22. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/2264 Karar No: 2011/9088
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/2264 Esas 2011/9088 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı belediyede çalışan ve maaşından tasarrufu teşvik kesintisi yapılan bir işçi, ilgili bankaya yatırılmayan kesinti ve nema alacakları için dava açmıştır. Mahkeme belediye hakkındaki dava reddedilirken, Hazine yönünden talepler hüküm altına alınmıştır. Ancak tasarrufu teşvik kesintilerinin idarenin kamu gücü kullanılarak yapıldığı gözetildiğinde, bu tür davalarda idari yargı yerinin görevli olduğuna karar verilmiştir. Bu nedenle, dava dilekçesinin görev yönünden reddedilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi hatalıdır. Kararda bahsedilen kanun maddeleri: 3417 ve 4853 sayılı Kanunlar.
Davacı, davalı belediyede işçi olarak çalıştığını, çalıştığı süre boyunca maaşından tasarrufu teşvik kesintisi yapıldığı halde ilgili bankaya yatırılmadığını ileri sürerek tasarrufu teşvik kesintisi ve nema alacaklarının ödetilmesini talep etmiştir. Davalı Belediye vekili cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında davanın reddini istemiştir. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında davanın reddini istemiştir. Mahkeme Belediye hakkındaki davayı taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddetmiş, Hazine yönünden talepleri hüküm altına almıştır. Hüküm davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir. Dava, tasarrufu teşvik kesintisi ve katkı paylarının 3417 ve 4853 sayılı Kanunlar gereğince ilgili banka hesabına yatırılmaması nedeniyle tasarrufu teşvik ve nema alacağının davalı belediye ve Hazineden tahsiline karar verilmesi isteğine ilişkindir. Resmi Gazetenin 14/10/2011 gün ve 28084 mükerrer sayısında yayımlanan Uyuşmazlık Mahkemesinin 20/12/2010 tarih ve 156–328 sayılı kararında da belirtildiği üzere; tasarrufu teşvik kesintilerinin ilgililerin iradeleri dışında, idarenin kamu gücü kullanılarak yapılması, konunun kamu hukuku alanına ilişkin olması gözetildiğinde; tasarruf kesintisi, kurum katkısı ve nemaların tahsili istemiyle anılan idarelere karşı açılan davaların görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevlidir. Görev hususu dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınmalıdır. Bu durumda yargı yolu nedeni ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulmuş olması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 30/12/2011 gününde oybirliği ile karar verildi.