![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2019/4737
Karar No: 2020/6918
Karar Tarihi: 31.12.2020
Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme - Silahlı terör örgütüne üye olma - Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - Resmi belgede sahtecilik - İftira - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/4737 Esas 2020/6918 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2019/4737 E. , 2020/6918 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 16 - 2018/100195
Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi
Numarası : 2018/707 - 2018/1102
İlk Derece Mahkemesi : İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.11.2017
tarih ve 2015/281 - 2017/172 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, Silahlı
terör örgütüne üye olma, Silahlı terör örgütüne üye
olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, Resmi
belgede sahtecilik, İftira
Hüküm : 1-Sanıklar .... TCK"nın 314/2, 53, 58/9-6, 63, 54, 3713 sayılı
Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Bir kısım sanıklar ve müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin, İlk Derece Mahkemesinde silahların eşitliği ile çelişmeli yargılama ilkeleri doğrultusunda savunmaya yeterli imkan sağlanıp bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, istinaf aşaması ve temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
I)KatılanNaci Mumcu vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
a)Silahlı terör örgütüne üye olma ve silahlı terör örgütü kurma ve yönetme suçlarından verilen hükümlere ilişkin olarak;
Bölge Adliye Mahkemesinin, katılan ..."nun sanıklara atılı silahlı terör örgütüne üye olma ve silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçlarının niteliği
itibarıyla suçtan doğrudan zarar görmemesi nedeniyle davaya katılmasına imkan bulunmadığından CMK"nın 279/1-b maddesi uyarınca verdiği istinaf başvurusunun reddine dair karar, anılan maddenin son cümlesine göre itiraza tabi olup temyizi mümkün bulunmadığından, itiraz mercii olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 16.10.2018 tarih ve 2018/289 Değişik iş sayılı kararıyla bu hususta bir karar verildiğinden temyiz incelemesine yer olmadığına, dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
b)Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükümlere ilişkin olarak;
Resmi belgede sahtecilik suçuna konu edilen fizik takip tutanaklarında katılan ... hakkında herhangi bir tespitte bulunulmamış olduğu nazara alınarak; sanıklara yüklenen suçun niteliği itibariyle suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve bu nedenle davaya katılma hakkı bulunmayan katılanın davaya katılmasına ilişkin verilen karar hukuki değerden yoksun olup temyize hak vermeyeceğinden katılan vekilinin temyiz talebinin CMK"nın 298. maddesi gereğince REDDİNE,
II)Sanıklar...hakkında iftira suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelemesinde;
Bölge Adliye Mahkemesinin kararı, verilen cezanın tür ve süresine göre 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile değişik CMK"nın 286. maddesi gereğince temyiz edilemez nitelikte olduğundan sanıklar ve müdafilerinin temyiz istemlerinin CMK"nın 298. maddesi gereğince REDDİNE,
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yapılan UYAP sorgulamasında sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/90 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı; sanıklar .... hakkında iddianamenin başlık kısmında resmi belgede sahtecilik ve iftira suçları belirtilmiş ise de iddianame anlatımında ve bu anlatımın neticesinde cezalandırılması istenilen sevk maddeleri arasında anılan suçlara yer verilmemesi nedeniyle açılmış bir dava bulunmadığı; yapılan UYAP sorgulamasında bir kısım sanıklar hakkında amaç suçlar olan anayasal düzeni zorla değiştirmek suçundan TCK"nın 309 ve Hükümete karşı suç nedeniyle TCK 312. maddeleri gereğince cezalandırılma istemiyle açılmış, derdest bulunan veya ilk derece yargılaması sonlandırılmış davalar olduğu tespit edilmekle birlikte, esasen eylemlerde amaç suç ile araç suç ilişkisinin bulunması, suçların subutu halinde geçitli suç hükümlerinin uygulanmasının gerekmesi nedeniyle kovuşturma evresinde davaların birleştirme kararı verilerek sonuçlandırılması gerekli ise de, her bir davanın farklı aşamada bulunması, tutuklu yargılanan sanıkların davalarının makul sürede sonuçlandırılması zorunluluğu ve usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak, kesinleşen cezaların infaz aşamasında mahsup imkanı bulunduğu da gözetilerek, tebliğnamenin bu hususlardaki eleştirilerine ve bozma isteyen düşüncelerine iştirak edilmemiştir.
36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46 ve 47. celselere ilişkin duruşma tutanaklarında elektronik imzası bulunmayan üye hâkim ..."ın HSK"nın 13.02.2017 tarih ve 2017/35 sayılı kararı ile meslekten ihraç edildiği anlaşılmakla söz konusu eksikliğin 24.11.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 31. maddesi ile değişik CMK"nın 232/5. maddesinde belirtilen usule göre mahallinde giderilebilmesi mümkün görülmüştür.
