Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3692
Karar No: 2019/6994
Karar Tarihi: 05.11.2019

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/3692 Esas 2019/6994 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2019/3692 E.  ,  2019/6994 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BATI KADASTRO MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin yukarda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi Sincan Belediye Başkanlığı tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Uygulama kadastrosu sırasında, ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı Sincan Belediye Başkanlığı adına kayıtlı bulunan eski 234 parsel sayılı 326.612,32 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, yeni 115 ada 14 parsel numarasıyla ve 308.107,30 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı Sincan Belediye Başkanlığı, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği iddiası ile Kadastro Müdürlüğünü hasım göstererek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın uygulama kadastrosu gibi tesciline karar verilmiş; davacı vekili tarafından temyiz edilen hüküm Dairemizin 29.05.2019 tarih, 2016/7714 Esas, 2019/4045 Karar sayılı ilamı ile onanmış olup, bu kez davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur.
    Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
    Somut olayda mahkemece, yapılan çakıştırma sonucunda davacıya ait eski 234 parsel, yeni 115 ada 14 parsel ile sınırlaşan kenarlarında herhangi bir değişikliğin olmadığı, eski ve yeni tarihli hava fotoğrafları üzerinde yapılan değerlendirmeler sonucunda da genel olarak zeminle uyumlu olduğunun belirlendiği, doğu sınırındaki farklılığın ise doğu sınırının paftasında yapılan hatadan kaynaklandığı ve parsellerin yeni konumlarının yeni ve eski tarihli hava fotoğrafları üzerinde de değerlendirilmeleri sonucu pafta zemin uyumunun mevcut bulunduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yukarıda anlatılan esaslara uygun bir araştırma ve inceleme yapılmadığı gibi, mahallinde icra edilen keşif neticesi alınan fen bilirkişi raporunda, çekişmeli 234 parselin, doğusunda bulunan eski 190, 195 ve 353 parsellerin üzerine bindiği, diğer sınırların ise uyumlu olduğu ve yenileme kadastrosu çalışmalarında 234 parselin bu parsellere binmeli kısmının 234 parselden iptal edildiği, yüzölçümündeki azalmanın buna bağlı oluştuğu, hatanın 234 parselin doğu sınırının tapulama paftasındaki hatadan ileri geldiği, 234 parselin doğu sınırının zemine göre diğer parselleri de içine alacak şekilde çizildiği, parsellerin pafta sınırlarının eski tarihli hava fotoğrafı ile uyumlu olması nedeniyle yenileme çalışmasının doğru yapıldığı bildirilmekle beraber, rapor ekindeki haritalardan, her bir parselin dış sınırlarının farklı bir pafta ile oluşturulduğu anlaşılmakta olup (234 parsel pafta 19, 190 ve 353 parsel pafta 12, 195 parsel pafta 12), rapor içeriğinde tapulama paftalarından bahsedilmekte ise de uyuşmazlığa konu 234 parselin ve bu parselin doğusunda bulunan 190, 195 ve 353 parsellerin nasıl oluştuğu, kadastro parseli mi olduğu, yoksa ihdasen oluşturulan parsellerden mi olduğu, parsellerin binmeli kısmının kadastro işleminden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, parsellerin binmeli olarak tescil edildiğinin kesin olarak tespiti halinde hukuken hangi parselin diğerine binmeli kabul edilmesi ve bu kapsamda hangi taşınmaza ait bölümün iptalinin gerektiği hususları irdelenmeksizin, uygulama kadastrosu sonucu oluşan sınırların, hangi tapulama çalışması olduğu da rapor içinde açıklanmayan tapulama çalışmalarına en yakın tarihli hava fotoğrafına uyumu tartışmasına göre hazırlanan rapor doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
    Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, çekişmeli 234 parsel ile doğu komşuları 190, 195 ve 353 parsel sayılı taşınmazların kadastro sonucu oluşup oluşmadığı, belirlenmeli, kadastro sonucu oluşmadığının anlaşılması halinde ne şekilde oluştuğu araştırılarak parsellerin oluşumuna esas evrak dosyaya getirtilmeli, bu aşamada getirtilen evrakın incelenmesi neticesinde 190, 195 ve 353 parsel sayılı taşınmaz maliklerinin de davaya dahil edilmesi gerekebileceği hususu gözetilmeli, bundan sonra, harita mühendisi sıfatına sahip üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yukarıda belirtilen esaslara uygun olarak ve özellikle parsellerin öncesi ve binmeli kısımlarına yönelik denetime elverişli ayrıntılı inceleme ve araştırma yapılarak, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli, uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek veya teknik olarak bir hata içermeyen paftaları fiili duruma uygun hale getirmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekirken sehven onandığı anlaşılmakla, davacı yanın karar düzeltme isteminin bu nedenle kabulü ile Dairemizin 29.05.2019 tarih, 2016/7714 Esas, 2019/4045 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı karar düzeltme ve temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 05.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi