11. Hukuk Dairesi 2016/5994 E. , 2018/1027 K.
"İçtihat Metni"...
Taraflar arasında görülen davada... bozmaya uyularak verilen 25/02/2016 tarih ve 2009/1034-2016/150 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı karşı davalı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %30 hissesine sahip olduğunu, diğer ortakların müvekkilinin şirket nezdindeki hak ve alacakları ile kâr payını vermediklerini, şirket içerisinde anlaşmazlıkların olduğunu, zaman içinde meydana gelen nahoş olayların etkisiyle artarak devam ettiğini ileri sürerek TTK"nin 551/2. vd. maddeleri gereğince müvekkilinin haklı nedenlerle şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesine, tasfiye işleminin davacı hissesinin diğer hissedarlar tarafından reel değeri karşılığında satın alınması, TTK"nin 551/4-son maddesine göre esas sermayeyi aşan şirket malvarlığından ödenmesi ya da bu mümkün olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesi şeklinde yapılmasına, tasfiye sonucu ortaya çıkacak alacağın ihtar tarihinden itibaren banka reeskont oranında faiziyle tahsiline, son beş yılın reel kârından davacı hissesine düşen kısmın talebi konusundaki hakkın saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir. Karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı karşı davacı vekili, davacının hak ve alacakları ile kâr payını almadığı yolundaki iddiaların asılsız olduğunu, tutum ve davranışlarıyla ortaklık ilişkisinin devamını çekilmez hale getirdiğini, şirketin iştigal konusunda faaliyet gösteren başka bir şirket kurduğunu, bu nedenle ortaklıktan çıkmasını haklı kılacak nedenler olmamakla birlikte ortaklıktan çıkarılmasını gerektiren nedenler bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Karşı davada davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece uyulan Dairemiz Bozma ilamı, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, hükmün davalı tarafın gayrimenkullerin değerinin fahiş olduğuna dair itirazların karşılanması için ek rapor alınması yönünde bozulduğu, bozma ilamı doğrultusunda düzenlenen raporlarla davacının talep edebileceği ayrılma payı miktarının 108.533,25 TL olduğu, taraflar arasında 23/01/2009 tarihli protokol düzenlendiği, bu protokol gereği davalının davacıya ortaklık payı nedeniyle taksitler halinde ödemelerin devam ettiği, bu ödemelerin icrada nazara alınabileceği, çıkma izni istemi ve karşı davanın kesinleşmiş olduğu, bu nedenle bu istemler hakkında tekrar karar verilmesine yer olmadığı gerekçesiyle tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere 108.533,25 TL ayrılma payının en yüksek banka reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
.../...
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-karşı davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı-karşı davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 5.595,81 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 13/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....