80. celseye ilişkin duruşma tutanağında duruşmaya katılan üye hâkim olarak ..."un belirtilmesine rağmen üye hâkim Ömer Karagöl; 100. celseye ilişkin duruşma tutanağında duruşmaya katılan üye hâkim olarak ...."in belirtilmesine rağmen üye hâkim ...; 85, 86, 87 ve 88. celselere ilişkin duruşma tutanaklarında duruşmaya katılan katip olarak ..."in belirtilmesine rağmen katip...; 2 ve 5. celselere ilişkin duruşma tutanaklarında duruşmaya katılan katip olarak ...."in belirtilmesine rağmen katip ...; 3. celseye ilişkin duruşma tutanağında duruşmaya katılan katip olarak...."ın belirtilmesine rağmen katip ...; 28. celseye ilişkin duruşma tutanağında duruşmaya katılan katip olarak ..."ın belirtilmesine rağmen katip ....; 31. celseye ilişkin duruşma tutanağında duruşmaya katılan katip olarak ...."ın belirtilmesine rağmen katip..... tarafından elektronik olarak imzalanmış olması mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde değerlendirilmiştir.
Bir kısım sanıkların mal varlığı üzerindeki tedbirler hakkında mahallinde her zaman bir karar verilmesi olanaklı bulunmuştur.
A)SOMUT OLAY:
Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde imam hatip olarak çalışıp emekli olduktan sonra Said Nursi"nin eseri olan Risale-i Nur külliyatını okuyup etrafında toplananlara sohbetler yapan, sohbetlerinde külliyatta geçen meselelere ilişkin olarak açıklamalar şeklinde şerhler (haşiye) getiren, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü lideri ..."in dinler arası diyalog, zekatın kimlere verilmesi gerektiği ve başörtüsünün teferruat olup olmadığı gibi konulardaki görüşlerine karşı eleştirilerde bulanan, gazeteci yazar katılanlar..... cemaatinin başka bir kolundan ayrılan kişilere etrafında yer veren, ikamet ettiği Muş"tan kış aylarında İstanbul"a gelerek gruba ait dershanelerde sohbetler gerçekleştiren, böylece Nur cemaatleri arasında etkinleşmeye başlayan katılan ...(Molla....) ve grubuna yönelik olarak, bir kısım grup mensubu tarafından kurulan BMB Yayıncılık Şirketine ait Tahşiye ve Rahle yayın evlerinde yayımlanan İcazül Kuran gibi kitaplar ile sohbetlerde El Kaide"nin terör içeren cihat düşüncesine yer verdikleri ve El Kaide ile bağlantılı oldukları iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/1016 soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığı,
Soruşturma kapsamında grup mensuplarının iletişiminin tespit edildiği ve fiziki takip uygulandığı, yapılan iş ve işlemler neticesinde 22.01.2010 günü 16 ilde eş zamanlı olarak düzenlenen operasyonda aralarında katılanların da olduğu 32 kişinin gözaltına alındığı, ikametlerindeki aramalarda bulunan Esrarname ve Cihatname gibi kitaplar, dokümanlar ve dijital materyallerle birlikte bazı katılanlara ait tabanca ve fişeklere el konulduğu, ayrıca katılan..."a ait olup dershane olarak kullanılan evdeki aramada üç el bombası, sis kutusu, kablo ve fişekler bulunduğu, bu soruşturma kapsamında 9 katılanın tutuklandığı,.Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir kısım grup üyesi hakkında yürütülen soruşturmanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığındaki dosya ile birleştirildiği, bu soruşturma kapsamında ise 4 katılanın tutuklandığı,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 12.05.2010 tarih ve 2009/1016 soruşturma sayılı iddianamesi ile İstanbul (Kapatılan) 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/123 Esas sayılı dosyasında katılanlar hakkında silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından dava açıldığı, bir kısım katılanlara ilişkin olarak görülmekte olan Malatya (Kapatılan) 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/36 Esas sayılı dosyasının bu dosya ile birleştirildiği, 6526 sayılı Kanun uyarınca dosyanın devredildiği Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 15.12.2015 tarih ve 2015/264 Esas 2015/417 Karar sayılı kararla silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, silahlı terör örgütüne üye olma ve tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçlarından beraat kararı verildiği, bir kısım katılanlar hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, temyiz incelemesine konu işbu dosyadaki bir kısım sanıklar tarafından anılan davaya katılma talebinde bulunularak kararın temyiz edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince katılma istemlerinin reddedildiği, bu kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 14.11.2016 tarih ve 2016/5932 Esas 2016/5637 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesinin redde ilişkin kararının onanmasına karar verildiği ve böylece hükmün kesinleştiği,
