13. Hukuk Dairesi 2018/2041 E. , 2018/12503 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, davalı şirkete ait parseller üzerinde bulunan "...Tatil Köyünden" dönerli sistemle kullanabileceği 14 Adet 1/36 hisseli devremülk satın aldığını, 14 adet devremülkün 6 adedinin tapu devrinin gerçekleşmesine rağmen inşaatın bitirilemediğini, diğer 8 adedinin ise tapuda devrinin gerçekleşmediğini, bu nedenle hisseli gayrimenkul satış sözleşmelerinin iptaline, bu sözleşmeler uyarınca ödenen toplam satış bedeli olan 113.795,00-TL’nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, adına tapuda hisse devri yapılan taşınmazların davalı adına geri tesciline, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, tapunun davacıya devredildiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 113.795,00 TL"nin ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, taraflar arasında düzenlenen 25/03/2012 tarih 19138 nolu, 22/03/2012 tarih 19140 nolu, 08/04/2012 tarih 19917 nolu, 12/08/2012 tarih 20892 nolu, 13/05/2012 tarih 20046 nolu, 13/05/2012 tarih 20007 nolu, 22/03/2012 tarih 19141 nolu, 08/04/2012 tarih 19920, 19919,19918,19921 nolu, 18/02/2013 tarih 11497, 11385, 12492 nolu, sözleşmelerin feshine, Davacı adına tescili yapılan İhsaniye ilçesi Yaylabağı mahallesi tapusunun 105 ada 128 parseldeki 1/18, 1/36 hisse ile İhsaniye ilçesi Yaylabağı mahallesi 108 ada 122 parseldeki 1/36 hissenin tapularının iptali ile bu hisselerin davalı adına tapuya teşciline, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davacı tarafından imzalanan devremülk satış sözleşmelerinin iptali, ödenen bedelin iadesi ve tapunun iptali ile davalı adına kayıt ve tesciline ilişkindir. Taraflar arasındaki değişik tarihlerde devremülk satış sözleşmesi imzalanmıştır. Söz konusu sözleşmeler incelendiğinde tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazların bir kısmına ilişkin tapuların 28.06.2012, 29.08.2013 ve 24.06.2013 tarihlerinde davacıya verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, devre mülklerden 6508 nolu daire ile 1308 nolu dairelerin tamamlandığı, 2301 nolu dairenin inşaat tamamlama seviyesinin %85, 5301, 5303, 5505 nolu dairelerin inşaat tamamlanma oranlarının %48, 3508 nolu dairenin inşaat tamamlanma oranının %50 seviyesinde olduğu tespit edildiği, davalının sözleşmeyle üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi ve sözleşme şartlarına uygun olarak belirlenen süre içerisinde yerine getiremediği, davacı tarafın üzerine düşen edimleri yerine getirerek sözleşme bedellerini ödediği, davacı yanın sözleşmeleri fesih hakkının doğduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmuştur. Ancak dava dosyasında yer alan sözleşmeler incelendiğinde bir kısım sözleşmelerde bahsi geçen taşınmazların tapuda davacı adına devredilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davalı tarafından tapularının devri gerçekleştirilmemiş 8 adet devre mülk için yapılan hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin 634 sayılı Kat Mülkiyetinin 57 ila 65. maddeleri ve TMK.nun 780 ve 781. maddelerine uygun olarak resmi şekilde düzenlenmediğinden geçersiz sözleşme gerekçesiyle, ve yine tapuda devri gerçekleşen taşınmazlar için ise keşif sonucu aldırılan bilirkişi raporu değerlendirildiğinde devredilen taşınmazın tamamlanma oranın %85, %50, %48 olduğu, henüz kullanıma hazır olmadığı ve fiilen teslim edilmediğinden devremülk satış sözleşmesinin feshine ilişkin koşulların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemece, yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/son maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının gerekçesi yönünden düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.