11. Hukuk Dairesi 2019/2592 E. , 2020/1047 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 26/01/2017 tarih ve 2016/261-2017/69 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıların müvekkil şirketin yönetici ve denetçileri olduğunu, 24.03.2006 tarihli genel kurulda ibra edilmemelerine ve haklarında sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini, 16.11.2001 tarihinde şirketin ilk apel ödemesi olan 25.000 TL"nin mali durumu zayıf grup şirketi olan Rumeli Telekoma aktarıldığını, şirketin amacı doğrultusunda kullanılmadığını, paranın halen tahsil edilemediğini, 25.07.2003 tarihinde 338.000 adet Telsim hisselerinin ... Telk. AŞ"den borç para ile beheri 1 TL"den alındığını, hisselerin değersiz olduğunu, bu surette şirketi içinin boşaltıldığını, 16,955,27 TL fuzuli masraf yapıldığını ileri sürerek, 10.000 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, sonradan ıslah dilekçesiyle talebini artırmıştır.
Bir kısım davalılar vekilleri, zamanaşımı süresinin dolduğunu, zararın ispatlanması gerektiğini, 2001 faaliyet dönemine ilişkin olarak davallıların ibra edildiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu zararı doğuran eylemin 16.11.2001 tarihinde gerçekleştiği, işbu davanın ise 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 20.12.2006 tarihinde açıldığı gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacı TMSF"den harç alınmasına yer olmadığına, 06/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.