
Esas No: 2019/1150
Karar No: 2020/1298
Karar Tarihi: 18.02.2020
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/1150 Esas 2020/1298 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının dava dışı Ordu Spor Kulübünün ödenmeyen prim borçlarından dolayı, kendisine anılan spor kulübünde yönetici olması sebebiyle 2016/ 15872 takip sayılı ödeme emrinin gönderildiğini, söz konusu borçtan sorumlu olmadığını beyanla ödeme emrininin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu talebe ilişkin Kuruma başvurusu olmadan dava açılmış olmasının 5521 sayılı Kanunun 7/3. maddesine açıkça aykırı olduğunu, davacının Kuruma başvurması halinde talebinin idari yolla çözülme ihtimalinin olduğu, Ordu Spor Kulübünde 26.12.2015 - 11.06.2016 tarihlerinde Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan davacının, 5510 sayılı Yasanın 88. maddesine göre davacının sorumlu olduğunu beyanla, dava ve talebin reddini ve %10’dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
1-Davacının davasının kabulü ile; 2016/015872 takip numaralı ödeme emrinin ve takibin davacı yönünden iptaline,
2-Davacının bu ödeme emirlerinden dolayı davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiştir.
İSTİNAF
Davalı Kurum vekili tarafından anılan karara yöenlik istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
B-BAM KARARI
İlk derece mahkemesinin kararının yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından 6100 sayılı HMK"nun madde 353/1-b.1 hükmü gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; ilk derece mahkemesince davacının temsil ve ilzama yetkili olmadığı şeklindeki kabulünün 5510 sayılı Yasanın lafzına ve ruhune açıkça aykırı olduğu, davacının takibe konu ödemelerden sorumlu olduğu, davanın kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğu davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile yasal süresi içinde istinaf yoluna başvurmuştur.
IV-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi ile, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur” şeklinde düzenlenme getirilmiştir. Yapılan bu düzenleme ile tüzel kişiliği haiz özel kuruluşta görev yapan üst düzeydeki yönetici veya yetkililer ile kanuni temsilcilerin primlerin ödenmesinden işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıkça belirtilmiştir.
Müteselsil borçlulukta alacaklı, alacağının tamamını veya bir kısmını karşısındaki borçlulardan dilediği birinden isteyebilmek imkânına sahip bulunduğu gibi, borçlular da alacaklıya karşı borç sona erinceye kadar hep birlikte sorumlu olmakta devam ederler. Borçlulardan birinin borç ödemeden aciz haline düşmesinin veya iflas etmesinin alacaklı için her hangi bir tehlikesi yoktur; zira diğer borçlulardan her biri borcun tamamını ifa etmek yükümlülüğü altında bulunmaktadır. Müteselsil borçluluk alacaklıya, borçluların içinden ödeme gücü en yüksek olanı seçerek edimin tamamını ondan isteyebilme yetkisini tanır.
Somut olayda, davacının dava dışı Ordu Spor Kulübünde 28/12/2015 tarihinde yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak görevlendirildiği, yönetim kurulu toplantısının 5 nolu kararında SSK müdürlüğü, vergi daireleri ve resmi kurum ve kuruluşlarda işlem yapmak hususunda başkan ..."un tek imza ile başkan yardımcıları ... ve ..."ın çift imza ile yetkili kılınmalarına karar verildiği, davacının kulübün diğer işleri yönünden çift imza ile yetkili olduğu, yönetim kurulu başkan yardımcılığı göreviyle örtüşecek şekilde, dosya kapsamında yer alan 13.01.2016, 21.01.2016, 27.01.2016 tarihli karar defterlerinde, davacının Başkan yardımcısı olarak isminin imzasının yer aldığı görülmektedir. Ancak davacı tarafından 22/01/2016 tarihinde, sunulan istifa dilekçesinin, Yönetim Kurulunca 07/03/2016 tarihinde değerlendirilme yapılmak suretiyle, kabul edildiği anlaşılmakla, dava konusu ödeme emrine ilişkin prim borcunun, 2016/01-02’nci aylarına ait olmasına karşın, davacının anılan yasal düzenleme kapsamında üst düzeydeki yönetici veya yetkili sıfatına sahip olup olmadığı ve bu bağlamda yönetim kurulu Başkan yardımcılığı döneminde tahakkuk eden prim borçlarından sorumluluğu olup olmadığı noktasında, adi yazılı şekilde düzenlenen istifa dilekçesiyle ortaya çıkan çelişki giderilip, temsil ve ilzam yetkisinin olup olmadığı açıkça belirlenmek kaydıyla toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.