20. Hukuk Dairesi 2016/7857 E. , 2018/1956 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1953 yılında yapılan kadastro sırasında Memişli köyü 8 parsel (yeni 143 ada 12 parsel) sayılı 3480 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden bağ niteliğiyle davacılar murisi .....adına tesbit edilmiş olup, halen davacılar adına tapuda kayıtlıdır. Çekişmeli taşınmazın, kadastro sırasında İshak Yardımcı adına tespitine karşı Orman Yönetimi kadastro tesbitine itiraz davası açmış;.....Mahkemesinin 1955/8-563 sayılı kararıyla davanın feragatten reddine karar verilerek kesinleşmiş ve tapuya tescil edilmiştir.
Davacılar vekili, 10/04/2009 tarihli dilekçesiyle, taşınmazın ormanla ilgisi olmadığı halde, 1999 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırı içine alındığını ileri sürerek, sınırlamanın iptali istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, taşınmazın orman sayılan yerlerden ve muhafaza ormanının devamı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13/05/2014 tarih ve 2014/2265 E- 5459 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ” Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden ve muhafaza ormanının devamı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; 02.04.2010 tarihli keşif sonunda hazırlanan orman bilirkişi raporunda; çekişmeli taşınmazın 1953 tarihli hava fotoğrafı ve 1957 tarihli memleket haritasında yeşil renkli orman alanında kaldığı, eğiminin % 8-10 civarında, üzerinde 40-45 cm. çapında kızılçam ve 25-30 cm. çapında zeytin ağaçları olduğu açıklanmış ise de, 24.09.2010 tarihli ek raporda, taşınmazın eski tarihli resmî belgelerde kısmen bağ olarak gösterildiği açıklanmak suretiyle çelişki yaratılmış, taşınmazın konumunu gösteren eski tarihli hava fotoğrafları rapora eklenmemiş, ziraat uzmanından ağaçların sayısı, yaşı konusunda rapor alınmamış, taşınmazla ilgili .... Arazi Kadastro Mahkemesi kararının kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı tartışılmamıştır. Bundan ayrı; çekişmeli taşınmazların ......ismi ile devamlı (sürekli) muhafaza ormanı olarak ayrılıp ayrılmadıkları.....haritasının içinde kalıp kalmadıkları yönünde araştırma yapılmamıştır. Bu durumda, taşınmazın öncesinin orman niteliğinin belirlenmesi yönünde yapılan araştırma yeterli ve kanaat verici değildir. "" denilmiştir.
.....
Mahkemece, bozma kararına uyularak, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/1. maddesi gereğince evvelce kadastrosu yapılan ve tapulaması yapılan yerlerde yeniden kadastro yapılamayacığından ve orman sayıldığı belirtilen düzenlemenin ikinci kadastro hükmünde olduğundan, usuli kazanılmış hak nedeniyle davacının davasının kabulüne, dava konusu .....143 ada, 12 parsel sayılı taşınmazın orman kadastro sınırları dışına çıkartılarak mevcut olan kayıt üzerinden devamına karar verilmiş; hüküm davalı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 10 yıllık sürede açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp 08.02.1999 tarihinde ilan edilerek kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması ile 29.02.2012 tarihinde kesinleşmiş 3402 sayılı Kanunun 22-A maddesine göre yapılan çalışmalar vardır.
Mahkemece daha önce kadastro yapılan yerlerde sonradan yapılan orman kadastrosunun 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/1. maddesi gereğince 2. kadastro ve geçerli olmadığı belirtilmişse de bu değerlendirmenin doğru olmadığı, dava konusu taşınmazın eski tarihli memleket haritası ile hava fotoğraflarında orman sayılmayan yerlerden olduğu, 1953 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda kişi adına tespit ve tapuya tescil edildiği dolayısıyla mahkemenin son orman sınırları dışına çıkarılması kararının neticesi itibariyle doğru olduğu anlaşıldığından, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 19/03/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.