12. Hukuk Dairesi 2017/3928 E. , 2018/6194 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Mustafa Özbak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili icra mahkemesine başvurusunda, üçüncü kişi konumunda bulunan davalı vekilinin, 517.500,00-TL. alacağa ilişkin olarak İİK"nun 89/1. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı 05/06/2007 tarihli dilekçesi ile; müvekkilinin, toplamda 193,955,01-TL takip borçlusuna borcu olduğunu beyan ettiğini hatta söz konusu borca ilişkin vadelerin bildirildiğini, daha sonra müvekkili firma ile borçlu firma arasında 2009 Ekim ayında yapılan mutabakat görüşmesinde tesadüfen 27/06/2007 tarihinde 3.kişi tarafından borçlunun ... bankası Mecidiyeköy şubesinde bulunan hesabına 85,560,62 TL para yatırıldığının öğrenildiğini, bu meblağ ile ilgili olarak 05/06/2017 tarihli dilekçede bilgi verilmediğinden gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu ileri sürerek, İİK"nun 89/4. maddesi gereğince davalı şirket aleyhine tazminata hükmedilmesini, İİK.’nun 338/1. maddesi gereğince de davalı şirketin yetkilileri ile yöneticilerinin cezalandırılmasını talep ettiği, ... 1. İcra Ceza Mahkemesince, vekilin beyanından sorumlu tutulamayacağından sanıkların ayrı ayrı beraatlerine, tazminat davasının ise BK.’nun 60. maddesinde öngörülen 1 yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra açıldığından reddine karar verildiği, anılan kararın temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 10/04/2012 tarih ve 2011/8300 E.-2012/3341 K. sayılı ilamı ile; gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçuna yönelik olarak, şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği şeklindeki gerekçeyle kararın düzeltilerek onanmasına, tazminat isteminin haksız fiile dayalı olduğu, zaman aşımı süresinin hesabında ceza davası zaman aşımı süresinin dikkate alınması gerektiği (somut olayda davacı vekilince 3.şahıs ... Ticaret Merkezi A.Ş.’nin birinci haciz ihbarnamesi tebliğinden sonra ödeme yapıldığını 2009 Ekim ayında öğrendiklerini beyan etmelerine dosya içerisinde de daha önce öğrendiklerine ilişkin bilgi, belge bulunmamasına göre tazminat davasının süresi içerisinde açıldığı kabulünün gerektiği) şeklinde gerekçeyle kararın bozulduğu, davalı şirketin karar düzeltme isteminin reddedilmesi üzerine mahkemece, 04/06/2013 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verildiği ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda da davanın kabulü ile 85.650,62 TL "nin ödeme tarihi olan 27/06/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya ödenmesine karar verildiği görülmektedir.
Bilindiği üzere; borçlunun üçüncü kişi nezdindeki -bazı- alacakları üçüncü kişiye 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilmek suretiyle haczedilebilir.
İİK"nun 89/2. maddesi gereğince, üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.
İİK"nun 89/4.maddesine göre de, üçüncü şahsın haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz etmesi halinde, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338.maddenin 1.fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkûm edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder. Bu tazminat talebi ceza davasından ayrı olarak bağımsız bir dava konusu da yapılabilir (HGK"nun 24.06.1998 tarih ve 1998/8-537 E., 1998/540 K. sayılı kararı).
Buna göre; İİK"nun 89/4. maddesi uyarınca üçüncü kişi hakkında tazminat davası açılabilmesi için üçüncü kişiye İİK"nun 89/1. maddesi uyarınca birinci haciz ihbarnamesi gönderilmesi (buna itiraz edilmemesi halinde ikinci haciz ihbarnamesi gönderilmesi) ve yasal süre içerisinde üçüncü kişi tarafından haciz ihbarnamelerinden birine itiraz edilmiş olması zorunludur.
Somut olayda, 3. kişinin İİK.nun 89. madddesi uyarınca gönderilen ve 17/05/2007 tarihinde tebliğ edilen birinci haciz ihbarnamesine 05/06/2007 tarihinde vekili aracılığıyla, “..işbu yukarıda belirtilen firmanın nezdimizdeki iki ayrı hesabından doğan 193.955,01-YTL. Bedelli alacak vadelerine göre sayın müdürlüğünüz tarafından ilgili müzekkeresinde bildirilecek hesap numarasına yatırılacaktır. Borçlu şirketin nezdimizde bulunmayan işbu toplam alacak tutarını aşan borç bakiyesine itiraz etmekteyiz....” şeklinde beyanda bulunarak itiraz ettiği ancak yasal süre içerisinde itirazda bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, İİK.nun 89/4. maddesinde öngörülen tazminat davasının şartları oluşmadığından, mahkemece davanın reddi yerine işin esasının incelenerek davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Bununla birlikte; mahkemenin kabulüne göre, davacının tazminat talebinin davalı şirkete yönelik olması ve yargılamanın 89/4. maddesine dayalı tazminat yönünden devam ediyor olması gözden kaçırılarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinde yer verilen “Taleple bağlılık” ilkesine aykırılık oluşturacak şekilde davalı şirket yanında diğer davalılar aleyhine de hüküm kurulması (davalı şirket ile birlikte tazminat ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaları) doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca re"sen (BOZULMASINA), bozma nedenine göre davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.