Gülçe ve Diğerleri başvurusunda verdiği kararda özetle; "Somut olayda değerlendirilmesi gereken mesele, başvurucuların temyiz taleplerinin süre koşulu gerekçe gösterilerek incelenmemesinin mahkemeye erişim hakkına orantısız bir müdahale oluşturup oluşturmadığıdır.
    Usul hükümlerine göre mahkeme kararlarının hüküm kısmında kanun yolu ve süresinin belirtilmesi zorunluluğu, tarafların karara karşı öngörülen kanun yolunu etkili ve işlevsel bir şekilde kullanmaları açısından önem arz etmektedir.
    Başvuru konusu olaylarda, Mahkeme kararları başvuruculara tebliğ edilmiş; karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan yasal düzenleme gereği temyiz yoluna başvurma süresi kararın tebliğinden itibaren sekiz gün olmasına rağmen Mahkemelerce gerekçeli kararlarda temyiz yoluna başvuru süresi kararın tebliğinden itibaren iki hafta olarak gösterilmiştir. Başvurucular, mahkeme kararlarında kendilerine tanınan ve kararın tebliğinden itibaren başladığı belirtilen iki haftalık süreye güvenerek hareket etmiştir. Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi, temyiz başvurularının sekiz günlük yasal sürede yapılmadığını belirterek başvurucuların temyiz taleplerini süresinde olmadığı gerekçesiyle reddetmiştir.
    Yukarıda belirtilen tespitler ışığında somut olaylara bakıldığında başvurucuların Mahkemelerin karar gerekçelerinde belirtilen şekilde tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde temyiz kanun yoluna başvurdukları anlaşılmıştır. Mahkemelerin kanun yolu ve süresini taraflara doğru gösterme yönündeki yükümlülüğü gözönüne alındığında kanun yoluna başvuru süresinin Mahkemeler tarafından hatalı gösterilmesinin sonuçlarına katlanmak zorunda bırakılan başvurucuların üzerinde temyiz merciinin yorumunun ağır bir yüke sebep olduğu, başvurucuların katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçla orantısız olduğu, dolayısıyla müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
    Açıklanan gerekçelerle başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir." gerekçesiyle mahkeme erişim hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
    Bu durumda istinaf mahkemesinin temyiz kanun yolunu kapatması nedeniyle davacı tarafından temyiz süresine uyulamadığı görülmüş olup, Mahkeme'nin hatasından kaynaklanan bu durum nedeniyle davacının mahkeme erişim hakkının engellenemeyeceğinden temyiz isteminin süresi içinde yapıldığının kabulü gerekmektedir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari davalarda genel yetki" başlıklı 32. maddesinde; "Göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla bu Kanunda veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde, yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir. Bu Kanunun uygulanmasında yetki kamu düzenindendir." hükmü yer almakta olup, dava konusu işleme ilişkin özel bir yetki kuralı da bulunmamaktadır.
    Yukarıda aktarılan yasal düzenleme uyarınca 2577 sayılı Kanunda veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde, yetkili idare mahkemesinin, dava konusu olan idari işlemi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesi olduğu kuşkusuzdur.
    Olayda, muvazzaf astsubay temini kapsamında yapılan seçim aşaması sınavlarında başarılı olan davacının adaylık işlemlerinin, yetkili kurumdan hakkında gelen bilginin Milli Savunma Bakanlığı Üst Değerlendirme Kurulu üyelerince mevzuat hükümleri uyarınca değerlendirilerek, güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğuna karar verilmesi neticesinde iptal edildiği anlaşılmış olup, davacının ilişiğinin kesilmesine yönelik işlemin iptali istemiyle Milli Savunma Bakanlığı'na karşı açılan davada, genel yetki kuralı uyarınca uyuşmazlığın görüm ve çözümünde işlemi tesis eden idarenin bulunduğu yer idare mahkemesi olan Ankara İdare Mahkemesi yetkili bulunmaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
    2. ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...gün ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 23/03/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.


    KARŞI OY

    (X) Dava, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın 2016 yılı dış kaynaktan muvazzaf astsubay temini kapsamında astsubay adayı olan davacının, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle adaylığının sonlandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 'Temyiz' başlıklı 46. maddesinde; Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin sayılan davalar hakkında verdikleri kararların, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay'da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği, 'Temyiz dilekçesi' başlıklı 48. maddesinin 6. fıkrasında; temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde de kararı veren merci, temyiz isteminin reddine karar verir. İlgili merciin bu kararları ile bu maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen temyiz isteminde bulunulmamış sayılmasına ilişkin kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği, 7. fıkrasında; temyizin kanuni süre içinde yapılmadığı veya kesin bir karar hakkında olduğunun anlaşıldığı hâllerde, 2 ve 6 ncı fıkralarda sözü edilen kararların, dosyanın gönderildiği Danıştayın ilgili dairesi ve kurulunca, kesin olarak verileceği hükme bağlanmıştır.
    Dava dosyasının incelenmesinden, temyizen incelenerek bozulması istenen Bölge İdare Mahkemesi kararının 23/10/2020 tarihinde davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, 30 günlük temyiz süresinin son gününün 23/11/2020 tarihi olduğu, davacı vekilinin ise 09/12/2020 tarihinde kayıtlara giren dilekçe ile Bölge İdare Mahkemesinin kararının düzeltilmesini istediği görülmektedir.
    Bu durumda; Bölge İdare Mahkemesi kararına karşı en geç 23/11/2020 tarihinde temyiz isteminde bulunulması gerekirken, 09/12/2020 tarihinde kayıtlara alınan dilekçe ile Bölge İdare Mahkemesi kararının düzeltilmesinin istendiği görüldüğünden, temyiz başvurusunun esasının süre aşımı nedeniyle incelenmesinin mümkün olmadığı oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi