Esas No: 2020/49
Karar No: 2021/380
Karar Tarihi: 21.06.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/49 Esas 2021/380 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/49 Esas
KARAR NO : 2021/380
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 29/08/2018
KARAR TARİHİ : 21/06/2021
İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 28/11/2019 tarih ve 2018/398 Esas 2019/352 karar sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın mahkememize tevzi edildiği, mahkememizce 2020/49 esas sayılı sırasına kaydedilerek yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı ... Şirketi'ne ait ... plakalı aracın müvekkili olan ... Sigorta A.Ş. tarafından ... No.lu Kasko Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalandığını, 12.10.2016 tarihinde davalı şirkete ait olan ve davalı sürücü ... sevk ve idaresinde olan ... plakalı aracın ... ili ... mevkiinde seyir halide iken davacı şirket sigortalısına ait... plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, anılan kaza sebebiyle, sigortalı ...plakalı araçta meydana gelen hasarın tespiti amacıyla müvekkil şirketçe ekspertiz incelemesi yapıldığını, yapılan ekspertiz incelemesi sonucunda düzenlenen raporda sigortalı araçta toplam 59.445,00 TL hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, söz konusu kazada davalıların %75 oranında kusurlu olduklarından 44.583,75 TL oranında davalılara rücu edileceğini, bu esnada davalıların kendi sigorta şirketlerinden 33.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığından davanın 13.584,00 TL üzerinden açılması zorunluluğu hasıl olduğunu, davalının dava konusu kazada %75 kusurlu olduğunu, söz konusu zarardan davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarını, bu nedenlerle 13.584,00 TL'nin ödeme tarihi olan 24.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen davalılardan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı ... Tic. A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davada Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiği, zarar söz konusu olsa dahi bu zararın zorunlu mali sorumluluk poliçesi kapsamında kaldığını, müvekkili şirketin aracın işleteni sıfatını taşımadığını, bir an için diğer davalı olan, araç sürücüsü ...'nun kusurlu olduğu düşünülse dahi, gerek KTK, gerekse yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca araç kiralama işiyle iştigal eden şirketlerin kiraya verdiği araçlarla meydana getirilen zararlardan aracın maliki olan kiralayan şirketin değil; aracın işleteni olan kiracının sorumlu olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olayın 2016 tarihinde meydana geldiğini, davacının davayı ikame etmesinde hukuki yarar bulunmadığını, zaman aşımı itirazının bulunduğunu, dava şartı olan ara buluculuğun yerine getirilmediğini, davacının kendisinin %75 oranında kusurlu olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, kasko poliçesinin bulunduğunu kendisinin mesul görülemeyeceğini, davanın kasko şirketi olan ... Sigortaya ihbar edilmesini, dava konusu kaza sebebiyle kendisinin mağdur olduğunu, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini, yapılan yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE DEĞERLENDİRMELER;
Dava, kasko sigortası kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1472. maddesine göre sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir.
Taraflar arabuluculuğa sevk edilmiş arabulucu 10/03/2021 tarihli tutanağında tarafların sulh olduklarını bildirmiştir.
Taraflar celse arası sundukları dilekçeleri ile sulh olduklarını karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların anlaşması doğrultusunda davanın konusuz kaldığının anlaşılması, masraf ve ücreti vekalet istemediklerini bildirmiş olması karşısında dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, istenmediğinden masraf ve vekalet ücreti tayin ve taktirine de yer olmadığına dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusuz kalmakla esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gerekli harç peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/06/2021
Katip ...
Hakim ...