22. Hukuk Dairesi 2012/14044 E. , 2013/3100 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, asgari geçim indirimi ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işverene ait manavda çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, izin, vergi iadesi, fazla çalışma, ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının kendi isteği ile başka bir yerde çalışmak üzere kendi isteği ile ayrıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının tanık beyanlarına göre başka bir manav dükkanı işletmek üzere işyerinden ayrıldığı gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatının reddine, fazla çalışma ve gene tatil, izin, vergi iadesi alacaklarının ise davalı tarafından ödendiğinin ispatlanamadığı gerekçesi ile kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı Kanun"un 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanun"un uygulanacağı düzenlenmiştir. Diğer taraftan, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesine göre, iş mahkemelerinin görevi “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi”dir. İşçi sıfatını taşımayan kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerekir.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu"nun 3. maddesinde belirtilen esnaf ve sanatkâr faaliyeti kapsamında kalan işyerinde üç kişinin çalışması halinde, 4857 sayılı Kanun"un 4. maddesinin (ı) bendi uyarınca, bu işyeri 4857 sayılı Kanun"un kapsamının dışında kalmaktadır. Maddede üç işçi yerine “üç kişi”den söz edilmiştir. Bu ifade, işyerinde bedeni gücünü ortaya koyan meslek ve sanat erbabını da kapsamaktadır. İşinde bedeni gücü ile çalışmakta olan esnaf dahil olmak üzere toplam çalışan sayısının üçü aşması durumunda işyeri 4857 sayılı Kanuna tabi olacaktır.
Somut olayda davacının davalı işveren ile birlikte 01.11.2003 tarihinden itibaren birlikte sebze meyve pazarlarında; akabinde 15.11.2005 tarihinde davalı tarafından açılan manav dükkanında 11.03.2011 tarihine kadar çalıştığı anlaşılmaktadır. Davalı işyerinde kaç işçinin çalıştığı, davalı işverenin esnaf niteliğine haiz olup olmadığı, uyuşmazılığın iş mahkemesinin görev alanına girip girmediği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumundan çalışan işçi sayısı sorulmalı, davacı dışında fiilen işyerinde kaç işçinin çalıştığı muhasebe konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile yerinde keşif yapılarak, davalının defter ve kayıtları üzerinde de inceleme yapmak sureti ile tespit edilmeli, davalının esnaf olup olmadığı ve uyuşmazlık konusunda iş mahkemesinin görevli olup olmadığı kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, iş mahkemesinin görevli olduğunun tespiti halinde ise yargılama sırasında toplanan delillere göre karar verilmelidir. Belirtilen hususlar araştırılıp tartışılmadan hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.