19. Hukuk Dairesi 2015/8863 E. , 2016/206 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili ,davalı ..."nin müvekkilinin isim ve imzasının bulunmadığı genel kredi sözleşmesine dayalı olarak yaptığı icra takibinin kesinleştiğini, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takip yaptığını belirterek, müvekkilinin, davalıya borcunun olmadığının tespitine ve davalı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, dava dışı asıl borçlu ... ile ... arasındaki 16/05/2006 tarihli 30.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesini davacı ..."ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine ihtarname keşide edilip, ardından asıl borçlu ve kefil aleyhine ilamsız haciz yolu ile takip yapıldığını, ... "den kullanılan bir kredi ve davacının kefalet imzası mevcut iken böyle bir borcunun olmadığına yönelik beyanın kabulünün mümkün olmadığını savunarak davanın reddine, davacı aleyhine %40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davacı tarafından davalı ... aleyhine açılan davanın daha sonra temlik edilmesi nedeni ile bu şirket hakkında açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, temlik alan ... adına açılan davanın, davacının takip dayanağı sözleşmede isim ve imzasının bulunduğu ve bilirkişi raporuna göre, davacının 9.746,00 TL borçlu olduğu tespit edildiğinden, davanın kısmen kabulü ve kısmen reddine, davacının 179,79 TL üzerinden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava dışı ..."ın ... ile imzaladığı 16.05.2006 tarihli sözleşmede kefaletinin bulunduğunu ,bunun dışında başka kefaletinin bulunmadığını belirtmiş, menfi tespit isteminde bulunmuştur.Banka icra dosyasında 26.11.2009 tarihli kredi sözleşmesine dayanarak alacak talebinde bulunmuştur. Davacı kefilin, kefaleti bulunmayan sözleşmeden sorumluluğu olmayacaktır.Mahkemece bankacılık konusunda uzman bir bilirkişiye banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak, icra takibinde dayanılan 26.09.2009 tarihli sözleşmede davacının kefil sıfatı ile imzasının bulunup bulunmadığı tespit edilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken , bilirkişi raporuna göre eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış,mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.