Anılan davanın İlk Derece Mahkemesinde görülmekte olduğu süreçte katılan ...."ın 16.05.2014 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğüne elektronik posta ile "22.01.2010 tarihinde El Kaide örgütü kapsamında yapılan operasyonla göz altına alındım ve tutuklanarak 17 ay ceza evinde kaldım, mahkemem halen devam etmektedir. Benim araştırmanızı istediğim konu şudur: Ben o dönemde Tahşiye yayın evinin sahibi idim. ...06.08.2009 tarihinde herkul.org adlı sitede irtica paranoyası adıyla yaptığı konuşmada yayın evini El Kaide ile ilişikmiş gibi bir konuşma yaptı. Bundan sonra bütün medya bu konuşmayı verdi ve 11.04.2009 tarihinde İstanbul Emniyetine isimsiz ve imzasız bir ihbar mektubu gönderilmiş ve soruşturma da bunun üzerine başlatılmış. Elbette benim suçlu olup olmadığıma mahkeme karar verecek ancak devam eden mahkememizden bağımsız olarak bu konunun paralel yapı tarafından bana ve arkadaşlarıma ve hatta hiç tanımadığım veya tanıyıp asla bir araya gelemeyeceğim insanlar dahil edilerek bize bir tuzak mı kuruldu sorusu hep gündemde duruyor. Eğer emniyete davet edilirsem kapsamlı olarak gereken bilgileri verebilirim. Çünkü ben bir iş adamıyım, herhangi bir terör örgütüyle ilişkim olamaz" şeklinde ihbar gönderdiği, akabinde katılanın 31.05.2014 tarihinde TEM Şube Müdürlüğünde ifadesinin alındığı,
Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/133596 numaralı dosyası ile soruşturmaya başlandığı, katılanın ihbarı ve ifadesinde bahsettiği
hususların tespiti amacıyla çalışmalar yapıldığı, bu kapsamda;
FETÖ/PDY silahlı terör örgütü lideri ..."in herkül.org isimli internet sitesinde 06.04.2009 tarihinde yayımlanan "İrtica Paranoyası ve Duanın Esası" başlıklı konuşmasında "Türkiyeyi ne alakadar eder bu, fakat bir kısım zaafları olan insanları Türkiye"de de kullanarak burada sanki böyle din adına diyanet adına Türkiye"de El Kaide dini temsil ediyor filan, Türkiye"de de onu icat ettiler, Hizbulvahşetten sonra onu da icat ettiler, yarın daha başka şeyler de icat edebilirler, mesela Tahşiye diye bir şey icat edebilirler; hafizanallah iyi organize edebilirlerse bunları belki hakiki müslümanlarla kitap okuyan müslümanlarla nezahetlerini, nezafetlerini, fikri saffetlerini bulundukları evlerde koruma adına okudukları kitaplarla ayakta durmaya çalışan insanların içine sokmaya çalışırlar. Onları güçlendirirlerse ellerine silahlar da verebilirler. Ve o kitapların arkasındaki zatın posterlerini evlerine asabilirler. Size yakın bazı kimselerin posterlerini de evlerine asabilirler. Biz nurları haşiye yapıyoruz dedirtirler, adlarına da Tahşiyeciler derler, sonra kaleşnikoflar verirler ellerine, iki yerde bir şey yapınca bunlar demek ki imkan bulunca bunlar da silahlanabiliyor. Sonra hiç silahı milahı tabancası hatta çuvaldızı bile olmayan ben sizin çuvaldızınız bile yoktur diyorum. Size mübalağa yapmıyorum değil mi yani, ben geçende büyük bir iğneye ihtiyacım oldu bulamadım kendi odamda ayakkabımı dikecektim. Evet çuvaldızı bile olmayan insanlara terörist damgasını vuracaklar orada yapmak istedikleri şeyi yapacaklar bununla. Allah o fırsatı vermesin, komplolarını kendi başarına dolasın" dediği, söz konusu konuşmanın devamında ise "Bunların hepsi sistemli belli merkezlerden belli böyle karanlık karar kurullarında alınan kararlarla yapılan şeylerdir" ifadesini kullandığı,
Örgüt lideri ..."in talimat mahiyetindeki bu konuşmasından sonra örgütün yazılı ve görsel yayın organlarında yayınlar yapılmaya başlandığı, şöyle ki;
Örgüte müzahir Samanyolu TV"de yayınlanan "Tek Türkiye" dizisinin 09.04.2009 tarihindeki 64. bölümünün anılan dizinin formatından farklı şekilde çekilip dizide yer verilen Karanlık Karar Kurulu sahnesindeki diyalogda;
"-...Kısa vadede ölüm kalım mücadelesi verdiğimiz devam eden dava sürecini gölgede bırakacak yeni hamleyi de devreye sokucağız.
-....Yeni projemizin adı Tahşiye olacaktır.
.....
- Vatan delileri üzerine yapacağımız onları tekrar zor durumda bırakacak yeni bir irtica dalgasıdır. Ülkeyi karıştıracak malzeme bulamadığımızı biliyorsunuz. Bizzat kendimiz naylon dinci ve terörist örgütler kurdurduk ve sistemin devamlılığını bu yolla sağladık bugüne kadar. Beyler, bizler basit bir çete, terör ve suç işleyen örgüt değiliz. Bu köylülere mi ülkeyi bırakacağız?
.....
-Vatan delilerinin söylemlerini, sivil toplum hareketleri bire bir taklit edilerek özel olarak yetiştirdiğimiz iyi takiyye yapacak rol elemanlarla bitireceğiz. Bu hareketin silahlı terör örgütü kapsamına alınmasını sağlayacağız.
-Uzun zamandır gözlerimiz bu hareketin ve bu harekete gönül verenlerin üstünde. İçlerindeki gayrimemnunlar üzerinde çalışıyoruz.
-Planımız şu aşamalardan oluşuyor. Yetiştirdiğimiz özel elemanlar hareketin içine sokulacak, aynı zamanda bu hareketin benzeri dernek, vakıf çalışmaları yapılacak ve birkaç tane öğrenci evleri açılıp özel yetiştirdiğimiz elemanlar bu yerlerde kalacak ve bu yerlerde posterler, resimler, adamın kitapları, kaset ve CD"leri konulup birebir benzerlik sağlanacak.
.....
-Özel yetiştirdiğimiz elemanlar, çevresinde güven telkin edecek ve kendilerinin bu sivil hareketin önemli bir parçası olduğu imajını verecek. İşte bu noktada düğmeye ikinci kez basılacak. Bu yerlere de daha önce terör eylemlerinde kullanılmış silahlar ve malzemeler bırakılıp baskınlarla bulunması sağlanacak. Nihayetinde şubat soğuğu öncesinde uyguladığımız montaj işinden daha çok ses getirmesi de sağlanacak.
.....
-Beyler, bu Tahşiye planıyla bizim üzerimize yeni dalgalar gelmeden biz onların üzerine irtica dalgalarıyla gideceğiz..." şeklinde konuşmaların yer aldığı,
Aynı dizinin 23.04.2009 tarihindeki 66. bölümünün Karanlık Karar Kurulu sahnesinde şahıslar arasında geçen diyalogda;
"-Ülkeyi kendi çizgimize getirmek ve emellerimiz doğrultusunda idare etmek için yıllardır kullandığımız argümanlar, elemanlar, dernekler, vakıflar, yandaş medyamız, iş adamları, sivil toplum örgütleri bir bir deşifre oluyor. Son sürecin geldiği noktada arkasında olduğumuz terör örgütlerinin adresinin bizim mahalleye çıktığı anlaşılmak üzere. Hem terör örgütünün hem de dini görünümlü radikal örgütlerin arkasındaki resmin bize ait olduğunun deşifre olması an meselesi.
.....
-Bu süreci durduracak tek bir şey var, o da bu ülkede acil bir kaos ortamının oluşması. Bunun için yapılacak şey halkı birbirine düşürmek ve yeni çatışma zeminleri hazırlamak. Halkın önemli bir kısmını irticacı diğer bir kısmını da terörist bölücü diye sınıflandırmalıyız. Bu projeyle ilgili eylem planlarının alt yapılarını zaten hazırlamıştık, biliyorsunuz. Ama bu dava bütün planlarımızı alt üst etti ve hepsi elimizde patladı.
-Vatan delisini gündemde tutmaya devam edin. Bir de irtica için hazırladığımız ama kullanamadan deşifre olan grup Tahşiye miydi, Tahşidat mıydı, neydi? Onlar deşifre olmuştu. Bu işin arkasını bırakmayalım. İsim değişikliği yapalım. Yola devam edelim mutlaka. Silahlar hep bizden mi çıkacak? Biraz da bunlardan çıksın.
-Bu dinci örgütün yeni ismi ne olsun efendim?
-Rahle, mahle bir şey deyin işte. Dini sembol olacak bir şey olabilir..." denildiği,
Örgüte müzahir Zaman Gazetesinin 08.04.2009 tarihli nüshasında..."nın "Terör örgütü üretenler yeni tezgah peşinde" başlıklı editör yazısında, 10.04.2009 tarihli nüshasında ..."nin "Gülen neden uyardı" başlıklı köşe yazısında, 15.04.2009 tarihli nüshasında ... ..."in "İslam"da irtica ve takiyye yoktur" başlıklı köşe yazısında ve Bugün Gazetesinin 26.04.2009 tarihli nüshasında Nuh Gönültaş"ın "Tahşiyeciler deşifre oldu, yeni bir isim bulmalıyız" başlıklı köşe yazısında örgüt lideri ..."in konuşmasından bahsedip değerlendirmede
bulundukları,
Tanıklardan gazeteci ...."in örgüt lideri ..."in yaşadığı Amerika"ya üç meslektaşı ile birlikte 2010 yılında yaptıkları ziyaret neticesinde kendi internet sitesinde yayımladığı ve mahkemede alınan beyanında özü itibarıyla doğruladığı "Pensilvanya"da ...ile Bir Gün" başlıklı yazısında "Bir ara konu STV"de yayınlanan Tek Türkiye dizisine geliyor. Hatırlayacaksınız bu dizi STV"nin Kurtlar vadisine alternatif olarak çektiği bir dizi. Gülen"in daha önce İsrail ile Türkiye arasında çeşitli diplomatik krizlere neden olan bu dizinin sıkı bir takipçisi olduğunu anlattıklarından anlıyoruz. Hatta dizinin içindeki kimi radikal bölümlerinin bizzat değiştirilmesini istediğini de söylüyor" dediği,
