21. Hukuk Dairesi 2017/2805 E. , 2018/8208 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 227.662,79-TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin reddine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davalı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 13/11/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Av.... ile davacı ... ve vekilleri Av. ..., Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı asıl ve avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar verildi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle, temyiz kapsamı ve nedenlerine göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava 13/10/2002 tarihinde meydana gelen trafik iş kazası sonucu % 20,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacı lehine 227.662,79 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen 05.11.2013 tarihli ilk kararın davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 04/02/2015 tarih ve 2014/13652 Esas, 2015/2175 Karar sayılı ilamıyla davalı işveren tarafından kaza tarihinden sonra yapılan 1.000,00-TL’lik ödemenin maddi ve manevi tazminatlar arasında eşit olarak bölüştürülerek, 500,00TL’sının maddi tazminata ve 500,00-TL’sinin da manevi tazminata karşılık alındığının kabulü ile manevi zarara karşılık yapılan ödemenin kabul edilmesi nedeniyle ibraname verildiği gözetilerek manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi, davacının ... Sendikası tarafından bildirilen ve asgari ücretin 4 katı düzeyinde ki ücretle çalıştığının kabulünün hatalı olduğu dikkate alınarak, davacı işçinin tecrübeli bir ses teknisyeni olduğu ve bu nitelikteki bir işçinin asgari ücretle çalışmayacağı kabul edilerek, ilgili meslek kuruluşundan, benzer işyerlerinde çalışan ve emsal işi yapanların ücretlerini araştırılmak suretiyle işçinin gerçek ücretini belirlemek, belirlenen bu gerçek ücretle sigortalının maddi tazminatını yeniden hesaplatmak, hesaplanan bu zarardan Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin rücu edilebilecek kısmını indirmek, usulü kazanılmış haklar gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi yönünden kararın bozulduğu anlaşılmıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde manevi tazminatın reddine karar verilmesi ve davacının ücretin belirlenmesi yönündeki tespit yerinde ise de; usulü kazanılmış hak noktasındaki varılan sonucun hatalı olduğu anlaşılmaktadır.
Usulü kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Usulü kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Somut olayda; bozmadan önce dosya kapsamına giren 20/05/2013 tarihli hesap raporunda davacının asgari ücretin 4 katı düzeyinde kazancı olduğu dikkate alınarak yapılan hesaba göre davacının maddi tazminat alacağının 227.662,79 TL olarak belirlendiği, davacı vekilinin maddi tazminat istemini bu miktara ıslah ettiği, mahkemece verilen 05/11/2013 tarihli ilk kararda bu miktara hükmedildiği, kararın davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin yukarıda işaret olunan bozma kararına göre tespit edilen ücret katının hatalı olması sebebiyle bozulduğu, bozmadan sonra yapılan yargılamaya göre davacının ücretinin, asgari ücretin 3,39 katı düzeyinde olduğunun tespit edildiği açıktır. Önceki karara esas alınan 20/05/2013 tarihli hesap raporundaki veriler yönünden davalı lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu, iş bu hesap raporundaki ücret katının 3,39 kat olarak alınmak suretiyle yapılacak hesabın hükme eas alması gerekirken; bozmadan sonra dosya kapsamına giren 01/11/2016 tarihli hesap raporu dikkate alınmak ancak maddi tazminat miktarı itibariyle usulü kazanılmış hakkın oluştuğu kabul edilerek önceki karardaki miktarla aynı miktarda maddi tazminata karar verilmesi hatalı olmuştur.
O halde mahkemece yapılacak iş, bozmadan önce hesap bilirkişiden alınan 05/11/2013 tarihli hesap raporundaki veriler yönünden davalı lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınarak bu hesap raporundaki ücretin asgari ücretin 3,39 katı olduğu gözetilerek hesaplanacak maddi tazminatı hükme esas almaktan ibarettir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, davalı yararına takdir edilen 1.630.00 TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, 13/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi