Esas No: 2021/12274
Karar No: 2022/5685
Karar Tarihi: 14.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/12274 Esas 2022/5685 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/12274 E. , 2022/5685 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
No : 2021/321-2021/1573
İlk Derece
Mahkemesi : İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesi
Dava, prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum ve davalı ... Kargo A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverene ait işyerinden davalı Kuruma bildirilen çalışmalarının gerçek ücret üzerinden bildirilmediğini, davacının davalı işveren aleyhine açılan ve kesinleşen işçilik alacaklarına ait dava dosyası da gözetilerek gerçek ücretinin tespitini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili yapılan Kurum işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı işveren vekili davacının işyerinden yapılan bildirimlerinin karşılığı olan prime esas kazancının doğru olarak bildirildiğini kayıt dışı ödenen bir ücretinin olmadığının beyanla davanın reddini istemiştir.
III-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemesince “...1-Davanın kabulü ile; davacının davalıya ait 0651428 034 sicil nolu iş yerinde gün bildirimi olmaksızın;
01/07/2007-31/12/2007 tarihleri arasında aylık 2.965,95 ücretle,
01/01/2007-30/06/2007 tarihleri arasında aylık 2.851,88 ücretle,
01/01/2006-31/12/2006 tarihleri arasında aylık 2.692,17 ücretle,
01/01/2005-31/12/2005 tarihleri arasında aylık 2.477,71 ücretle,
01/07/2004-31/12/2004 tarihleri arasında aylık 2.886.975.000 tavan ücretle,
01/01/2004-30/06/2004 tarihleri arasında aylık 2.748.150.000 tavan ücretle,
01/07/2003-31/12/2003 tarihleri arasında aylık 2.290.079.100 tavan ücretle,
01/04/2003-30/06/2003 tarihleri arasında aylık 21.965.499.800 tavan ücretle,
01/07/2002-31/03/2003 tarihleri arasında aylık 1.637.916.450 tavan ücretle,
01/04/2002-30/06/2002 tarihleri arasında aylık 1.389.360.000 tavan ücretle,
01/01/2002-31/03/2002 tarihleri arasında aylık 1.050.360.000 tavan ücretle,
01/04/2001-31/12/2001 tarihleri arasında aylık 1.050.000.000 tavan ücretle,
01/08/2000-31/03/2001 tarihleri arasında aylık 600.000.000 tavan ücretle,
01/04/2000-31/07/2000 tarihleri arasında aylık 450.000.000 tavan ücretle,
01/01/2000-31/03/2000 tarihleri arasında aylık 360.000.000 tavan ücretle,
01/07/1999-31/12/1999 tarihleri arasında aylık 182.100.000 tavan ücretle,
01/01/1999-30/06/1999 tarihleri arasında aylık 150.223.500 tavan ücretle,
01/10/1998-31/12/1998 tarihleri arasında aylık 114.273.750 tavan ücretle,
01/07/1998-30/09/1998 tarihleri arasında aylık 103.179.330 tavan ücretle,
01/01/1998-30/06/1998 tarihleri arasında aylık 82.964.100 tavan ücretle,
01/07/1997-31/12/1997 tarihleri arasında aylık 62.247.270 tavan ücretle,
01/03/1997-30/06/1997 tarihleri arasında aylık 44.371.290 tavan ücretle,
01/01/1997-28/02/1997 tarihleri arasında aylık 39.992.160 tavan ücretle,
01/08/1996-31/12/1996 tarihleri arasında aylık 29.207.700 tavan ücretle,
01/07/1996-31/07/1996 tarihleri arasında aylık 29.207.700 tavan ücretle,
01/12/1995-30/06/1996 tarihleri arasında aylık 17.166.960 tavan ücretle,
15/11/1995-30/11/1995 tarihleri arasında aylık 9.155.712 tavan ücretle,
01/11/1995-14/11/1995 tarihleri arasında aylık 3.801.588 tavan ücretle,
01/09/1995-31/10/1995 tarihleri arasında aylık 8.146.260 tavan ücretle,
01/04/1995-31/08/1995 tarihleri arasında aylık 8.146.260 tavan ücretle,
02/01/1995-31/03/1995 tarihleri arasında aylık 7.581.000 tavan ücretle,
çalıştığının tespitine ,...” karar verilmiştir.
IV-BAM KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, “...İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesi'nin 20/10/2020 tarihli, 2020/22 Esas - 2020/207 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı Kurum vekili ile davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasanın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine,...” karar verilmiştir.
V-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı Kurum vekili eksik araştırma ve inceleme sonucu verilen kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı işveren vekili davacının işyerinden yapılan bildirimlerinin karşılığı olan prime esas kazancının doğru olarak bildirildiğini kayıt dışı ödenen bir ücretinin olmadığının beyanla eksik araştırma ve inceleme sonucu verilen kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun; 288. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belirli bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belirli bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289. maddesinde, 288. madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292. maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200 ve 202. maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuştur.
Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10-480 Esas - 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 Esas - 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 Esas - 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 Esas - 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 Esas - 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.
Diğer taraftan davanın diğer yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun “Prime esas ücretler” başlığını taşıyan 77. maddesinin 1. fıkrası ile 5510 sayılı Kanunun “Prime esas kazançlar” başlığını taşıyan 80. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, 4/1(a) maddesi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançlarının hesabında; idare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamının esas alınacağı öngörülmüştür.
Buna göre, maddenin 1/(b) bendinde sayılan istisnalara girmemesi koşuluyla hizmet akdi karşılığı elde edilen gelirlerden sigorta primi kesilmesi asıldır. Anılan Kanunun 3. maddesinde ücret, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara saatlik, günlük, haftalık, aylık veya yıllık olarak para ile ödenen ve süreklilik niteliği taşıyan brüt tutar olarak tanımlanmış, 4857 sayılı İş Kanununun 32. maddesinde de genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tarif edilmiştir. 5510 sayılı Kanunun 80. maddesinin 1. fıkrasının (a)/(1) alt bendindeki “ücretler” kavramı içine asıl ücretle birlikte fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri gibi unsurlar da girmektedir. (3) numaralı alt bend gereğince, idare veya yargı makamları tarafından belirlenen ücretlerin prim hesabına esas alınabilmesi için bu tür kazançlara hak kazanmak yeterli olmamakta, işçilik alacaklarına ilişkin taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkta mahkemece verilen karar sonrasında işçiye (sigortalıya) ödeme yapılmış olması aranmakta, bu durumda, yargı kararı ile hak kazanılan ücret niteliğindeki kazançların primlerinin sigortalı payının infaz sırasında sigortalıya yapılan ödemeden düşülmesi işverenin Kuruma karşı prim yükümlülüğünü kaldırmadığı da dikkate alınmak suretiyle, ödemenin yapıldığı ayın prime esas kazanç matrahına dâhil edilmesi, hizmet akdi daha önceki bir tarihte sona erdiği takdirde ise yapılan ödemelerin çalışmanın geçtiği son ayın prime esas kazancında gözetilmesi gerekmektedir.
Mahkemece, prime esas kazancın tespitine yönelik eldeki davada; işçilik alacağı dosyası celp edilip, kesinlemiş ise ödenmesi koşuluyla, ödemenin yapıldığı ayın prime esas kazanç matrahına dahil edilmesi; hizmet akdinin daha önceki bir tarihte sona ermiş olması karşısında ise, yapılan ödemelerin çalışmanın geçtiği son ayın prime esas kazancında gözetilmesi gerektiği hususu dikkate alınmak suretiyle bir karar verilmelidir.
O hâlde, davalı Kurum ve davalı ... Kargo A.Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesine, 14.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.