Esas No: 2022/1893
Karar No: 2022/5715
Karar Tarihi: 14.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1893 Esas 2022/5715 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/1893 E. , 2022/5715 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... 2. İş Mahkemesi
Dava, 2926 sayılı Kanun 5510 sayılı Kanunun 4/1,b maddesi kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir..
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1) DAVACININ İSTEMİ :
Davacı vekili, davacının 05.11.2010 tarihinden itibaren 2926 sayılı Kanun kapsamında bağ-kur sigortalısı iken sigortalılığının iptal edildiğini, davacının tarım işini terk etmediğini, 2013 yılından sonra Kayadibi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'ne süt teslim ettiğini ve müstahsil prim kesintisi yapıldığını, davacının 05.11.2010 tarihinden bugüne kadar geçen sürede tarım bağ-kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi için dava açmadan önce 22.02.2010 tarihli dilekçe ile davalı kuruma müracaat ettiğini ancak cevap verilmediğini belirterek, davacının 05.11.2010 tarihinden itibaren 2926 sayılı Kanun kapsamında zorunlu Bağ-kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2) DAVALI KURUMUN CEVABI :
Davalı Kurum davacının ... Odası kaydına istinaden 05.11.2010 tarihinde sigortalılığının başlatıldığını, ... Odasını sigortalılık muafiyet belgesine istinaden 06.12.2011 tarihinde sigortalılığının durdurulduğunu, davacının dava açmadan önce davalı kuruma müracaat etmediğini ve dava şartı eksikliğinin söz konusu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3) MAHKEME KARARI
A) İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
İlk Derece Mahkemesince, “"Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; Davacının 05/11/2010-06/12/2011 arasında; Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılmasına ilişkin talebinin davacının kurumca tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilmesi nedeniyle Hukuki Yarar Yokluğundan Reddine, davacının 07/12/2011 tarihinden itibaren 2926 sayılı yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalısı sayıldığının tespitine,” karar verilmiştir.
B) BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNİN KARARI :
Davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
4) TEMYİZ TALEBİ :
Davalı vekili, eksik inceleme ve araştırma neticesinde karar verildiğini, kurumlarınca yapılan işlemlerin yerinde olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
5) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 7’nci maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanunun 2, 3, 6, 9 ve 10’uncu maddeleridir.
2926 sayılı Kanunun 2’nci maddesinde, Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3’üncü maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir.
Anılan Kanunun 3’üncü maddesinin (b) bendinde “Tarımsal faaliyette bulunanlar: kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar” olarak tanımlanmış, 5’inci maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6’ncı maddesinde ise, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıklarının sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca aynı Kanunun 9’uncu maddesi Kuruma re'sen tescil yükümlülüğü yüklemiştir.
Anılan Kanunun 10’uncu maddesine göre ise, kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin ... Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79 ve 5510 sayılı Kanunun 86’ncı maddesinde öngörülen “hizmet tespiti” davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil ya da tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı “Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti” söz konusu olamayacaktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 gün, 2011/10-230 Esas 2011/319 Karar sayılı, 29.02.2012 gün ve 2011/10-769 Esas 2012/107 karar sayılı ve 27.06.2012 gün 2012/10-292 Esas ve 2012/415 Karar kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, davacının tarımsal faaliyetinin kesintisiz sürüp sürmediğinin tespiti için, Mahkemece;
1- Çekişmeli dönemde davacının nerede oturduğu; Nüfus Müdürlüğü, İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı ve Muhtarlık kayıtları esas alınarak belirlenmeli,
2- Dönem içinde ... Bankası, Kooperatif veya Birlikler aracılığıyla “Tarımsal Amaçlı Kredi” kullanıp kullanmadığı araştırılmalı,
