Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2022/1796
Karar No: 2022/2054
Karar Tarihi: 24.03.2022

Danıştay 8. Daire 2022/1796 Esas 2022/2054 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2022/1796 E.  ,  2022/2054 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2022/1796
    Karar No : 2022/2054

    DAVACI : 1- ...
    2- ...

    DAVALILAR : 1- ...Bakanlığı
    2- ...Birliği
    VEKİLİ : Av. ...

    DAVANIN ÖZETİ : Noter olan davacılar tarafından, Adalet Bakanlığı'nca 11.07.2015 tarih ve 29413 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 01.03.2016 tarihinden itibaren yürürlüğe giren "Noterlik İşlemlerinin Elektronik Ortamda Yapılması Hakkında Yönetmeliğin "İşlemlerin elektronik ortamda kaybedilmesi ve saklanması" başlıklı 9. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "Birinci fıkra kapsamında kalmayan diğer noterlik işlemlerinde ise işleme ait belgenin imzaya açılan son hali noter tarafından güvenli elektronik imza ile imzalanarak TNBBS'ye kaydedilir. Belgenin ilgililerce imzalı hali ise Noterlik Daireleri Arşiv Hizmetleri Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre saklanır." hükmü ile "İşlemlerin elektronik ortamda paylaşılması" başlıklı 10. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "El ürünü imza ile hazırlanıp güvenli elektronik imza ile TNBBS'ye kaydedilen işlemlere ilişkin bilgiler gerektiğinde noterler ile diğer kişi ve kurumlarla paylaşılabilir." şeklindeki düzenlemenin iptali ve yürütmenin durdurulması istemi ile Noterlik Kanunu'nun "Elektronik işlemler" başlıklı 198/A maddesi hükümlerinin Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
    DAVALI İDARELERİN SAVUNMALARI
    Adalet Bakanlığının Savunmasının Özeti : Noterlik işlemlerinin elektronik ortamda yapılması ve noter huzurunda yapılan işlemlerin elektronik ortamda kaydedilmesinin; arşivleme, belgeye sonradan erişim, belgeden örnek çıkarma ve belgenin dolaşım kolaylığı gibi faydaları da beraberinde getireceği, günümüzde bir çok kurumun bu faydaları teminen benzer sistemler oluşturduğu ve sunduğu hizmetleri bu sistemler aracılığıyla verdiği, Yönetmeliğin 10. maddesinin 2. Fıkrasının Noterlik Kanunu'nun 55. maddesinin açıklaması mahiyetinde olduğu, maddede kaydedilen işlemlere ilişkin bilgilerin gerektiğinde noterler ile diğer kişi ve kurumlarla paylaşılabileceğinin ifade edildiği, Noterler Birliği tarafından yayımlanan 03/10/2003 tarihli Sahteciliğin Önlenmesine Dair Önlemler hakkındaki ve yine 02/03/2016 tarihli Hukuki İşlem Yapma Ehliyetine İlişkin Doktor Raporları hakkındaki Genelgelerde de (ki noterliklerden teyit alınmasına ilişkin daha bir çok genelgenin bulunduğu) söz edildiği üzere uygulamada işlem güvenliği ve kişilerin mağduriyetlerinin önlenmesi amacı ile noterler arasında yapmakta oldukları işlem ile ilgili evrakın sıhhati bakımından karşılıklı teyit alındığı, Yönetmeliğin 10. maddesinin 2. fıkrasının; Noterlik Kanunu'nun 55. maddesine aykırılık teşkil etmediği, dava konusu düzenleme ile üst hukuk normunun genişletilmesi ve belirsizlik yaratılması gibi bir durumun mevcut olmadığı, Noterlik Kanunu'nun 55. ve 95. maddelerinde noterlerin ellerindeki evraklara ilişkin olarak hangi hallerde hangi bilgilerin paylaşılacağının sınırlarının ve yönteminin açıkça belirlendiği, Yönetmeliğin ilgili maddesinin uygulamada karşılaşılan tereddütleri gidermek, işlemlerin hızlı ve güvenli bir şekilde yapılmasını temin etmek, işlem güvenliğinin sağlanarak vatandaşların mağduriyetlerinin önlenmesi amacı ile getirilmiş olduğu, ilgili düzenlemede geçen ifadelerin ise kanun metninde yer verilen şekliyle anlaşılması gerektiği ileri sürülmektedir.
    Noterler Birliğinin Savunmasının Özeti: Her iki Yönetmelik hükmünün Anayasa'ya ve Kanun'a aykırılık teşkil etmediği, Anayasa'nın 20. maddesinde düzenlenen “özel hayatın gizliliği” başta olmak üzere temel hak ve özgürlükler ile kişisel hakların korunmasına dair ilkeleri ihlal etmediği, dava konusu edilen Yönetmelik hükümlerinin, Noterlik Kanunu'nun 198/A maddesi ile aynı doğrultuda olduğu, bununla birlikte, Yönetmeliğin 10. maddesinin birinci fıkrasında işlemlere ilişkin bilgi ve belgelerin paylaşılabileceği, ikinci fıkrasında ise işlemlere ilişkin bilgilerin paylaşılabileceğinin düzenlendiği, Kanun'un 55. maddesinin, noterlikteki evrak ve defterlerin gizliliği ile ilgili olduğu, noterlikte yapılan işlemlere dair belge/evrak/defterlerin değil, işlemlere ilişkin bilgilerin paylaşılmasına yönelik düzenleme getiren dava konusu Yönetmeliğin 10. maddesinin 2. fıkrası açısından Noterlik Kanunu'nun 55. maddesine aykırılık bulunmadığı, noterlik işlemlerine dair bilgi paylaşımı yapılacak kişi ve kurumlar ile paylaşıma konu edilecek olan bilgilerin Adalet Bakanlığının denetimi altında yapılabileceği ileri sürülmektedir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...

    DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 4. fıkrası uyarınca Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı doğrultusunda davanın süre nedeniyle reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince; Dairemizin 17/12/2020 günlü, E:2016/2475, K:2020/5786 sayılı kısmen iptal kısmen ret kararı, iptal edilen hüküm yönünden davalı taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 01/12/20121 günlü, E:2021/1728, K:2021/2705 sayılı kararıyla bozulmuş, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine göre Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması halinde ısrar hakkı tanınmadığından, bozma kararına uyularak Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    Anayasaya Aykırılık İddiasının İncelenmesi
    Davacının Anayasaya aykırılık iddiası, dairemizin 20/10/2016 tarihli yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin kararda tartışılmış olup çoğunluk oylarıyla ciddi görülmeyerek işin esasına geçilmiştir.

    HUKUKİ SÜREÇ :
    11/07/2015 tarih ve 29413 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Noterlik İşlemlerinin Elektronik Ortamda Yapılması Hakkında Yönetmeliğin 18. maddesinde, bu Yönetmeliğin 01/03/2016 tarihinde yürürlüğe gireceği kuralına yer verilmiştir.
    Noter olan davacılar tarafından da, anılan Yönetmeliğin "İşlemlerin elektronik ortamda kaydedilmesi ve saklanması" başlıklı 9. maddesinin 2. fıkrası ile "İşlemlerin elektronik ortamda paylaşılması" başlıklı 10. maddesinin 2. fıkrasının iptali ve Noterlik Kanunu'nun "Elektronik işlemler" başlıklı 198/A maddesi hükümlerinin Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi istemiyle 01/03/2016 tarihinde temyizen incelenen dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT :
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinde;
    "1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.
    2. Bu süreler;
    a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,
    b) Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda: Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği tarihi izleyen günden başlar.
    3. Adresleri belli olmayanlara özel kanunlarındaki hükümlere göre ilan yoluyla bildirim yapılan hallerde, özel kanununda aksine bir hüküm bulunmadıkça süre, son ilan tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün sonra işlemeye başlar.
    4. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz." hükmü yer almaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel yasalarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, aynı maddenin dördüncü fıkrasında, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem ya da her ikisine karşı dava açabilecekleri belirtilmiştir.
    Buna göre, ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayan dava açma süresi içerisinde idari davaya konu edilmeyen düzenleyici işlemlerin, bu tarihten sonra davaya konu edilebilmeleri için, ilgili hakkında uygulama işlemi yapılmış olması, bireysel işlemin ise birlikte dava konusu yapıldığı düzenleyici işlemin uygulanması niteliğinde bulunması gerekmektedir.
    Diğer taraftan, anılan maddede sözü edilen "uygulama işlemi" kavramı, kural koyucu nitelikteki düzenleyici işlemlere dayanılarak ilgililer hakkında tesis edilen ve onların menfaatlerinin ihlal edilmesi sonucunu doğuran, başka bir ifadeyle hukuksal durumlarında değişiklik yaratan bireysel nitelikteki işlemleri ifade etmektedir.
    Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerden, noter olan davacılar hakkında dava konusu düzenleyici işlem nedeniyle tesis edilen herhangi bir uygulama işleminin bulunmadığı anlaşılmış olup, ortada uygulama işlemi mevcut olmadığı halde, düzenleyici işlemin yürürlük tarihinin ilan tarihinden sonraki bir tarih olarak belirlenmesi nedeniyle yürürlük tarihi esas alınarak işlemin iptal davasına konu edebileceğinin kabulünün, kamu düzeninden sayılan dava açma süresinin gözardı edilmesi sonucunu doğuracağı açıktır.
    Uyuşmazlık bu çerçevede değerlendirildiğinde, 11/07/2015 tarih ve 29413 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Noterlik İşlemlerinin Elektronik Ortamda Yapılması Hakkında Yönetmeliğe karşı 2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinde öngörülen süre içinde, en son 09/09/2015 tarihinde dava açılması gerekirken, 01/03/2016 tarihinde açılan davanın, süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davanın süre aşımı nedeniyle reddine
    2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, temyiz aşamasında davalı idarelerin yaptığı ...-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalı idarelere verilmesine,
    3. Dava sonuç itibariyle ret ile sonuçlanmış olduğundan ve Dairemizce ilk aşamada davalı idareler lehine vekalet ücretine hükmedildiğinden yeniden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
    4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde taraflara iadesine,
    5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 24/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi