Esas No: 1989/203
Karar No: 1989/3602
Karar Tarihi: 16.10.1989
Danıştay 4. Daire 1989/203 Esas 1989/3602 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararı, vergi dairesinde mükellefiyet kaydı olan fakat hiçbir faaliyette bulunmayan bir yükümlü adına hayat standardı esasına göre yapılan tarhiyatta yasaya aykırılık görülmediği sonucuna varmıştır. Yükümlünün sadece beyannamesini boş olarak ihtirazi kayıtla vermesi, faaliyette bulunmadığının bir kanıtı olarak kabul edilememiştir. Ayrıca yükümlünün, itiraz nedeni olarak borcu olmadığını ileri sürmesi mümkün değildir çünkü borcun varlığı veya yokluğu ile ilgili değildir. Madde metninde belirtilen hayat standardı göstergelerine göre tarhiyat yapılabilmesi için yükümlülerin ticari, zirai veya mesleki faaliyetlere sahip olmaları veya beyan etmeleri gerekmektedir. Kanun maddesi başlıkları ve numaraları ise şöyledir: 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, 2772 sayılı Kanunun 15. maddesi, mükerrer 116. madde, 31. madde ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un 58. maddesi.
Daire : DÖRDÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1989
Karar No : 3602
Esas Yılı : 1989
Esas No : 203
Karar Tarihi : 16/10/989
VERGİ DAİRESİNDE MÜKELLEFİYET KAYDI BULUNAN VE YIL İÇİNDE HİÇBİR FAALİYETTE BULUNMADIĞINDAN BAHİSLE YILLIK GELİR VERGİSİ BEYANNAMESİNİ FAALİYETSİZİM ŞERHİ İLE VEREN ANCAK BUNU GEÇERLİ BELGELERLE KANITLAYAMAYAN YÜKÜMLÜ ADINA HAYAT STANDARDI ESASINA GÖRE YAPILAN TARHİYATTA YASAYA AYKIRILIK GÖRÜLMEDİĞİ HK.
Uyuşmazlığın esasını, vergi dairesinde mükellefiyet kaydı bulunmakla birlikte yıl içinde hiçbir faaliyette bulunmadığından yıllık gelir vergisi beyannamesini faaliyetsizim şerhiyle veren yükümlü adına hayat standardı esasına göre tarhiyat yapılıp yapılmıyacağı hususu oluşturmaktadır.
Hayat standardı esası gerçek usulde gelir vergisine tabi ticari, zirai ve mesleki kazanç sahiplerine uygulanmak üzere 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa 2772 sayılı Kanunun 15.maddesiyle eklenen mükerrer 116.madde ile vergi sistemimine giren bir vergi güvenlik müessesesi olup, yükümlülerin sahibi bulundukları bazı servet unsurları dolayısıyla yaptıkları giderler ve sürdürdükleri hayat düzeyini gösteren belirtilerden hareketle, gelirlerinin belli tutarlardan aşağı olamıyacağı düşüncesine dayanan bir çeşit asgari vergilendirmeyi amaçlayan ve gelirin gerçekliği ilkesine istisna getiren bir vergileme aracıdır.Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 116.maddesinin 1.fıkrasında, gerçek
usulde gelir vergisine tabi ticari, zirai ve mesleki kazanç sahiplerinin beyan ettikleri gelirin (zarar beyanı dahil) maddede belirtilen asgari tutarlara madde devamında belirtilen hayat standardı göstergelerine göre belirlenen ilavelerin yapılmasıyla bulunan tutardan düşük olması halinde, bu şekilde saptanan tutardan 31.maddedeki indirimler yapıldıktan sonra kalan miktarın vergi tarhına esas alınacağı belirtilmiş ve 5.fıkrasında, yıl içinde işe başlayan veya işi bırakan mükellefler için faaliyette bulunulan sürelerin gözönünde tutulacağına değinilmiş,7.fıkrasında ise, bu maddeye göre yapılacak tarhiyata itirazın, tahakkuk eden verginin tahsilini durduramayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Madde metninin incelenmesinden, bu esasa göre tarhiyat yapılabilmesi için yükümlülerin ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri sonucunda bir gelir beyanında bulunmaları veya zarar ettiklerini beyan ettiklerini bildirmiş olmaları gerekmektedir.
Olayda kamyon işletmeciliği yapan yükümlünün ihtilaflı yılda, kamyonu takoza çektiği, işine ara verdiği veya rahatsızlığı nedeniyle faaliyette bulunmadığı hususunu somut bir belge ile kanıtlıyamamıştır. Sadece ilgili yıl beyannamesini boş olarak ihtirazi kayıtla "faaliyetsizim"şerhi ile vermiş olması yıl içinde faaliyette bulunmadığının göstergesi kabul edilemez.
Hal böyle olunca hiç bir faaliyette bulunmadığını kanıtlıyamayan yükümlü adına hayat standardı esasına göre yapılan tarhiyatta yasaya aykırılık görülmemiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 58.maddesinin 1.fıkrasında, kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin böyle bir borcu olmadığı, kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığını ileri sürerek itirazda bulunabileceği hükmüne yer verilmiştir.
Yasada sınırlı olarak sayılan bu itiraz nedenlerinden "borcun bulunmaması" borcun ya hiç doğmamış olması yahut da ödenerek veya başka bir sebeple ortadan kalkmış bulunmasını ifade etmektedir.Bu durumda yukarıda açıklandığı üzere yıl içinde hiç bir faaliyette bulunmadığını tevsik edemeyen yükümlü adına yapılan tarhiyata ilişkin olarak ileri sürdüğü hususların 6183 sayılı Kanunun 58.maddesinde ileri sürülen "böyle bir borcu olmadığı" iddiasını içermediğinden bu iddiasını ispat ettiği kabul edilemez.
Yükümlünün; temyiz dilekçesinde emsal olarak gösterdiği Danıştay 4.Daire Kararında; "İnşaatın mühürlendiği S.S.K. … Şube Müdürlüğü ile … Belediyesinden alınan belgelerle faaliyette bulunulmadığı ispat edilmiştir."
Bu karar subjektif nitelikte olup, hayat standardı esasına ilişkin uyuşmazlıkların tümü için genelleştirilmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle vergi dairesi temyiz isteminin kabulüyle Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına ödeme emrinin onanmasına karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.