3- Dönem içinde ürün teslimatından dolayı prim kesintisi yapılıp yapılmadığı veya sigortalılık iradesini ortaya koyacak şekilde prim ödemesinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı,
4- 25.04.2006 gün 26149 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5488 sayılı Tarım Kanunun 19’uncu maddesi uyarınca Çiftçi Kayıt Sistemine dâhil edilerek doğrudan gelir desteği alıp almadığı ve bu bağlamda davacının hangi ürünleri ekerek bunları nerelere sattığı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun “Zirai kazanç, zirai faaliyet, zirai işletme, çiftçi ve mahsulün tarifi” başlıklı 52, “Zirai kazançta vergileme” başlıklı 53 ve “Vergi Tevkifatı” başlıklı 94 ve devamı maddeleri ile 213 Vergi Usul Kanununun “Vergi kesenlerin sorumluluğu” başlıklı 11’inci maddesi kapsamında zirai kazançlarından dolayı vergi ödeyip ödemedikleri araştırılmalıdır. Konu ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.12.2010 gün ve 2010/10-580-647 sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere “Tevkifat yapma ve kurum hesaplarına aktarma yükümü, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 94/11’inci maddesinde öngörülen çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılan ödemelerden gelir vergisine mahsuben tevkifat yapma yükümüne paralel olarak getirilmiştir. Bakanlar Kurulu Kararı kapsamındaki gerçek ve tüzel kişiler, tarımsal faaliyette bulunan bu kişilerden satın aldıkları ürün bedellerinden tevkifat yapmakla yükümlüdürler.” Tevkifat suretiyle vergilendirilen çiftçiler yaptıkları satış ve hizmetleri dolayısıyla müstahsil makbuzu almak ve saklamak zorundadırlar.
5-Tarımsal faaliyeti kapsamında ilaç, gübre ve sulama parası ödeyip ödemediği, varsa bunların fatura ve belgelerinin nelerden ibaret olduğu, ... Odası, Kooperatif veya Birliklere üyeliği varsa bu kuruluşlara düzenli bir şekilde aidat ödeyip ödemediği araştırılmalı, tarımsal faaliyete elverişli tapulu taşınmazının bulunup bulunmadığı, tarımsal faaliyetin taşınmaz kiralanması yoluyla gerçekleştirildiğinin savunulması halinde; taşınmazların, kimden hangi yıllar için kiralandığı, kiracının; kiralama yoluyla faaliyetini yürütmeye elverişli alet ve edevatının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, traktörünün bulunduğunun ileri sürülmesi halinde, traktörün hangi tarihte satın alınıp ilgilisi adına trafiğe tescil edildiğini gösteren fatura ve trafik tescil belgesinin celp edilmeli,
6-Hayvan yetiştiriciliği bulunduğunun ileri sürüldüğü hallerde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.06.2011 gün ve 2011/10-306-365 sayılı kararında da belirtildiği üzere 16.05.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununun 22’nci maddesi kapsamında hayvanlarına ilişkin menşe şahadetnamesinin bulunup bulunmadığı tespit edilerek, büyük ve küçükbaş hayvanlarına ilişkin istatistik bilgileri ve bu hayvanlara ilişkin yapılması zorunlu bulunan periyodik aşılara ilişkin bilgiler İlçe Tarım Müdürlüklerinden sorulmalı, köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyeleri gibi tarımsal faaliyetin varlığını yakından bilebilecek durumdaki tanıklar dinlenilerek sigortalılık olgusunun varlığı hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
İnceleme konusu dosyada dava edilen dönemler belirlenmek suretiyle buna göre hüküm kurulması gerekirken başlangıç yazılıp sona erme tarihinin yazılmaması hatalı olup bozmayı gerektirmektedir.
Mahkemece, öncelikle davacıya, HMK'nun "Hakimin davayı aydınlatma ödevi" başlıklı 31. maddesi ile "Tarafların Dinlenilmesi" başlıklı 144. maddesi kapsamında, davacının talebi açıklattırılarak dava konusu dönem belirlenmeli,yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığında tarım bağkur sigortalılığa ilişkin ayrıntılı olarak araştırılmalı, tevkifat/intikal olmayan ve talep konusu edilen döneme yönelik olarak davacının 2926 sayılı Kanuna tabi prim ödemesi, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunup bulunmadığı anılan araştırma ilkeleri çerçevesinde araştırılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair yönleri incelenmeksizin ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 1o. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 14.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.