Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/2220 Esas 2019/7032 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2220
Karar No: 2019/7032
Karar Tarihi: 05.11.2019

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/2220 Esas 2019/7032 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi, bir tapu davasında verilen mahkeme kararını incelemiştir. Dava konusu taşınmazların kayıtları sınırlı ve vergi kayıtları gayri sabit olduğu için, tapu kayıtlarına değer verilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Ancak yapılan keşif sonucunda tapu kaydının sınırlarının komşu taşınmazlara fazla işlediği tespit edilmiştir. Bu nedenle, taşınmazların davalı adına tesciline karar verilmesi yerine Hazine adına tescil edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Kararda, 21.09.1937 tarihli tapu kaydı ve 1937 tarihli 7, 11, 12 ve 31 numaralı vergi kayıtları kullanılmıştır. Kanun maddeleri ise belirtilmemiştir.
16. Hukuk Dairesi         2018/2220 E.  ,  2019/7032 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; "önceki tarihli bozma ilamında açıkça davalının dayandığı tapu kayıtları ile vergi kayıtlarının tesis ve intikallerinin birlikte getirtilmesi, sınırlarında ve miktarlarında bir değişiklik olup olmadığının ve hangi parsellere revizyon gördüğünün sorulması, varsa ifraz haritası ve krokilerinin getirtilerek yerine uygulanması, itirazlı olan başka parseller bulunduğunda bu davaların birleştirilmesi, kayıt miktar fazlalıklarının zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gereğine değinilmesine ve bozmaya uyulmasına rağmen, yapılan keşifte yalnızca komşu parsel tutanak ve dayanaklarının okunması ile yetinildiği, diğer taraftan aynı günlü incelemesi yapılan 1989/4 Esas, 1993/38 Karar sayılı ve 1989/5 Esas, 1993/38 Karar sayılı dava dosyasının tarafları ve dayanılan kayıtlar aynı olduğu halde birleştirme hususunun düşünülmediği açıklanarak önceki bozma ilamında değinilen hususların aynen yerine getirilmesi, davalının dayandığı vergi kayıtlarının malikleri ile davalının akti ya da ırsi bağlantısının sağlanması, 1989/5 Esas sayılı dava dosyası ile iş bu dava dosyasındaki kayıtların kapsamında kalıpta itirazlı olan parseller var ise, bu davaların da eldeki dosya ile birleştirilmesinin düşünülmesi ve bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine" değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 209 ve 213 parsel sayılı taşınmazlar ile 180 parsel sayılı fen bilirkişinin krokisinde (A) harfi ile gösterilen 36.800,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davalı ... adına; 180 parsel sayılı taşınmazın geriye kalan ve fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 126.950,00 metrekare yüzölçümündeki bölümün ise davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, 209 ve 213 parsel sayılı taşınmazların tespite esas alınan sabit sınırlı vergi kayıtlarının, 180 parsel sayılı taşınmazın ise tespite esas alınan gayri sabit sınırlı vergi kaydının kapsamında kaldığı ve zilyetlikle iktisap koşullarının davalı taraf lehine oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmazlar 21.09.1937 tarih 7 sıra numaralı tapu kaydı ile tedavüllerine ve ayrıca 180 parsel sayılı taşınmaz 1937 tarih 31 tahrir numaralı, 209 ve 213 parsel sayılı taşınmazlar ise 1937 tarih 11 ve 12 tahrir numaralı vergi kayıtlarına istinaden davalı ... adına tespit edilmiştir.
    Taşınmazların tespitine esas alınan "275.791,00" metrekare yüzölçümündeki tapu kaydı sınırında okunan "Dağ ve Mansur Mağara", "..." sınırları nedeniyle, 36,800 metrekare yüzölçümündeki 1937 tarih 31 tahrir numaralı vergi kaydı "dere" sınırı nedeniyle, 27,600 ve 32,200 metrekare yüzölçümündeki 1937 tarih ve 11 ve 12 tahrir numaralı vergi kayıtlarının ise güneyde okunan yol sınırının dere içerisinde gösterilmesi nedeniyle gayri sabit sınırlı oldukları anlaşılmakta olup, anılan kayıtlar miktarları ile geçerlidirler. Diğer taraftan kural olarak kayıtların iç içe girmesi halinde yüzölçümü büyük olan kayda değer verilmesi zorunlu olup, dayanılan kayıtların iç içe geçtiğinin ve tapu kaydının yüzölçümünün tutunulan vergi kayıtlarının yüzölçümünden fazla olduğunun anlaşılmasına göre tapu kaydına değer verilmesi gerekir. Mahkemece icra edilen keşif sonucunda sözü edilen tapu kaydının dava konusu taşınmazlar ile dava dışı bir çok taşınmazı kapsamına aldığı ve dosya içerisine getirtilen tapu kaydının revizyon gördüğü taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve tapu kayıtlarının incelenmesinden de, tapu kaydının kapsamında kalan taşınmazlardan davalı adına tapu kaydındaki payına isabet eden miktardan fazla şekilde tespit ve tescil edilen taşınmaz bulunduğu anlaşılmakta olup, değişir sınırlı tapu kaydı miktarından fazla şekilde davalı adına revizyon gördüğüne göre bu kayda değer verilmesi mümkün olmadığı gibi aynı çalışma alanında komşu taşınmazlardan belgesizden edinilebilecek miktarı aşacak şekilde yer aldıkları anlaşıldığından taşınmazların zilyetlikle iktisap edilebilmesi de mümkün değildir.
    Hal böyle olunca; davanın kabulü ile taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.