Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/1396 Esas 2018/5257 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1396
Karar No: 2018/5257
Karar Tarihi: 13.11.2018

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/1396 Esas 2018/5257 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı ve davalı arasında yapılan Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi'ne göre inşaat tamamlanmış ve arsa sahiplerine düşen daireler teslim edilmiştir. Ancak davacı müvekkilinin sözleşmeye göre kendisine düşen 21 nolu dükkan tapusu diğer tüm arsa sahipleri tarafından verilmesine rağmen davalı tarafından verilmemiştir. Bu nedenle davacı tarafından tapunun iptali ve adına tescili talep edilen dava açılmıştır. Mahkeme yapmış olduğu incelemeler sonucunda davacı yüklenici payının 428/3500 olduğunu ve hissenin değerinin ise 11.446 TL değerinde olduğunu belirterek davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Davacı vekili tarafından yapılan temyiz itirazları ise reddedilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri açıklanmamıştır.
23. Hukuk Dairesi         2016/1396 E.  ,  2018/5257 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davacı ile davalının da içinde bulunduğu arsa sahipleri arasında 15.03.2011 tarihli düzenleme şeklinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin sözleşmeye göre inşaatı tamamlayıp bitirdiğini, arsa sahiplerine düşen dairelerin teslimin yapıldığını, 1. Bodrum katta bulunan ve sözleşmeye göre müvekkiline düşen 21. Nolu dükkanın tapusunun diğer tüm arsa sahipleri tarafından verilmesine rağmen davalı tarafından verilmediğini, ihtarname keşide edilmesine rağmen ihtarname gereğinin yerine getirilmemesi nedeni ile dava açmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek 21 nolu bağımsız bölümünün davalı hissesinin tapusunun iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davalının da içinde bulunduğu 5 hissedar ile davacının 15.03.2011 tarihli sözleşme yaptığını, daha sonra davacının 6. hissedar olan ... ile 28.03.2011 tarihli ikinci bir sözleşme imzalandığını, davalının, müteahitin kendisi ile yaptığı sözleşmede zemin üstü 3 kat ve bodrum katta kapalı garaj olacağı sözüne güvenerek imzaladığını, kendisine imza ettirilen sözleşme eki krokide dükkan bulunmadığını, halbuki kendisinden 1 hafta sonra Murat Gökbaş ile yapılan sözleşmede " Bodrum katta çıkacak bir adet 100 m² dükkan müteahhit ..."e ait olacaktır. Bunlar dışında çıkabilecek tüm bağımsız bölümler %40 arsa sahiplerine ait olacaktır." hükmünün bulunduğunu, müteahitin dükkan çıkacağını bilmesine rağmen 71 yaşında olan ve inşaat ve sözleşme konularında bilgisi olmayan müvekkilini kandırdığını, müteahhitin imar izin veriyor diye sözleşme dışına çıkma hakkının bulunmadığın, sözleşmenin dışına çıkarak kapalı garaj yapmaması ve sözleşmeden fazla miktarda bağımsız bölüm çıkartması nedeni ile ferağ vermediğini, dükkanın 100 m²"den fazla olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece iddia,savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile yapılan sözleşmede paylaşıma esas alınan basit krokide 5 kat ve 20 daire görülmesine rağmen, mimari projeye uygun olarak yapılan inşaatta 2 bodrum, bir zemin ve üstü 3 kat olmak üzere 5 kata 20 daire ve toplam 100 m² dükkan olduğu, her ne kadar davalının imzaladığı sözleşmede arsa sahiplerine düşen daireler tek tek sayıldıktan sonra geriye kalan tüm bağımsız bölümler müteahhite aittir hükmü kabul edilmiş ise de sözleşme eki basit krokide bina 1. Bodrum bir zemin üstü 3 kat olmak üzere 5 kat iken, fiiliyatta yapılan bina 6 kat olduğu ve sözleşmede fazla çıkan katlar ile ilgili nasıl bir yol izleneceği belirtilmediği, arsa sahibinin açıkça bir ibrası olmadığından paylaşımın sözleşmede esas alınan orana göre yapılması gerektiği, davacı yüklenici payının 428/3500 olduğu ve hissenin değeri ise 11.446 TL değerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.