16. Hukuk Dairesi 2016/11716 E. , 2019/7030 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ...Mahallesi çalışma alanında bulunan 178 parsel sayılı 25.000,00 (uygulama kadastrosu sonucunda 126 ada 6 parsel sayılı 25.224,50 metrekare yüzölçümlü olarak) metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, mütegayyip eşhastan metruken Hazineye intikal eden yerlerden olduğu belirtilerek Hazine adına tespit edilmiş; ... oğlu ...’ın itirazı kadastro komisyonu tarafından reddedilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin ve komisyon kararının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmaz, 1953 yılında yapılan kadastro sırasında Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın atalarından kalma yer olup, 150-200 yıldır eklemeli olarak zilyetliklerinde bulunduğunu, tespit sırasında taşınmazın babası ...’ın zilyetliğinde olduğunu, uzun yıllardır ise taşınmazın kendi tasarruf ve zilyetliği altında bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazın tespitinin iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davacı lehine iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek sureti ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki; davacıdan, çekişmeli taşınmazın murisinden kaldığını ileri sürmesine karşın hangi nedene dayalı olarak (taksim, satış, bağış vs.) adına tescil istediği sorulup saptanılmamış; taşınmazın tespit tarihi 1953 tarihi oldğundan zilyetlikle iktisap koşullarının bu tarihe göre belirlenmesi gerekli olup, dinlenen yerel bilirkişiler yaşları itibari ile bu tarihe kadar davacı lehine iktisap koşullarının oluşup oluşmadığını bilebilecek yaşta olmadıkları halde bu tarihten öncesini bilebilecek durumda mahalli bilirkişi bulunup bulunmadığı araştırılmamış; mahalli bilirkişi ve tanıkların taşınmazın ilk olarak ne zaman kulanılmaya başlandığı, ilk malikinin kim olduğu, zilyetliğin hangi tarihten beri, kim tarafından ve hangi hukuki nedene dayalı olarak ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü hususlarındaki soyut nitelikteki beyanlarına itibar edilmiş; mahalli bilirkişi beyanları ile kadastro komisyonuna beyanda bulunan yerel bilirkişilerin taşınmazın kimden kaldığı ve zilyedinin kim olduğu hususundaki beyanları çeliştiği halde bu çelişki üzerinde durulmamış; taşınmazın sınırında dere bulunduğu halde jeolog bilirkişiden rapor alınmamış; bir arazinin niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, tespitten öncesine ait hava fotoğrafı bulunup bulunmadığı araştırılmamış ve bulunması halinde getirtilip incelenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahkemece öncelikle, davacı tarafa babasından kaldığını ileri sürdüğü taşınmazın hangi nedenle adına tescilini talep ettiği hususu açıklattırılmalı; bundan sonra tespit tarihi olan 1953 yılından öncesine ait hava fotoğrafı bulunup bulunmadığı araştırılmalı; bulunması halinde getirtilerek dosya ikmal edilmeli; daha sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı (taşınmazın tespit tarihinden öncesini bilebilecek yaşta), tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, ziraat mühendisi ve jeoloji mühendisi bilirkişiler ile fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı; yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, zilyetliğin ilk olarak ne zaman başladığı, kimden kime kaldığı, taşınmazın kim tarafından, ne zamandan beri kullanıldığı, mütegayyip eşhastan intikal eden yerlerden olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında oluşacak çelişkiler ile yukarıda açıklanan çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmesine çalışılmalı; alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli; ziraat mühendisi bilirkişisinden, çekişmeli taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmaz öncesi itibariyle imar ve ihyaya konu edilecek yerlerden ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş; jeolog bilirkişisinden ise, çekişmeli taşınmazın aktif dere yatağında kalıp kalmadığı ve derenin taşkın etkisi altında bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; tespit tarihinden öncesine ait hava fotoğrafı bulunması halinde, hava fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, dava konusu taşınmazın hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli ve taşınmazın tespitten önceki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor alınmalı; belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.