Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/910
Karar No: 2021/1754
Karar Tarihi: 12.10.2021

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/910 Esas 2021/1754 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/910 E.  ,  2021/1754 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.03.2018 tarihinde verilen dilekçe ile sözleşmenin uyarlanması talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın reddine dair verilen 18.03.2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 12.10.2021 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı asil ... karşı taraftan davalı ... AŞ. vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.
    K A R A R
    Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA, 3.050,00TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 12/10/2021 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
    KARŞI OY
    Taraflar arasındaki dava; daha önce imzalanmış olan ve vefa hakkı tanınarak davacı tarafından davalıya devredilen taşınmazlar için, sözleşmede belirlenen 18 aylık sürenin uyarlama yolu ile yeniden 18 ay süre ile uzatılmasına ilişkindir.
    Gerek ilk derece mahkemesince ve gerekse istinaf tarafından yapılan değerlendirmelerde, TBK 138. maddesinde açıklanan şartların davacı lehine gerçekleşmediği açıklanarak talebin ve itirazın reddine karar verildiği açıktır.
    Taraflar arasındaki dosyada örneği bulanan sözleşmelerin noterde düzenlenmediği ve tapu kayıtları itibariyle vefa hakkının açık bir şekilde belirlenemediği; bu durumda vefa hakkının esasen kanunun ve uygulamanın aradığı şekilde usulünce tesis edilip edilmediği dosyadaki belgelerden anlaşılamamaktadır. Teminat amaçlı vefalı satışlar için doktrinde tartışma kanusu olan ..yasağı yönünden de gerek tarafların açıklamalarının bulunmaması gerekse temyiz konusu yapılmaması sebebiyle vefa hakkının esası yönünden tartışma yapılamadığı açıktır.
    Olayımız davacı asil için, çok sayıda şüphelinin bulunduğu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/31667 sayılı soruşturma dosyasında, talep üzerine İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği tarafından 04.08.2016 tarihinde taşınmaz tüm malvarlıklarına tedbir konulmuş, karar Tapu Sicil Müdürlüğüne bildirilmekle 10.01.2017 tarihinden itibaren uygulanmaya başlamış, beyanlar hanesine işlenmiştir.
    Uygulanan tedbirin taraflar arasındaki tapu kaydının devri ve hatta protokol tarihinden sonra karar altına alındığı, bu durumun sözleşmenin öncesinde bilinmesi mümkün olmadığı gibi, sözleşme ile ilgisi olmadığı ve neticeden davacının vefa hakkını kullanmasına engel teşkil eden olağanüstü bir durum olduğu açıktır. Bu durumda T.B.K 736. maddesinde tanınan vefa hakkı yönünden taraflar arasında kararlaştırılan 18 aylık sürenin bitiminden önce, konulan tedbir ile hakkın fiilen kullanılamaz hale geldiği, zor duruma düşen davacının süre uzatım talebinin çok cüz"i bir kısmının kabulünün, T.B.K 138. maddesinde tanınan hakkın kullanımı yönünden amaca uygun bulunmadığı; esasen davacıya en azından tedbir kararının kaldırılmasından itibaren uygun bir sürenin verilmesi gerekirken, alınan 2. sürenin kanunun ruhuna aykırılık oluşturduğu açıktır.
    Yukarıda açıklanan gerekçeler ışığında aşırı ifa güçlüğü ile karşılaşan davacının, vefa hakkına ilişkin sürenin uzatılmasına yönelik tespit talebinin makul bir süre olarak kabulü gerekirdi. Açıklanan nedenlerle davacının temyiz talebinin kabulü gerektiği düşüncesiyle aksi yönde tezahür eden sayın çoğunluk görüşüne iştirak edemiyorum.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi