16. Hukuk Dairesi 2016/7184 E. , 2019/7014 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde hava fotoğraflarından yararlanılmadığı açıklanarak, öğretim üyesi seviyesinde Ziraat Fakültesi Toprak Bölümünden bir ziraat mühendisi, bir harita veya kadastro mühendisi ile bir jeolog bilirkişiden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle dava tarihinden 20-25 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aletiyle incelenmesi, bu şekilde taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin belirlenmesine çalışılması, tanık ve bilirkişi sözlerinin ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlendikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirilme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 14.06.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 24.805,98 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. TMK"nın 713/3. maddesi uyarınca bu nitelikteki davalarda Hazineye ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine husumet yöneltilmesi gerekmektedir. Yasal hasım konumundaki tüzel kişiler davaya dahil edilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulması mümkün değildir. Somut olayda dava, Hazine ve ... hasım gösterilerek açılmış olup, karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun"un 1. maddesi gereğince çekişmeli taşınmazın bulunduğu Gaziantep Büyükşehir Belediyesi"nin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiş, büyükşehir belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belde belediyeleri ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmış olmakla davanın İlçe Belediyesi ile birlikte Büyükşehir Belediyesine de (yasal hasım olarak) yöneltilmesi gerektiği halde, bu husus mahkemece gözden kaçırılmıştır. Bu nedenle yöntemince taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilemez. Diğer taraftan davacı, dava dilekçesinde çekişmeli taşınmazın daha önce murisi ...’ın nizasız fasılasız 40 yılı aşkın süredir zilyetliğinde iken, murisin 2005 yılında vefat ettiğini ve çekişmeli taşınmazın mirasçılar arasında yapılan taksim sonucunda kendisine kaldığını öne sürerek taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Ne var ki; mahkemece davacının aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı hususunda yeterli araştırma ve değerlendirme de yapılmamıştır. Aktif dava ehliyetinin varlığı dava şartlarından olduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen dikkate alınması gerekir. Davacının aktif dava ehliyetine sahip olup olmadığı belirlenmeden işin esasına girilemez.
Hal böyle olunca; mahkemece, öncelikle davacı tarafa, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Yavuzeli Belediye Başkanlığı’nı davaya dahil etmek üzere süre ve imkan tanınmalı; bu şekilde taraf eksikliğinin yöntemince tamamlanması halinde, dahili davalılardan savunma ve delilleri sorulup saptanmalı; bildirmeleri halinde delilleri toplanmalı, bundan sonra, davacının miras bırakanı ... terekesine dahil olup, kadastro sonucunda muris ya da mirasçıları adına tespit ve tescil edilen dava dışı taşınmaz mallar bulunup bulunmadığı hususu ayrıntılı şekilde araştırılmalı; varsa sözü edilen taşınmazların tapu kayıtları, kadastro tespit tutanakları ve dayanakları belgeler ile dava konusu iseler ilgili dava dosyaları getirtilmeli; daha sonra mahkemece, mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında mahalli bilirkişi ve tanıklardan davacının murisi ...’ın terekesinin tüm mirasçıların katılımı ile taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise çekişmeli taşınmazın davacıya kalıp kalmadığı, taşınmazın kim tarafından, ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı hususları sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tanık beyanları ile yerel bilirkişilerin beyanları çeliştiği takdirde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılmalı, çelişkinin giderilmemesi halinde hangi beyana üstünlük tanındığının gerekçesi kararda açıklanmalı; taksime dair beyanlar, dosyaya getirtilecek olan murise ait taşınmazların tutanakları ve tapu kayıtları ile denetlenmeli; bundan sonra öncelikle davacının aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli, davacının aktif dava ehliyeti bulunduğu sonucuna varılması halinde toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."a iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.