
Esas No: 2022/4330
Karar No: 2022/6055
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4330 Esas 2022/6055 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/4330 E. , 2022/6055 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :... 5. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı ... . Cafe Eğl. Hizm. Tic. Ltd. Şti. vekili ile feri müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince, istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın,davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik HâkimiTürkan Koçak tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkette 01/06/2006-01/12/2010 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığını, ancak sigorta primlerinin tam yatırılmadığını belirterek 01/06/2006-01/12/2010 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı itirazında bulunduklarını, davacının davalı şirkette 19/05/2009-08/07/2009 tarihleri arasında çalıştığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“...Davacı, davalı iş yerinde 01/12/2010 tarihine kadar kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiş ise de, davacının davalı iş yerinde çalıştığı yönünde net beyan veren bordro tanıklardan ... hizmet akdinin 01/01/2010, ... hizmet akdinin de 18/10/2010 tarihinde sona erdiği, davacının yeni iş veren bünyesinde kısa bir dönem çalıştığını beyan ettiği ve işten çıkışının da 17/01/2010 olduğu görülmekle, davacının 18/01/2010-01/12/2010 tarihleri arasında davalı iş yerinde çalıştığı ispatlanamadığından, davalılar ...-... yönünden açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir..” gerekçesi ile , “davanın kısmen kabulü ile;
- Davacı ...'nın 1031610 sicil numaralı davalı ...'nde, SGK ya bildirilen hizmet süreleri dışlanmak suretiyle 01/07/2006-30/10/2009 tarihleri arasında hizmet akdine bağlı olarak dönemin asgari ücreti ile çalıştığının tespitine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm tanıkların davacının davalılar yanında sürekli çalıştığını söylemiş olduklarını, mahkemece yanlı ve yanlış bilirkişi raporuna göre hüküm oluşturulduğunu, kurumca gönderilen tebligatın müvekkilinin davalıların evinde çalışırken tebliğ alması üzerine SGK yetkililerince müvekkilinin davalılar yanında kayıtsız çalıştığının fark edilmiş olduğunu, davacıya davalı tarafça delil olarak sunulu SGK tutanağının baskı ile imzalattırılmış olduğunu, davalılar ile müvekkili davacı arasında hiçbir akrabalık bağı bulunmadığını, dosya içerisindeki fotoğraflarla çalışmanın ispatlanmış olduğunu belirtmiştir.
Davalı SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dosyadan toplanan deliller kapsamında davacının; davalı iş yerinde, talep ettiği dönemde çalıştığına dair iddiası sübut bulmamasına rağmen ilk derece mahkemesince davanın kabulüne dair karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı ... şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılmış olduğundan zamanaşımı sebebiyle davanın reddedilmesi gerekirken davanın kabul edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu,
-Ayrıca davacının SGK Kayıtlarında yapılan incelemede davacının 01.06.2016 tarihinde isteğe bağlı sigorta müracaatında bulunduğunun tespit edildiğini, Yerel Mahkemenin isteğe bağlı sigortalılığın başlangıcı ve bitiş tarihi ile ilgili araştırma yapmadan hüküm kurmasının da haksız ve hukuka aykırı olduğunu,-Davacının dava dilekçesinde; 01/06/2006 – 01/12/2010 tarihleri arasında davalı müvekkili nezdinde çalıştığını iddia ettiğini, 5510 Sayılı Kanunun 86. maddesi gereği dava konusu hizmetin tespit davasının hizmetin bittiği yılın sonundan itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiğini, davacının hizmet süresinin 01.12.2010 tarihinde sona erdiğini beyan ettiğini ve hizmet süresinin sonu olan 2010 yılından itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunduğunu, mahkemece de bu hususun re’sen gözetilmesi gerektiğini, hak düşürücücü sürenin geçmiş olması sebebiyle açılan davanın reddi yerine davanın