22. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/14045 Karar No: 2013/3101
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/14045 Esas 2013/3101 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2012/14045 E. , 2013/3101 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti: Davacı, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışma ücretlerinin ödenmemesi sebebi ile iş sözleşmesini 20.04.2011 tarihinde haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile ücret, izin, fazla çalışma, ve genel tatil alacaklarını istemiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını, bordrolar ile davacının genel tatil alacakları ile fazla çalışma ücretlerinin ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının fazla çalışma ve genel tatil alacaklarının dosyaya sunulan belgeler ile tam ödenmediği, davacının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davalı temyiz etmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasında, iş ilişkisinin işçinin istifası ile sona erip ermediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal feshi 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin normatif düzenlemesi ise aynı Kanun"un 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında kanunda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.
İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde, kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir. Somut olayda 18.05.2009-20.04.2011 tarihleri arasında kasap olarak işyerinde çalışan davacı genel tatil alacağı ve fazla çalışma ücretinin ödenmemesi sebebi ile 20.04.2011 tarihinde iş sözleşmesini feshetmiştir. Davalı işveren davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını savunarak 20.04.2011 tarihli istifa dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davacı istifa dilekçesinde; işyerinde yaşadığı sıkıntılardan dolayı 4857 sayılı Kanun"un 17. maddesi (b) bendine göre dört haftalık ihbar süresini kullanarak 20.05.2011 tarihinde işinden ayrılmak istediğini belirtmiştir. Mahkemece anılan fesih bildirim yazısına karşı davacının diyecekleri sorulmadan ve fesih bildirim yazısı değerlendirilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.