İlk Derece Mahkemesindeki yargılama esnasında yazılan talimatlara rağmen dinlenmesi mümkün olmayan gazeteci ..."nin 08.10.2017 tarihinde Beyaz TV"de yayınlanan Ortak Akıl isimli programdaki konuşmasında "Bir ramazan günü Diyarbakır"a iftara gitmiştik bundan 10 sene falan önce yani o zaman,....Bey İstanbul valisi Diyarbakır valisiydi tarihini öyle hatırlayın yani orada konuşurken arkadaşlardan bizi tabi yakın buluyorlar kendilerine, bir de yani o biz eski mücadeleci olarak o arkadaşlar tarafından da biliniyoruz, o tayin heyetinde benimle yaşıt olanların bir şikayet iletmesi ..."e mümkün değil korkuyorlar çünkü, iletse iletse bir tek ... abi iletir diyorlar, bana anlatıyorlar, diyorlar ki abi bu Tek Türkiye dizisinde tamam PKK anlatılıyor gibi yapılıyor ama sanki bütün Kürtler böyle işte bu PKK karakterinde çizilen adamlar gibi, burada PKK"ya karşı olan bizim camiamızdaki mütevellideki abiler arkadaşlar bundan çok ciddi rahatsız oluyorlar, daha sonra ben Gaziantep"e mi ne gittim, Malatya"ya aaa aynı şikayet orada da var, bu Tek Türkiye"de Kürtleri sevmeyen kötüleyen sahneler var, bu buradaki arkadaşları rahatsız ediyor. Urfa"da aynı şey söyleniyor. Ben baktım ki yani şimdi şeye zarar gelecek yani iyilik hayır hareketi oluyor ya. Pensilvanya"ya gittiğimde baş başa görüşürken dedim ki arkadaşların böyle bir şikayeti var sadece bir ille de değil, hemen hemen bütün illerden şu şekilde Kürt kardeşlerimiz rencide olduklarını söylüyorlar, bu diziyle ilgili Samanyolu televizyonunda yayınlanan, çok büyük bir pişkinlik ile rahatlık ile dedi ki ... Bey ... Bey"e kaç defa söyledim yapmayın böyle diye beni dinlemiyorlar dedi, benim kendisiyle ilgili ilk kırılma noktasıdır bu. Bana yüzüme baka baka baka yalan söylüyor ya. Ben ciğerinizi biliyorum, sen söyleyeceksin de ... yapmayacak, tam tersi ... benim yanımda Tek Türkiye dizisindeki karanlık odanın şeylerini metinlerini okuyordu size. Size sormadan adım atmaz bunlar. ....Yani ona sormadan ... gibi ... gibi .... gibi adamların inisiyatif kullanması mümkün değil" diyerek görgüye dayalı bilgisini aktardığı,
Tek Türkiye dizisinin yapımcısı ... Şirketi"nde sanık...."nın yönetim kurulu başkan vekilliği ve genel koordinatörlük gibi görevler ifa ettiği, ayrıca bu şirketin ortakları arasında Samanyolu Yayın Holding A.Ş."nin de olduğu,
Katılan..."a ait olup dershane olarak kullanılan evin civarında eş zamanlı operasyondan bir gün önce 21.01.2010 günü saat 18.00 - 23.30 civarında bir
kısım sanıkların bulunduğunun HTS kayıtlarından anlaşıldığı, operasyon kapsamında adreste yapılan aramada bulunan el bombası ve sis kutusunun bu sanıklar tarafından yapılan çalışma sonucunda iştirak ve irade birliği içinde konulduğu, böylece katılan .... ve grubunun silahlı terör örgütü olarak nitelendirilmesinin sağlandığı, söz konusu el bombalarının Güneydoğu"da terör olaylarında ele geçirilen bazı el bombalarının tapa grubundaki harf ve rakam gruplarıyla aynı olduğunun belirlendiği ve ayrıca bulunmalarından yaklaşık dört sene sonra 17/25 Aralık olaylarının hemen akabinde mahkemeden karar alınıp 22.04.2014 tarihinde imha edildiği,
Soruşturma aşamasında tutuklanan bir kısım sanıkların, İstanbul 29 ve 32. Asliye Ceza Mahkemesi hâkimleri tarafından hukuka aykırı şekilde tahliye edilmeye çalışıldığı, nitekim anılan hâkimlerin bu eylemleri nedeniyle Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih ve 2017/16-956 Esas 2017/370 Karar sayılı ilamıyla onanan Dairemizin 24.04.2017 tarih ve 2015/3 Esas 2017/3 Karar sayılı ilamıyla silahlı terör örgütüne üye olma ve görevi kötüye kullanma suçlarından cezalandırılmalarına karar verildiği,
Söz konusu soruşturma sonrasında katılanlar haricindeki bir kısım şahıslar hakkında ... grubuna mensup olmaları nedeniyle silahlı terör örgütüne üye oldukları gerekçesiyle davalar açıldığı, Aksaray Ağır Ceza Mahkemesinin 23.09.2014 tarih ve 2014/95 Esas 2014/217 Karar ve İzmir (Kapatılan) 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.03.2012 tarih ve 2011/65 Esas 2012/48 Karar sayılı kararları ile beraat kararı verildiği ve bu hükümlerin temyiz edilmeden kesinleştiği, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.04.2015 tarih ve 2014/209 Esas 2015/137 Karar sayılı kararı ile verilen beraat kararının temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 22.05.2017 tarih ve 2016/4611 Esas 2017/4125 Karar sayılı kararı ile "Sanıkların, yönetici ve üyesi oldukları iddia olunan El-Kaide yanlısı terör örgütünün lideri olduğu bildirilen ...."