13. Hukuk Dairesi 2017/1013 E. , 2018/12510 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat... ve davalı vekili avukat ... ile Temlik ... vekili avukat ..."ün gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, mali desteğe ihtiyaç duyduğu bir zamanda, davalının bu parayı verebileceğine ve maddi gücünün iyi olduğuna kendisini inandırarak 500.000 USD aldığını belirten yazı getirmesi halinde bu parayı vereceğini söylemesi üzerine 15.03.2013 tarihli belgenin davalıya verildiğini, ancak paranın kendisine verilmediğini ve belgenin de iade edilmediğini, davalı tarafın ihtar gönderilerek söz konusu belge nedeniyle icra takibi başlatılacağı bildirdiğini ve akabinde de ilamsız icra takibi başlattığını, davalı tarafından kandırılmak ve hataya düşürülmek sureti ile hileli davranışlarla icra takibine konu belgenin düzenlendiğini, davalının böyle bir paraya verecek gücü olmadığını, borca batık olduğunu ileri sürerek, borçlu olmadığının tespiti ile, ... 1. icra müd. 2014/14323 esas sayılı takipin iptaline, kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, icra takibine konu belgede, davacının kendi el yazısı ve imzası ile senede konu miktarı elden nakit olarak borç aldığını açıkca yazılmış olduğunu, hata ve hileye ilgili bir yıllık hak düşürüce sürelerin geçtiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemce, davanın reddine, asıl alacak 1.081.400,00 TL"nin %20"si oranında tazminatın İİK 72 maddesi uyarınca davacı taraftan alınarak davalı tarafa ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı, temlik eden ... ...tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, 15.03.2013 tarihli belgeye dayanılarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Dava devam ederken 23.07.2014 tarihli temlikname ile davaya konu alacağın kendisine temlik edilmesi nedeniyle ... feri müdahil olarak davaya katılmak istemiş, mahkemece temlik geçerli kabul edilmek suretiyle temlik tarihinden sonra temlik edenin davada davalı sıfatı kalmayacağından dosyanın davalısının ... olduğu kabul edilerek yargılama devam olunmuştur. Mahkemece, "Davalı ... ...tarafından alacağın 23/07/2014 tarihinde ..."a temliki sabit olup davanın açıldığı 10/11/2014 tarihi itabari ile ... ..."ye davalı olarak husumet düşmez ise de; temliknamenin 24/03/2015 tarihinde sunulması sebebi ile davacı tarafın daha önceden temlikten haberdar edildiği iddia ve ispat edilmediğinden senedin tarafına karşı dava açmasında davacı tarafın kusurunun bulunmadığı kanaatine varılarak HMK 124. maddesi kapsamında değerlendirilmiştir. Alacağı temlik alan ..."un davaya müdahele talebi ile taraf teşkili sağlandığından yargılamaya ..."un davalı sıfatı ile devam edilmiştir. "gerekçesiyle davalı taraf değiştirilmiştir. HMK 124. maddesinde" Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder." şeklinde düzenleme yer almaktadır. Her ne kadar mahkemece dava tarihi itibariyle davacı tarafın temlikten haberdar edilmemesi nedeniyle temlik alan ..."u davalı kabul edilerek yargılama devam oluşmuş ise de; HMK 124. maddesindeki düzenlemeye göre bir davada İradi taraf değişikliği ancak bunu isteyen tarafın mahkemeden talepte bulunması halinde mümkün olacaktır. Başka bir deyişle, mahkemenin kendiliğinden davanın taraflarını değiştirmesi veya taraf değişikliğinin mümkün olduğunu hatırlatması kanunen mümkün değildir. HMK’nın 124. maddesinde taraf değişikliği talebi karşı tarafın rızası veya mahkemenin izni şartlarına bağlanmıştır. Somut olayda davacı tarafın taraf değişikliğine ilişkin bir talebi olmadığı halde mahkemece davalı taraf değiştirilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. O halde mahkemece davacı tarafa bu konuda beyanda bulunması için süre verilerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken talep olmadığı halde davalı ... ..."nin taraf sıfatının kaldırılarak temlik alan ..."un davalı kabul edilmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazları ile davada taraf sıfatı mahkemece kaldırılan ... ..."nin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair, ... ..."nin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/12/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Mahkemenin özellikle dayandığı gerekçelerle davanın reddine dair verdiği hükmün doğru olduğu ve onanması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun hükmün bozulması yönündeki kararına katılamıyorum.12.01.2019
MUHALEFET ŞERHİ
Davacı ..., dava dilekçelerinde; mali desteğe ihtiyaç duyduğu bir zamanda davalı ... ...’nın kendisine belge karşılığı para verebileceğini söylemesi üzerine 500.000 USD para aldığına ilişkin 15.3.2013 tarihli imzalı belgeyi davalıya verdiğini, ancak sözleşme konusu paranın kendisine teslim edilmediğini, davalının hileli davranışlarla kendisini kandırdığını, kararlaştırılan paranın kendisine verilmediğini, hakkında icra takibi başlatıldığın belirterek icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti amacıyla eldeki davayı açmıştır.
Davalı taraf savunmalarında, icra takibine konu alacağın belgeye dayalı olduğunu, paranın davacıya verildiğinin yazılı belge ile sabit olduğunu, belgenin davacının kendi el yazısı ile yazıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı icra takibine konu alacağı 23.07.2014 tarihli adi yazılı temlikname ile ...’a temlik etmiştir.
Dava 10.11.2014 tarihinde açılmıştır. Davalı taraf 23.7.2014 tarihinde icra takibine konu alacağı temlik almıştır. Bu durumda şekli olarak davanın açıldığı tarih itibari ile davalı ... ...’ye husumet düşmez ise de, yapılan temlikin davacı tarafa bildirildiğine veya davacı tarafın alacağın temlik edildiğini bildiğine ilişkin dosyaya her hangi bir delil sunulmamıştır. Bu nedenle mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum. 14.01.2019