21. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/3062 Karar No: 2018/8221 Karar Tarihi: 13.11.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/3062 Esas 2018/8221 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, sigorta sicil numarasındaki hizmetlerin kendisine ait olduğunu iddia ederek tespitini talep etmiştir. Mahkeme, davanın SGK yönünden kabul edilerek sigorta sicil numarasının davacıya ait olduğuna karar vermiştir. Ancak, davalı kurumun temyizinde dosyanın tam olarak incelenmediği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Yapılacak işlemler arasında askerlik tarihlerinin araştırılması, hizmet cetveli ile sigorta sicil dosyasının istenmesi, aidiyet davalarının titizlikle incelenmesi ve davacının fiili çalışmasının tespit edilmesi yer almaktadır. 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiştir ancak davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği için özel bir duyarlılıkla incelenmesi gerekmektedir.
21. Hukuk Dairesi 2017/3062 E. , 2018/8221 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA Davacı, ...sigorta sicil numarasında sigortalı günlerin kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Davacı,...sigorta sicil numarasında kayıtlı hizmetlerin kendisine ait olduğunun tespitini istemiştir. Mahkemece, davanın SGK yönünden kabulü ile;...nolu sigorta sicil numarasının ve bu numarasında geçen hizmetinin davacıya ait olduğunun tespitine, davalı ... yönünden davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, ...nolu sigorta sicil dosyasında 14.08.1975 işe giri, 14.06.1976 varide tarihli işe giriş bildirgesinin bulunduğu, bildirgedeki isim, soyisim ve doğum yerinin davacınınki ile aynı olup diğer kimlik bilgilerinin farklı olduğu, bildirgenin işçi tarafından imzanmış olduğu, dönem bordrolarının istendiği, 1975/3. dönem bordrosundaki ihtilaflı hizmete ait isim ve sigorta sicil numarası kısmında silinti olduğu ve kalemle oynama yapıldığı, ..." nin cevabi yazısında da 1975/3. dönem bordrosunda kalemle oynama yapıldığı ve ilgili kişinin şahsi dosyasına rastlanılmadığının belirtildiği, işe giriş bildirgesindeki kimlik bilgilerine sahip nüfusa kayıtlı kişi olmadığına dair ilgili nüfus müdürlüğünün yazısının bulunduğu, biri 1975/4. dönem çalışması olanbordo tanığı olmak üzere iki davacı tanığının dinlendiği, davacının sigorta sicil dosyasının istenmediği, askerlik tarihlerinin sorulmadığı anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Öte yandan aidiyet davaları da kamu düzeni ile ilgili olduğundan çalışmaların başka bir sigortalıya ait olup olmadığı noktasında titizlikle inceleme yapılması ve toplanan delilerle hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak şekilde hizmetin gerçekte kime ait olduğunun saptanması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.09.2007 gün ve 2007/21-600E, 2007/604K. Sayılı kararı da aynı yöndedir. Yapılacak iş, davacının hizmet cetveli ile sigorta sicil dosyasını davalı kurumdan istemek, askerlik tarihlerini ilgili askerlik şubesinden sormak, 1948 yılı ... doğumlu baba adı... olan ... isimli kişi/kişilerin olup olmadığını Nüfus İdaresinden sormak, var ise davaya dahil etmek, resen bordro tanıklarının beyanlarına başvurmak suretiyle davacının fiili çalışmasının bulunup bulunmadığını tespit etmek, 1975/3. dönem bordrosundaki silintinin nedenini ... İl Özel İdaresinden sormak, gerektiğinde bildirgeden imza incelemesi yaptırmak ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.