ın Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.12.2015 tarih 2015/264 esas 2015/417 sayılı kararı ile beraat edip hükmün kesinleşmesi karşısında; sanıkların mensup olduğu iddia edilen terör örgütü yapılanması ile El-Kaide terör örgütü arasında bağlantı bulunmadığı, bu hususa iddianamede de yer verilmiş olması, sanıkların ikametlerinde yapılan aramalarda ele geçirilen bir kısım kitapların yazarları müstear isimler kullandığı ve gerçek yazarlarının tespit olunamadığı, kimin tarafından kaleme alındığının tartışmalı olduğu, yasak yayın mahiyetinde olmadığı, toplatma kararının bulunmadığı, not ve dökümanların ise internet üzerinden indirilmiş olduğu ve çoğunlukla islam tarihi ve felsefesi üzerine farklı görüşleri yansıttığı, sanıkların kendi aralarındaki görüşmelerin, benimsedikleri dünya görüşü doğrultusunda dini içerikli olduğu ancak örgüt niteliğindeki yapılanma düzeyinde yasa dışı ilişki tespit edilemediği" gerekçesiyle beraat kararının onandığı,
Yukarıda yer verilip izah edilen örgüt lideri ..."in talimat mahiyetindeki konuşması ile örgüte müzahir televizyon kanalı ve gazetelerdeki yayınlar sonrasında İstanbul Emniyet Müdürlüğünün İstihbarat ve Terör Şubelerinde rütbeli konumda görevli olan FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu sanıklar öncülüğünde yürütülen çalışmalar sonucunda katılanlar hakkında başlatılan soruşturmanın, katılan ... ve grubu tarafından FETÖ/PDY"nin lideri ..."e yöneltilen bir takım dini konulardaki sert eleştiriler ve Nur Cemaatinin bir kolu olarak etkin hale gelmeye başlaması nedeniyle, anılan grubun radikal bazı düşüncelere sahip olmakla birlikte herhangi bir terör veya şiddet eylemi tespit edilememesine rağmen dini bir cemaatten ziyade silahlı bir terör örgütü gibi göstermek ve etkisiz hale getirmek amacına matuf olarak gerçekleştirildiği tüm dosya kapsamındaki katılan beyanları, tanık ifadeleri, diğer belge ve bilgiler ile sanık savunmalarının değerlendirilmesiyle edinilen vicdani kanaat sonucunda suçun subut bulduğuna ilişkin yerel mahkeme kabulünde aşağıda yer verilen hususlar dışında isabetsizlik görülmemiştir.
B)HÜKÜM:
Sanık .... hakkında FETÖ/PDY örgütü yöneticisi olmak suçundan TCK"nın 314/1, yine cebir ve şiddet kullanarak hükumet faaliyetlerini engelleme eylemi sebebiyle TCK"nın 312/1. maddeleri gereğince; sanıklar .... hakkında cebir ve şiddet kullanarak hükumet faaliyetlerini engellemek suçlarından derdest davalar bulunduğu, örgüt üyeliği suçunun niteliği gereği temadi eden suçlardan olup hukuki ve fiili kesintinin birlikte gerçekleşmemesi halinde fail tek suçtan cezalandırılacaktır. Cebren hükumet faaliyetlerini engellemek Anayasal düzene karşı suçlardan olup örgüt mensupları tarafından bu teşebbüs suçunun işlenmiş olması halinde hukuki ve fiili kesintinin gerçekleşmediği durumlarda geçitli suçlardaki özellik nedeniyle amaç suç olan TCK"nın 312. maddesinden cezalandırılmak gerekeceğine ilişkin yerleşik uygulama bulunduğu gözetilerek;
Sanıklar.... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hüküm nedeniyle; kamu görevlilerinin görevi gereği düzenlemekle yetkili olduğu resmi bir belgenin sahte olarak düzenlemesi, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmesi, gerçeğe aykırı olarak belge düzenlemesi veya sahte resmi belgeyi kullanması şeklindeki seçimlik hareketler suçun tipiklik unsurunu oluşturur. Sahtecilik, ceza hukuku bakımından "gerçeğin hileli şekilde değiştirilmesi" şeklinde tanımlanmaktadır. Sahte belge "sahih olmayan" ve "gerçek (doğru) olmayan" biçimde düzenlenebilir. Belgenin yetkili kamu görevlisi tarafından içeriği gerçek olmayan şekilde düzenlenmesi uygulamada "fikri sahtekarlık" olarak isimlendirilmiş olup bu hal TCK"nın 204/1. maddesinde düzenlenen seçimlik hareketlerden birisidir.
