16. Hukuk Dairesi 2016/11681 E. , 2019/7029 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında,... Mahallesi çalışma alanında bulunan temyize konu 1 parsel sayılı 30.375,00 (uygulama kadastrosu sonucunda 101 ada 9 parsel sayılı 31.392,73 metrekare yüzölçümlü olarak), 2 parsel sayılı 31.500,00 (uygulama kadastrosu sonucunda 101 ada 10 parsel sayılı 33.289,55 metrekare yüzölçümlü olarak), 5 parsel sayılı 11.250,00 (uygulama kadastrosu sonucunda 101 ada 13 parsel sayılı 11.746,09 metrekare yüzölçümlü olarak) ve 41 parsel sayılı 37.500,00 (uygulama kadastrosu sonucunda 101 ada 54 parsel sayılı 39.442,62 metrekare yüzölçümlü olarak) metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, mütegayyip eşhastan metruken Hazineye intikal eden yerlerden oldukları belirtilerek Hazine adına tespit edilmiş; çekişmeli taşınmazlardan 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara ... oğlu ...’ın, 5 parsel sayılı taşınmaza ... kızı ..."ın ve 41 parsel sayılı taşınmaza ise ... oğlu ...’ın itirazları kadastro komisyonu tarafından 04.09.2015 tarihinde reddedilmiştir. Davacı ... 1, 2, 5 ve 41 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak; davacı ... ise 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacıların davalarının kabulüne, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin ve komisyon kararlarının iptali ile 5 ve 41 parsel sayılı taşınmazlar ile 18.05.2016 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda 1 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen ve 2 parsel sayılı taşınmazın (D) harfi ile gösterilen bölümlerinin ... adına; 1 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile 2 parsel sayılı taşınmazın ise (C) harfi ile gösterilen kısımlarının ise ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazlar 1953 yılında yapılan kadastro surasında Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli 1, 2, 5 ve 41 parsel sayılı taşınmazların atalarından kalma yer olup 150-200 yıldır eklemeli olarak zilyetliklerinde bulunduğunu, tespit sırasında taşınmazın dedesi ...’ın zilyetliğinde olduğunu, uzun yıllardır ise taşınmazın kendi tasarruf ve zilyetliği altında bulunduğunu ileri sürerek taşınmazların tespitinin iptali ile adına tescili istemiyle; davacı ... ise çekişmeli 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların atalarından kalma yer olup 150-200 yıldır eklemeli olarak zilyetliklerinde bulunduğunu, tespit sırasında taşınmazın dedesinin zilyetliğinde olduğunu, uzun yıllardır ise taşınmazın kendi tasarruf ve zilyetliği altında bulunduğunu ileri sürerek taşınmazların tespitinin iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davacılar lehine iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek sureti ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki; davacılardan, çekişmeli taşınmazların murislerinden kaldığını ileri sürmelerine karşın hangi nedene dayalı olarak (taksim, satış, bağış vs.) adlarına tescil istedikleri sorulup saptanılmamış, taşınmazların tespit tarihi 1953 tarihi olduğundan zilyetlikle iktisap koşullarının bu tarihe göre belirlenmesi gerektiği ve dinlenen yerel bilirkişiler, yaşları itibari ile bu tarihe kadar davacı lehine iktisap koşullarının oluşup oluşmadığını bilebilecek durumda olmadıkları halde bu tarihten öncesini bilebilecek yaşta mahalli bilirkişi bulunup bulunmadığı araştırılmamış, mahalli bilirkişi ve tanıkların taşınmazın ilk olarak ne zaman kulanılmaya başlandığı, ilk malikinin kim olduğu, zilyetliğin hangi tarihten beri, kim tarafından, hangi hukuki nedene dayalı olarak ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü hususlarındaki soyut nitelikteki beyanlarına itibar edilmiş, taşınmazlardan 1 ve 2 parsellerin sınırında mera bulunduğu halde yöntemince mera araştırması yapılmamış, bu kapsamda taşınmazın bulunduğu yörede mera tahsisi bulunup bulunmadığı ilgili mercilerden sorulup saptanılmamış, komşu köy bilirkişilerinin taşınmazların öncesi hakkında bilgileri bulunmadığı halde başka bilirkişi beyanına başvurulmamış, bir arazinin niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde tespitten öncesine ait hava fotoğrafı bulunup bulunmadığı araştırılmamış, bulunması halinde getirtilip incelenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahkemece öncelikle, davacı tarafa murislerinden kaldığını ileri sürdükleri taşınmazların hangi nedenle adlarına tescilini talep ettikleri hususu açıklattırılmalı, bundan sonra varsa mera tahsis kararı, ekleri ve haritaları getirtilmeli, tespit tarihi olan 1953 yılından öncesine ait hava fotoğrafı bulunup bulunmadığı araştırılmalı, bulunması halinde getirtilerek dosya ikmal edilmeli, daha sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı (taşınmazın tespit tarihinden öncesini bilebilecek yaşta), tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek aynı köy ve komşu köyler halkından ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, ziraat mühendisi bilirkişisi ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamları belirlenmeli; yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, üzerlerindeki zilyetliğin ilk olarak ne zaman başladığı, kimden kime kaldıkları, taşınmazların kim tarafından, ne zamandan beri kullanıldıkları, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadıkları, mütegayyip eşhastan intikal edip etmedikleri hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında oluşacak çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmesine çalışılmalı; alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli; ziraat mühendisi bilirkişisinden, çekişmeli taşınmazların önceki ve mevcut niteliklerini, kamu orta malı niteliğinde mera olup olmadıklarını, zirai durumlarını, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmazların üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazlar önceleri itibariyle imar ve ihyaya konu edilecek yerlerden ise imar-ihyaya konu olmaya başladıkları ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi ve çekişmeli 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar ile komşu mera parseli arasında doğal ya da yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını bildirir, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; tespit tarihinden öncesine ait hava fotoğrafı bulunması halinde hava fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, dava konusu taşınmazların hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli ve taşınmazların tespitten önceki niteliklerinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor alınmalı; belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.