kabulüne karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“...Yukarıda yapılan bu açıklamalara göre; dava konusunun 01/06/2006-01/12/2010 arası dönem olduğu, davacının 19/05/2009-08/07/2009 tarihleri arasında davalı şirketteki çalışmasının kuruma bildirildiği ve İlk Derece Mahkemesince; 01/07/2006-30/10/2009 tarihleri arası dönem yönünden davacının davalı Şirket' de, SGK'ya bildirilen hizmet süreleri dışlanmak suretiyle çalıştığının tespitine karar verildiği anlaşılmış ise de; yapılan inceleme neticesinde Mahkemece dava konusu edilen 01/06/2006-19/05/2009 tarihleri arası dönem yönünden hak düşürücü süre nedeniyle talebin reddi gerektiği, 19/05/2009-08/07/2009 tarihleri arası dönem yönünden davalı şirket yanında tam bildirim bulunduğundan bu dönem yönünden davacının hukuki yararının bulunmadığı ve son olarak 08/07/2009-30/10/2009 tarihleri yönünden ise; davacının davalı şirket yanında çalıştığının ispat edilemediği nazara alınarak istemin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır...” gerekçesiyle davalı vekili ile feri müdahil SGK vekilinin HMK'nın 353/1-b.2 maddesi gereğince istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar vererek,
“Davalı ... ile Feri Müdahil ...'nın istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, HMK'nın 353/1-b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,
1-Davacının 19/05/2009 tarihinden önceki dönem yönünden talebinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine,
2-Davacının 19/05/2009-08/07/2009 tarihleri arasındaki dönem yönünden talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine,
3-Davacının 08/07/2009-30/10/2009 tarihleri arasındaki dönem yönünden talebinin ispat edilemediğinden reddine” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davcacı vekili kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesidir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Eldeki davada, davacının çalışmasına ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumuna 1031610 işyeri sicil numarası ile kayıtlı olan davalı ... yanında 19.05.2009 tarihinde işe giriş bildirgesi verildiği,bu işyerinden 19.05.2009-08.07.2009 arası tam bildirimde bulunulduğu,sonrasında davalılar ... ve ... adi ortaklığı adına olan ... sicil no.lu işyerinden de 01.11.2009-17.01.2010 tarihleri arasında tam bildiriminin olduğu ve bu bildirime ait işe giriş bildirgesinin de mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar Mahkemece kaldırma kararında, davacıyla iligili olarak davalı şirket tarafından ilk defa 19.05.2009 tarihinde işe giriş bildirgesi verildiği ve iş bu davanın 10.07.2018 tarihinde ikame edildiği gerekçesiyle , bu tarihten önceki çalışmalar olan 01/06/2006-19/05/2009 tarihleri arası dönem yönünden hak düşürücü süre nedeniyle talebin reddinin gerekeceği, 19/05/2009-08/07/2009 tarihleri arası dönem yönünden davalı şirket yanında tam bildirim bulunduğundan bu dönem yönünden davacının hukuki yararının bulunmadığı, 08/07/2009-30/10/2009 tarihleri yönünden ise; davacının davalı şirket yanında çalıştığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de,davacının talebinin 01.06.2006-01.12.2010 tarihleri arasında olduğu göz önüne alındığında davacının talebini içeren davacı adına yapılan son bildirim tarihi olan 17.01.2010 ile talep sonu olan 01.12.2010 arası dönemi yönünden ise herhangi bir hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle Mahkemece,17.01.2010-01.12.2010 döneminde hangi işverenlik nezdinde mevcut bir çalışmanın olup olmadığı dava sırasında dinlenen tanıkların ve yeni tespit edilecek bordro ve komşu işyeri tanıklarının anılan dönemle ilgili ayrıntılı ifadeleri alınarak aradaki çelişkiler giderilmek suretiyle gerekli tüm araştırma yapılarak bu dönem yönünden de çalışmanın olup olmadığı belirlenerek bir karar verilmelidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının kabulü ile kararın kaldırılarak davanın reddine ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.