Dava konusu olayda, sözde terör örgütü mensubu olarak takibe alınan kişilerin belirlenen yere giriş çıkış yaptıklarının kamera vasıtasıyla tespit edildiği halde bizzat izleme sonucu tespit yapıldığına ilişkin belge düzenlenmiştir. Belgenin içeriği oluşa uygun ise sahtelik söz konusu olmayacaktır. Yapılan usulsüzlük, kamera kullanılarak yapılan tespitin bizzat görevliler tarafından takip edilmiş gibi belgeye bağlanmasıdır. Bu eylem, cezalandırma şartlarının oluşması halinde görevin kötüye kullanılması suçunu oluşturabilecektir. Diğer taraftan kamu görevlisi tarafından gerçekleştirilen sahtecilik suçları özgü suç olup, bu suça ancak şerik olarak katılma söz konusu
olabilir. Şeriklik halleri azmettirme ya da yardım etmedir. Bizzat belgeyi düzenlemeyen diğer sanıkların bu suça ne şekilde şerik sıfatıyla katıldığının tartışılıp yasal delillerle ortaya konulması da zorunludur.
Terör örgütünün yöneticileri örgüt üyelerinin işlemiş olduğu suçlardan fail olarak sorumludurlar. (TCK m. 220/5) Ancak bu sorumluluk, yöneticinin hiyerarşik olarak altında bulunan ve kendisinin sevk ve idaresindeki örgüt mensupları tarafından işlenen suçlar bakımından söz konusudur. Somut olayda FETÖ/PDY"nin medya yapılanmasında yönetici olduğu kabul edilen sanık ..."nın emniyet teşkilatındaki FETÖ/PDY mensuplarının işledikleri suçlardan sorumlu olabilmesi için, bu sanıklara emir ve talimat verme yetkisinin bulunduğunun belirlenmesinin gerekeceği gözetilmelidir.
Bu açıklamalar ışığında;
I)Sanıklar .... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma; sanık ... hakkında silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Sanık ..."nın savunmalarında 04.05.2009 tarihli yazıdaki imzanın kendisine ait olmadığını ifade etmesine rağmen bu hususta inceleme yapılmaması; sanık .... ile örgüt lideri ...arasında geçen ve açık kaynak incelemesiyle bir sosyal medya platformunda tespit edilen konuşmanın sanığa ait olup olmadığı belirlenmeden dolaylı da olsa kabule alınması; tanık dinleme yetkisi bulunmayan kolluk tarafından bilgi alma tutanağı ile beyanı alınan tanık Tarık ..."in kolluk ifadesini mahkemede alınan beyanında kabul etmemesi karşısında hükme esas alınamayacağının gözetilmemesi ve ayrıca örgüt lideri ...tarafından yazıldığı belirtilen "muhterem asliye ceza hakimi" başlıklı mektuba CMK"nın 215 ve 217. maddelerindeki usule uygun şekilde duruşmada tartışılmadığı halde kabulde yer verilmesi yasaya aykırı ise de, hükme esas alınan diğer deliller ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında sonuca etkili görülmemiştir.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin Kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ve müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
1)Tayin edilen temel cezalarda 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5. maddesi uyarınca artırım yapılırken anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca artırım yapıldığının belirtilmesi gerektiği gözetilmeden uygulama maddesinin yalnızca 3713
sayılı Kanunun 5. maddesi olarak gösterilmesi,
2)Sanıklar hakkında verilen cezaların, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9. maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6. maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
3)İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan duruşmalarda SEGBİS vasıtasıyla kaydedilen savunmalara ilişkin çözüm tutanaklarını düzenleyen bilirkişilere ödenen ücretler ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234. ve 239. maddeleri gereğince, bir kısım sanıklar yönünden baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretlerinin sanıklardan yargılama gideri olarak tahsiline karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olduğundan hükümlerin bu nedenlerle BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların 5271 sayılı CMK"nın 303/1. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün B ve C fıkralarının 2. bentlerindeki “3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu"nun 5. maddesi” ibareleri çıkarılıp yerlerine "3713 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrası” ibaresinin yazılması; hükmün B ve C fıkralarının 4. bentlerindeki "delaletiyle TCK.nun 58/6 maddesi" ibarelerinin çıkarılması; hükmün yargılama giderlerine ilişkin N fıkrasındaki "101.804 TL" ibaresi çıkarılıp yerine "9.956 TL" ibaresinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II)Sanıklar.... hakkında resmi belgede sahtecilik; sanıklar .... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve resmi belgede sahtecilik; sanık ...hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Sanıklar ve müdafilerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1)Sanıklar ....hakkındaki silahlı terör örgütüne üye olma; sanıklar .... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçlarından kurulan hükümlere ilişkin olarak;
Emniyet görevlisi olan sanıkların resmi görevleri kapsamında gerçekleştirdikleri iş ve işlemlerin, örgütsel amacının ve niteliğinin ortaya konulması açısından;
a)Sanıkların UYAP"ta gözüken diğer dava ve soruşturmalarında mevcut olup hükme esas alınabilecek nitelikteki delillerin dosyaya getirtilmesi, haklarında veri
