16. Ceza Dairesi 2020/5326 E. , 2020/6916 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62/1, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Van 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.04.2018 tarih ve 2017/109 esas, 2018/150 karar sayılı kararıyla sanık ... hakkında “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 29.06.2018 tarih ve 2018/859 esas, 2018/270 sayılı kararının, Dairemizin 03.10.2019 tarih ve 2019/3775 esas, 2019/5909 karar sayılı kararı ile sanığın Erciş ilçe merkezine gelen örgüt mensuplarına para karşılığında kullanmaları için araç kiralama, ihtiyaçlarını karşılama ve barındırma şeklinde kabul edilen eylemlerinin, silahlı terör örgütüne yardım suçunu oluşturacağı nazara alınmadan delillerin değerlendirilmesinde ve suç vasfında yanılgıya düşülerek karar verildiğinden bahisle bozulmasına karar verildiği, bozma ilamı üzerine Yerel Mahkemenin 14.01.2020 tarih ve 2019/541 esas, 2020/25 karar sayılı hükmü ile eski kararda direnilerek mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmakla;
Bozma ilamından da anlaşılacağı üzere Dairemizin birçok kararında yer verilen yerleşik uygulamaya göre “örgüt üyesi, örgütün amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu surette verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terkeden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. ....örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyeraryşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.”
Doktrinde farklı görüşler olsa da, istikrar kazanmış uygulamaya (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.06.2008 tarih ve 2007/9-270-164 sayılı kararı) göre, tek taraflı irade beyanıyla örgüte üye olmak imkanı bulunmamaktadır. Hiyerarşik yapıya dahil olunabilmek için örgüt yöneticilerinin açık ya da zımni bir kabulü olmalıdır. Örgüt yöneticilerinin, örgüt faaliyeti kapsamında işledikleri bütün suçlardan asli fail olarak sorumlu tutuldukları (TCK. 220/5) bir sistemin, tek taraflı irade beyanıyla kendi içinde gizlilik, disiplin ve mutlak sadakat gibi zorunlu kuralları barındıran, dış dünyaya kapalı bir yapıya üye olunabileceğini de kabul etmesi beklenemez.
Dairemizce de benimsenen, istikrar kazanmış yargısal kararlarda silahlı terör örgütüyle organik bağ kurulduğunun ispatı için kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerde bulunulması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı, menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeliği tarafından işlenebilen suçların failleri de örgüt üyesi olarak kabul edilmektedir.
Esasen 765 sayılı TCK’nın yürürlükte olduğu dönemlerde olduğu gibi kanunda müstakil bir “örgüte yardım” suçu düzenlenmemiştir. Bu husus madde gerekçesinde, “Örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişinin örgüt üyesi olarak kabul edilerek cezalandırılması öngörülmüştür. Bu nedenle, örgüte yardım ve yataklık adıyla ayrı bir suç tanımlaması yapılmamıştır. Bu kavram altında söz konusu edilen fiiller, nitelik bakımından örgüte üye olmak dolayısıyla sorumluluğu gerektirmektedir.” (TCK. 220/7’nin gerekçesi) şeklinde açıklanmıştır.
Yerel Mahkemenin de kabul ettiği üzere örgüt hiyerarşisine girmeksizin örgütün amaçları doğrultusunda yardım teşkil eden faaliyetlerde bulunma imkanı vardır. Bu durumda sanık hakkında üyelikten verilecek cezada yardımın niteliğine göre indirim yapılıp yapılmaması hakimin takdirine bırakılmıştır.
Somut olayda; Askeri ve siyasi eğitim görmeyen, kod adı bulunmayan, örgütün hiyerarşisine dahil olunduğuna ilişkin delil elde edilemeyen, örgüt mensuplarının faaliyetlerini kolaylaştıran sanığın eyleminin yardım suçu kapsamında değerlendirilmesi gerekirken yerleşik uygulamaya tamamen tezat teşkil eden direnme kararı yasal düzenleme ve içtihatlara aykırı görülmüştür. Bu nedenle Dairemizin bozma ilamının yerinde olduğundan, 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 32. maddesi ile CMK"nın 307/3-2. cümlesinde yapılan değişiklik uyarınca dosyanın Yargıtay Yüksek Ceza Genel Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.