inceleme raporu ile örgütlü suçlar bilgi havuzunda beyanlar olup olmadığının araştırılması, bylock kullandıkları kabul edilen sanıkların tespit ve değerlendirme tutanaklarının temini,
b)Gizli tanıklar ... ve ... ile tanık..."ın duruşmada dinlenerek ilgili sanıklara ilişkin bilgi ve görgülerinin tespiti,
c)Ayrıca hükümden sonra dosyaya gelen bilgi ve belgelere göre; sanık.... hakkındaki bylock tespit ve değerlendirme tutanağında kullanıcı adının "...." olduğu ve roster kayıtlarında bulunan kişiler tarafından "...." gibi bayan isimlerinin verildiği ancak ekli kişiler arasında 7824 ID numarası ile ".... abi" gibi isimlerle sanığın yer aldığı; sanık ...."e ait dijital materyallere ilişkin 29.03.2017 tarihli inceleme raporunda yüklü uygulamalar arasında bylock programının silinmiş olarak bulunduğunun ve eagle programının uygulama dosyası ile mesajlarının tespit edildiğinin belirtildiği ve ayrıca 02.01.2018 ve 09.01.2018 tarihli tespit ve değerlendirme tutanağı başlıklı belgelerde 2927 ve 51255 ID numaralarının bildirildiği anlaşılmakla anılan sanıklara ilişkin ID"lere ait bylock tespit ve değerlendirme tutanaklarının getirtilmesi,
ve ayrıca hükümden sonra dosyaya gelen sair belgelerin de CMK"nın 215 ve 217. maddeleri uyarınca duruşmada sanıklar ve müdafilerine okunup diyeceklerinin sorulması sonrasında, sanıklar ...."ın örgütsel bağlarının tespiti halinde eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturacağı ancak haklarında aleyhe temyiz olmaması nedeniyle kazanılmış haklarının saklı tutulmasının lüzumlu olduğu dikkate alınarak, hukuki durumlarının takdir ve tayin edilmesi gerekirken eksik araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması,
d)Sanık ... hakkındaki kabule göre de;
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan mahkumiyet kararı verebilmek için örgütsel amaçla işlenmiş eylemden kaynaklanan bir suçun var olması gerektiği, ancak sanık hakkında bu nitelikte dayanak suçtan kurulmuş bir hüküm olmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
2)Sanıklar.... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlere ilişkin olarak;
a) Müşteki.... ve grubuna yönelik soruşturma esnasında gerçekleştirilen takip ve tarassut faaliyetleri sonucunda düzenlenen fiziki takip tutanaklarının, söz konusu çalışmanın mahiyeti gereği birden çok görevlinin yer alması ve teknik cihazlar kullanılması suretiyle edinilen içeriği itibarıyla gerçek bilgileri haiz olduğu ancak fiziki takiplerin yapıldığı yerlerde bulunmayan bir kısım sanıklar tarafından tanzim edildiklerinin cep telefonu HTS kayıtlarıyla anlaşılması karşısında suça konu fiziki takip tutanaklarının içeriklerinin gerçeğe uygun olmaması halinde TCK"nın 204/2. maddesinde yazılı suçun oluşacağı, aksi halde atılı suçun unsurlarının gerçekleşmeyeceği, ancak görevin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle işlenen fiilin aynı Kanunun 257/1. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunu oluşturabileceği nazara alınmadan suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi,
b)Sanıklar ..... yönünden kabule göre de;
Amir konumundaki sanıkların emri altında çalışmakta olan sanıklar.... tarafından suça konu fiziki takip tutanaklarının tanzim edilmesinden ve sanık...."nın da örgüt yöneticisi olmasından dolayı söz konusu eylemden sorumlu olduklarından bahisle atılı suçtan mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de amir rütbesindeki sanıkların bilgi ve rızalarıyla, sanık...."nın ise azmettirmesiyle fiziki takip tutanaklarının hukuka aykırı olarak düzenlendiğine dair tüm dosya kapsamı itibarıyla mahkumiyete yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından atılı suçtan beraatlerine karar verilmesi gerekirken mahkumiyetlerine hükmolunması,
3)Sanıklar ....hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükümlere ilişkin olarak;
Dosya kapsamı itibarıyla örgütsel bağlantıları tespit edilemeyen ve örgütün talimat ve amaçları doğrultusunda hareket ettiklerine dair yeterli delil bulunmayan sanıklar hakkında veri inceleme raporu ile örgütlü suçlar bilgi havuzunda başka deliller olup olmadığı araştırıldıktan ve ayrıca haklarında derdest dava bulunduğu tespit edilmesi halinde hükme esas alınabilecek nitelikte olan deliller dosyaya getirildikten sonra örgütsel bağlantılarının tespiti halinde hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayin edilmesi aksi halde örgütün amacından habersiz şekilde yerine getirdikleri resmi görevleri kapsamındaki faaliyetlerinin suç olarak kabul edilmesinin mümkün olmayacağı nazara alınarak atılı suçlardan beraatlerine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar ve müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükümlerin CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, verilen ceza miktarı, tutuklulukta geçirilen süre ve mevcut delil durumu dikkate alınarak tutuklu sanıkların ve müdafilerinin tahliye taleplerinin reddine, bozma nedenine göre sanıklar...ve .... hakkında istinaf aşamasında kesinleşmesi nedeniyle inceleme dışı kalan iftira suçundan kurulan hükümler yönünden bozmanın CMK"nın 306. maddesi uyarınca SİRAYET ETTİRİLMESİNE, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 31.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.